30 Mart 2023 Perşembe

GENE DE YAPTIM BİR ŞEYLER

                         Bir kaç bir şeyler yaptım bu zaman içinde. Üretkenliğim bana yakışmayacak seviyelerde sürünüyor ama bu da bir şeydir yani 🤗. Okuma durumum hele; tam fecaat, bu yaşımdan önceki yaşlarım işaret parmaklarını ağızlarına yavaş yavaş vurarak, eleştiren gözlerle bana bakıyorlar. Haftada iki-üç kitap okuyan ben, ayda bir bilemedin iki kitap okur haldeyim. Bazı aylar hiç okumamış olabilirim. Gerçi her ‘sıkı’ kitap okuyucusu zaman zaman aşırı okuma ve ardından gelen kısa süreli ‘okuyamama’ epizotları yaşamıştır ama benimkisi biraz uzun oldu. Geçen hafta Ocak Ayının İki Yüzü/Patricia Highsmith adlı romanı okudum. Pek güzeldi, filmi de varmış, sonradan öğrendim yazarı araştırırken. Tavsiye ederim, bulup filmini de izleyeceğim. 

                          Şuraya birkaç fotoğraf da koyayım da, hepten boş durmadığımın kanıtı olsun yaptıklarım. 

                          Frida’nın Çiçekleri’ni örüp hırka yaptım kendimce..






                  Artık yünlerden tığ işi kazak ördüm. Sonrasında kol ve etek ucuna lastik de ördüm ama fotosu yok, idare edin 🤗



Kırk yama hırka ördüm, daha hiç giymedim 😂




Çiğköfte sık sık yaptım 😋


Evde kimsenin yemediği pekmezlerden pestil ve orcik yaptım 😁







Daha bir sürü şey işte……
Kalın sağlıkla…..

29 Mart 2023 Çarşamba

YALANCI ÇOBAN HİKAYESİ

                                   Yalancı çobanın hikayesine dönen gelip gitmelerim için özür diliyorum dostlar. Uzun süren yokluğumu anlatacağım derken yaşadığımız korkunç deprem ve devamında yaşanmaya devam eden trajediler sonrası, ancak şu gün kendimde yazma cesareti ve isteği bulabildim. Haa, o da zorla, onu da belirtmeliyim. Yani ileriki dönemde gene isteksizlik gösterebilirim yazma konusunda.          

                                    Öncelikle depremde kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah rahmet etsin, kalanların başı sağ olsun, yaralılarımız bir an önce iyileşsin. Böylesi bir acıdan sonra kendi anlatacaklarım çok önemsizleştiği için sözünü bile etmeyeceğim. Hepinizin hayatında olan, beklenen rutin kayıplar, hastalıklar vs idi yaşadıklarım zaten. Hepiniz gibi ben de ayakta durmaya, yaşamaya, gülmeye, yiyip içmeye devam ediyorum. 

                                     Buraya gelirken de hep sözünü etmiştim; bir gün geri dönmek üzere gidiyoruz diye. Hala aynı fikirdeyiz, çok uzun olmayacağını düşündüğümüz bir süre sonra döneceğiz. Evet burada yaşamanın pek çok artısı var ama memleket hasreti hiç geçmiyor. İnsan yeşil biberin kokusunu özlüyor. 

                                     Gelip yorum yapan, merak eden herkese çok teşekkür ederim. Recep Altun Bey; sizi merakta bıraktığım için özellikle özür dilerim efendim, büyüğüm olarak affınıza sığınıyorum, kusuruma bakmayın. Handancığım, Minx Kedi, Bücürük ve Ben çok sağolun. Uzmanamatör, Dear Monarosa, deeptone çocuğum, mehtap, dövüşürken hanımefendi değilim hepiniz çok sağ olun. Yorumlarınızı yanıtlayamıyorum ama düzelteceğim.

                                     Anlaşıldığı üzere genel anlamda iyiyim, ara ara bir şeyler paylaşmaya çalışacağım. Hepinize yürekten sevgiler, selamlar. 

                                      Kalın sağlıkla.