29 Haziran 2021 Salı

ALMANYA‘DAKİ İLGİNÇ AYRINTILARA DEVAM

                        


Evlerden başlamıştım, oradan devam edeyim. Efendim, buradaki evlerin inşaası sırasında en standart malzeme neyse onu kullanıyorlar. Öyle alengirli yer döşemesi, mutfak tezgahı, atraksiyonlu lavabo vs görmek pek olası değil. Hatta banyolarda; dolaptı, aynaydı gibi bizde standart olan şeyleri bile Nadire’n görürsünüz. Genelde lavabo altında bir ayak oluyor, ayna olarak da bizim 80’lerde falan kullandığımız ecza dolaplarından. Dayansalar falan da o dönemlerden kalma gibi. Mutfak tezgahlarında öyle çimston, granit falan hiç görmedim, genelde kendinden yapışkanlı şu kaplama malzemeleri var ya, adını bilemedim, onlarla kaplı oluyor tezgahlar. Evlerin hiçbir yerinde korniş ve benzeri olmadığı gibi, kartonpiyer de olmuyor. En ilginçti ise, müstakil ya da apartman dairesi olsun, evlerin giriş kapısı bildiğiniz normal tahta kapı, burada çelik  kapı diye bir kavram yok. Hatta müstakil evlerin giriş kapıları mutlaka pencereli oluyor. Kapılarda ekstra bir kilit veya önlem yok. Öyle basitçe anahtarla açıp giriyor ve gene sadece anahtarla kilitleyip yatıyorsunuz. Kilit de basit normal bir kilit. İlk başlarda çok tedirgin oluyordum ama artık alıştım bu duruma. 
                                 Yine bizden çok farklı olarak buradaki evlerin banyo ve tuvaletleri neredeyse her zaman dış mekana bakıyor ve mutlaka normal boyutlarda bir penceresi oluyor. Genelde de bu pencerelerin camları normal cam oluyor ve banyo veya tuvaletinizde tül perde kullanmanız gerekiyor. Bu da başlangıçta alışması bayağı zor bir durum. 
Gelelim hizmet sektörüne. Bizim gibi aceleci ve talepkar bir toplumda yetişmiş insanlar için alışması en zor konu bu bence. Burada her sektörde işler acayip yavaş ilerliyor. Örneğin bir mobilya beğendiniz, hatta daha da basite inelim; bir yatak beğendiniz, öncelikle beğendiğiniz ürünü sipariş ediyorlar, en az on beş gün o ürünün mağazaya gelmesini bekliyorsunuz. Ürün geldiğinde ise gidip almanız ve transferini kendiniz halletmeniz gerekiyor. Evet evet, burada transfer gerektiren her türlü ürünü kendiniz taşıyorsunuz. O yüzden Almanya’da genelde şahsi araçlar steyşin vagon ( station wagon) tabir edilen cinsten tercih ediliyor. Bizim için aldığımız bir eşyanın eve teslim edilmemesi o mağazadan asla alışveriş etmeyeceğimiz anlamına gelir ama burada bu tür bir hizmet almak imkansız. Araba demişken hemen ekleyelim; ÖTV cinsinden bir vergi olmadığından olsa gerek, Almanların genelde ilk güneş ışıklarıyla birlikte gün yüzüne çıkardıkları üstü açık bir arabaları mutlaka olur. Bizim için lüx görünen bu arabalar, burada  gayet makul fiyatlarla satıldığı için neredeyse her evde bir tane var. Hava açık olduğu ve ısı 20 dereceyi gördüğü anda caddelerde türlü çeşit açık araba görülür. Güneşe hasret bir millet oldukları ve de azıcık da gösterişçi oldukları için en sevdikleri sosyal aktivitelerden biri de budur. 
Evet bir sonraki yazımda bu başlığa devam ederiz. Şimdilik kalın sağlıkla.