Bu konuda daha önce niye yazmamışım bilmiyorum. Sabah sabah ilk işim blogları ziyaret edip yorum bırakmak oluyor. Yorum bırakma konusunda hala sorunlar yaşıyorum ama yorum gitmeyen bloglara akşam tekrar uğrayıp, bir kez daha şansımı deniyorum. Çoğunlukla da ikinci denemem başarılı oluyor. Bazen de dört beş kez deniyorum. Neyse, bu sabah sevgili Yasemin’in blogu Bir Tutam Karınca’yı gezerken, bu ehliyet konusunu yazdığını gördüm. Yasemin Polonya’da yaşıyor, oradaki uygulama ile buradaki çok farklı. O yüzden bu konuyu ben de yazmalıyım diye düşündüm.
Efendim, Almanya’da araç kullanacaksanız ve halihazırda Türkiye’den alınmış bir ehliyetiniz varsa, Almanya’ya giriş yaptığınız tarihten itibaren ehliyetiniz altı ay geçerli. Tabii bu süre Almanya’da oturma izni olanlar için belirlenmiş, turist olarak ya da iş için gidip gelenlerde böyle bir süre söz konusu değil. Peki altı ayın sonunda ne olacak? Öncelikle ehliyetinizi yenilemek için kesinlikle bu süreyi beklememelisiniz. Çünkü işlemler ve kurs zaten altı aydan fazla sürecektir. Yani Almanya’nın size verdiği bu altı aylık süre, aslında yeni ehliyetinizi alana kadar araç kullanabilmeniz için tanınmış bir süredir. Dikkatinizi çektiyse eğer, ehliyet değişimi demiyorum, ehliyet yenilemesi diyorum. Evet, Almanya’da araç kullanacaksanız en baştan yazılı ve uygulamalı sınava girmek zorundasınız. Ehliyetsiz araba kullanma konusuna hiç girmeyeceğim, yapanlar var, hiç böyle bir niyetim olmadığı için başıma ne gelir diye araştırmadım. Emin’im çok ağır cezaları vardır.
Almanya’da ehliyet alacak olan Türkler için iki durum söz konusu; önceden Türkiye’de alınmış ehliyeti olanlar ve hiç ehliyeti olmayanlar. Hiç ehliyeti olmayan kişilerin yapacakları şöyle;
— Bir sürücü kursuna kaydolmak. Bu kursa en az ondört saat devam mecburiyeti var. Kurs bitiminde bir sınav tarihi alınıyor, genelde sınav için en az bir ay sonraya gün veriliyor. Üç hakkınız var, eğer geçemezseniz kursu tekrar alıyorsunuz. Bu üç hakkınızı kurs bitiminden sonraki bir sene içinde kullanabiliyorsunuz. Sınavı geçerseniz, uygulamalı sınav için gün veriliyor. Bu tarihi de sizin istediğiniz bir tarihe göre veriyorlar. Tabii bu arada siz direksiyon dersi alıyorsunuz. Yine burada da belirli bir ders saatini doldurmanız lazım ama zaten direksiyon dersleri belirlenmiş süreden çok daha uzun sürüyor. Çünkü buradaki sürüş kuralları Türkiye’den bayağı farklı, adapte olmanız uzun sürüyor. Ayrıca sınavı yapan mühendisler ( burada direksiyon sınavını yapanlara mühendis deniyor, gerçekten neyin mühendisi olduklarını bilmiyorum) her ayrıntıya puan verdikleri için direksiyon sınavı çok zor, bu yüzden de her şeyi tam yapabilmek için uzun süre ders almak gerekiyor.
— İlk yardım sertifikası almak. Bu sertifikayı almadan sürücü kursuna başlanamıyor. Sertifika Deutsches Rotes Kreuz yani Alman Kızıl Haç’ı tarafından düzenlenen bir günlük kurslardan alınıyor. Bir yıl boyunca geçerliliği var.
Önceden alınmış ehliyeti olanların yapacakları da şöyle;
—Bir sürücü kursuna kaydolmak. Buradaki tek fark direksiyon dersi almak zorunda olmamak. Teorik dersleri almak zorunlu ama önceden ehliyetiniz olduğu için sizi zaten sürücü olarak kabul ediyorlar, bu yüzden direksiyon dersi isteğe bağlı. Ancak dediğim gibi kurallar ve de yollar çok değişik, o yüzden direksiyon dersi almadan sınavı geçmeniz imkansız gibi bir şey. Zaten mühendisler önceden ehliyeti olan kişileri daha çok zorluyorlar çünkü alışkanlıkları değiştirmek gerçekten zor.
—İlk yardım sertifikası almak. Burada da kural aynı. Yalnız mesleki yeterliliğiniz varsa, bunu belgelerseniz bu kurstan muaf oluyorsunuz. Ben tıp diplomamın Almanca çevirisini sunduğum için bu sertifikayı almadım.
Dört yıldır Almanya’da araç kullanıyorum. Kavşaklar, geçiş üstünlükleri, sinyalizasyon, park alanları vs gerçekten bizden çok farklı. Alışması zaman alıyor, en acayibi de trafik ışıklarında karşılıklı durulan bir yolda, sağa ve sola dönüşlerde, her iki yöne de yeşil ışık yanması. Yani görmeniz lazım, tarif edemem, tam ortada buluşup herkes kendi tarafına dönüyor ama o sırada da düz gidiş geliş akmaya devam ediyor. Çarpışan arabalar gibi. Bizde olsa hakikaten çarpışılır ama burada trafik sorunsuz akıyor. Ha bir de yaya görünce zınk diye durma durumu var. Hele yaya geçidinde yaya varsa durmak zorundasın. Ben Türkiye’ de araç kullanırken, yaya geçidinde durduğumda , arkadaki araç sürücüsünden küfür yerdim. Burada yüreği olan durmasın bakalım. Yalnız bu kuralları bozan sürücüler de yok değil. Genelde diğer Avrupa ülkelerinden gelen sürücüler, Hollanda, Belçika, Polonya ve Romanya başta olmak üzere, kuralları bozuyorlar. Hele Belçika’lı ve Hollanda’lı sürücüler İstanbul şoförleri gibi. Polonya ve Romanya’lı sürücüler ise kamyon şoförleri gibi 😂.
Benim aklıma gelenler bu kadar. Merak ettiğiniz şeyleri yorumlara bırakın. Sağlıkla kalın.