1)Blog yazmaya nasıl başlamışım;efendim ben oldum olası bir şey yapmadan duramayan biriyim.Benim doğrularımla,yönetimin doğruları iyice uyuşmaz olunca,ay artık yapamayacağım,ben emekli oluyorum dedim.Emekli olmadan önce yönetici konumunda çalışıyordum,bunu özellikle belirtiyorum çünkü üst makamla çatıştığım konular sağlık kurumlarına yaptığım denetimlerle ilgiliydi.En basitinden ;özellikle aşı için üretilmiş bir aşı dolabı kullanan kuruma,sırf dolapları çift kapılı no frost buz dolabı değil diye ceza kesmemi istediklerinde çıldırıyordum.Neyse çok ama çok sevdiğim mesleğimi bırakınca,çok ama çok sevdiğim diğer şeylere yöneldim.Ancak hobilerimi paylaşabileceğim bir mecraya da ihtiyaç vardı,çünkü ben yaptıklarımı nasıl yaptığımı anlatmayı pek severken,konu komşu gezmesini hiç sevmem.Bol karbonhidrat eşliğinde dedikodu bana göre değil.Durum böyle olunca neden blog açmıyorum deyip bir gece herkes uyurken açıverdim blogu.Hatta ,Merhaba başlıklı yazıma ilk yorum da daha geçen gün Siyah Kuğu tarafından yapıldı.
2)Blogumda daha önce yazmadığım bir tarzda yazsaymışım bu ne olurmuş;öyle bir tarz kaldı mı bilmiyorum.İkizler burcu insanıyım ben,her şeyi yapmak isterim,yaptığımı da iyi yapmak isterim,o yüzden bu blogda bu kadar karışık konu var.Deneme,makale,anı,şiir her tarzda da yazdım,bir roman kaldı....
3)Bloglarda okumayı sevdiğim yazılar nelermiş;ben kişisel yaşanmışlıkları okumayı seviyorum.Tabi ki favorim kendin yap,yenile,üret,dik,işle ama yazı ağırlıklı bloglarda insanların olaylara tepkileri ilgimi çekiyor.Akıl satan,snob takılan,ohooo ben oldum hatta daldan bile düştüm havasında olan,blogunun havasında bile sınıf ayırımcılığı kokan,kendince elit takılan bloglara uğramıyorum.Ama tepkilerini dobraca yazan,şaşıran,kendisini eleştiren hatta dalga geçen,kimin ne diyeceğinden korkmayan,asiller sınıfının üyesiymiş gibi takılmayan gerçek insanların yazdığı gerçek hikayeleri okumayı seviyorum.Biz Avrupa kültürüne yabancı bir topluluğuz onlar gibi yüz yıllarca süren asiller-avamlar ayrımımız olmamış.Osmanlı bir imparatorluktu ama bu topraklarda hiç bir zaman Osmanoğulları ve halk ,Avrupa'daki gibi keskin çizgilerle ayrılmadı.Yani bizde sınıf farkı diye bir kavram resmiyete dökülmedi.Şimdilerde uydurulan çakma sınıf farkını yaratan okumuş okumamış,cebi biraz para görünce kendini şaşırmış,kendi gibi olmayanı insan yerine koymayan,ona sümüğünü bile atmayan beyaz Türkler'den uzak duruyorum.
4)Hayatta en çok yapmak istediğim üç şey neymiş;birincisi akademik kariyerdi.Ne yazık ki bu hayalimi gerçekleştirme imkanım olmadı.Ben hoca olmak için yaratılmışım,kendi hocalarımın da benden beklentisi buydu ama kısmet değilmiş.Bahaneler saymayacağım,çok istesem yapardım ama önceliklerim farklı konularda ağır bastı diyelim.İkincisi ciddi bir müzik eğitimi almak isterdim,lisede ve üniversitede bağlama sanatçısı,korist ve solist oldum ,eğitim de aldım ancak yeterli değildi tabi.Mesela ciddi anlamda ,bir operada arya söylemek isterdim.Üçüncüsü,kitap yazmak.Belki de yapmaya en yakın olduğum hayalim bu.Bazılarınız bilir ben oburcasına kitap okuyan biriyim.Bazen günde bir kitap,bazen iki günde bir kitap okurum,genelde üç günde bir kitap ortalamam var.Okuma yazmaya başladığımdan beri bu haldeyim.Hal böyle olunca,içinizde bir şeyler birikiyor ve taşmak istiyor.Yıllar önce kızımda dislexi olduğunu öğrendiğimde ( bakınız Bir Dislektik'in Annesinden başlıklı yazım,sanırım Diğer ana başlığı altında olacak ) kendime bir söz verdim.Bir gün kızım üniversiteyi kazandığında,bu konuda bir kitap yazacağım diye.Kızım yakında üniversiteye başlıyor ve ben de kitabıma...Ayrıca anılarımı kitaplaştırmamı isteyenler var,hatta kendisi de yazar olan arkadaşım Sacide Çobanoğlu bu konuda baskı yapıyor.Bunlardan başka aklımda taslakları yazılmış pek çok kısa hikaye ve roman var.Bakalım ne kadarını başarabileceğim...
Ben gene aranızdan seçim yapamadım,takip ettiğim herkes yapsın lütfen bu mimi 😍