4 Mart 2016 Cuma

ANILAR-DEVAM

                          Acillerin kaderidir,hastası geldiği gibi psikopatı,sapığı,canı sıkılanı da acilde alır soluğu.Gelen herkes kendisinin en önemli hasta olduğunu sanır.Bencil milletiz vesselam.Kolu bacağı kopmuş,ölmek üzere bir hasta için sıradaki hastaları bıraktığınızda öyle bir tantana kopar ki sanırsınız sıradakilerin hepsi ölmek üzere.Tüm polikliniklerde olduğu gibi acil önünde sıra bekleyen hastaların değişmez klasiğidir;hastayı çabuk muayene ederseniz,bir baktı reçete yazdı;uzun muayene ederseniz,içeride ameliyat mı yapıyor olursunuz.Halbuki bazı hastalığı hastanın yüzüne baktığınızda bile anlarsınız,bazı hastalık için de tüm sistemleri muayene etmeniz gerekir.Tıp bilgisi televizyonda seyrettiği şarlatanlıklarla sınırlı olan halkım,her konuda olduğu gibi bu konuda da kendisini otorite olarak kabul ettiği için,doktorun hasta muayene etme sürelerini de kendi belirlemek ister.E,balık baştan kokar,yıllar boyu hiç bir hükümet doktorunun arkasında durmamıştır.Gelmiş geçmiş tüm sağlık bakanları ve özellikle de doktor olan sağlık bakanları,durumu bildikleri halde doktorları günah keçisi ilan etmiştir.Hep örnek veririm,basında görürsünüz,doktor nöbette uyurken yakalandı diye.Bir tane sağlık bakanı da çıkıp demez ki;kardeşim,doktora nöbette uyusun diye,yatağı,çarşafı,battaniyeyi ben veriyorum,bunun için nöbetçi doktor odası tahsis ediyorum.Uykusuz doktor nasıl can kurtaracak,doktor hasta yokken uyur,hasta gelince görevli kişi tarafından uyandırılır'.Bir kez bile böyle bir açıklama duydunuz mu?Nöbet boyunca uyuması yasak olan personel vardır ve genelde dört saatlik vardiyalarla nöbet değişimi yaparlar.Ancak doktor ihtiyacı fazla olduğundan doktorlar uzun süreli uyuyamazlar iki arada bir derede on beş-yirmi dakika kestirirler.O sırada da uyurken yakalandı olurlar.Sonra da sağlık bakanı çıkıp soruşturma açtım,o doktoru süründüreceğim diye açıklama yapar.Sonrasında doktora bir şey olmaz çünkü herhangi bir suç işlememiştir.Ama halkın gözünde hastaya bakmak yerine uyuyan doktoru sağlık bakanı sürmüş imajı çizilmiştir başarıyla.
                          En az on gündür öksüren hasta acile gelir mesela,siz acil değilsiniz yarın polikliniğe gelin diyen kayıt görevlisine ,' ne yapalım yani ,yarına kadar ölelim mi?' diyen hastaya,on gündür ölmemişse yarına kadar da ölmeyeceğini söylemek isteriz ama söylemeyiz mesela.Baksak ne olur,yahu bir kere on günlük öksürüğü teşhis edebilmek için film,kan tahlili vs. lazım,gece bunlar olmaz ki,sonra o hastaya ayıracak zaman yok ki,saniyeler içinde ölebilecek hastaya lazımım ben o sırada.Sonra aciliyet teşkil etmeyen vakalarla doktoru yormanın manası,aciliyet teşkil eden bir hastanın gerekli hizmeti alamamasına yol açabilir.Çünkü bizler de etten kemikteniz,yorulunca hata yapabiliyoruz.Çok yorgun olduğunda  kek pişiremeyen hatun benden hiç dinlenmeden can kurtarmamı bekler.
                           Gelelim tacizcilere,ne yazık ki bayan doktorlar ve bayan sağlık çalışanları sıkça tacize uğrar.Acile baş vuran bir hastayı geri çevirmek olmazdı eskiden.Şimdilerde tiriaj sistemi olduğu için bu tür vakalar daha az oluyordur.Tiriaj sisteminde,kayıt masasında acil olup olmadığınıza karar veriliyor.Ayaktan gelen hastalar için tabi.Yalnız taşrada halen bu sistem yok sanırım.Neyse ben acil doktoruyken bu tür şerefsizler sıkça gelirlerdi.Gecenin bir yarısı üreme organlarındaki şiddetli ağrıyla gelen erkek hastaya bakmam gerekirdi.Eğer gerçekse, hastanın hayatına mal olabilecek derecede önemli olabilecek hastalıklara işaret eden bu şikayeti, ertesi gün polikliniğe çağırma şansım olmadığı için mecburen muayene ederdim.Aslında bunun bir taciz olduğunu fark ederdim ancak ya gerçekten varsa diye,vicdanım rahat etmez ve hastayı geri çeviremezdim.Sonraları bu durumu önleyebilmek için genelde bir bayan bir erkek doktoru eşleştirerek nöbet listesi yazar olmuştuk.Ama zaten tekli nöbet tutarken yaşamıştım ben de bu durumu.Bazen de iğne için gelen erkek hasta kalçasının küçük bir bölümünü açması yeterliyken ,donu pantolonu olduğu gibi indirip hemşire hanımı taciz ederdi.bu yazdıklarım halen devam eden durumlar,etrafınızda varsa bayan sağlık çalışanı sorun,bu yazdıklarıma benzer onlarca hikaye anlatacaklardır.
                            Düzce'de silahla gezmek pek modaydı o zamanlar.On dört on beş yaşındaki çocukların bile belinde silah olurdu.Bir de içmeye ve efelik taslamaya pek meraklı olurdu bu çocuklar.Gece yarısı yürüyemez halde arkadaşlarının kollarına girmiş sarhoş çocuğu getirirlerdi,küçük beyim belinden tabancasını çıkarıp tak diye masaya koyar,'beni ayılt' diye emrederdi.O dayıysa ben de Karadeniz kızıyım,asker çocuğuyum,silahla doğmuş büyümüşüm,silahı alır arkadaşını eline tutuşturur ve kaybolmasını söylerdim.Küçük efeye de terbiyeli olmasını yoksa kendisini bu haliyle nezarethanede bulacağını anlatır ondan sonra da kalçadan bir SF ya da C vitamini yaptırırdım.Her iki ilaç da acayip can yakar,daha ilaç etine değdiğinde ayılıp kendine gelen kerata özür dileyip gider bir daha da gelmezdi acile.Ama bazen gerçek alkol komaları da gelirdi ki,acil müdahale edilmezse ölüme kadar giden bir dizi kötü sonucu olabilecek vakalardı.Çok şükür ki,orada çalıştığım dönemde alkol komasında hiç hasta kaybetmedim.
                             Vurulmalar hiç eksik olmazdı nöbetlerimde.Küçük Texas demiştim ya en başta yazarken,her nöbetime gelirdi bir iki tane.Gene bir gece nöbetime yaşlıca bir adam gençten bir çocuk getirdi,dere yatağında buldum yeğenimi,ölmüş galiba diyerek.Hemen muayeneye aldım,çocuk öldü ölecek,bir yandan muayene ediyorum bir yandan da acil ilaç tedavilerine başladık.Göğsünde,karnında,bacaklarında saçma yaraları vardı,elle muayenem bitince röntgene aldık ki gözümden kaçan bir şey var mı diye bakalım.Ben de başındayım,bir anda röntgen masasının kan olduğunu gördüm,oysaki arka tarafta yara tespit edememiştim.Tekrar hastayı çevirmemle kanın başından geldiğini gördüm,hemen röntgen teknisyenine kafa filmini banyo etmesini söyledim.Daha önce kafada kanama falan yoktu,çocuğun saçları da gür ve uzundu,muayenede elime yara falan gelmemişti,görmemiştim de.Zaten bu yüzden bir şey kaçırmamak için röntgen de istemiştim.Film hazır olunca ne göreyim kafada bir adet kurşun duruyor.Filmdeki duruşuna göre hemen giriş yerini arayıp buldum,hakikaten minicik bir delik kafanın arka tarafında,ama saçlar öyle sık ki görememem normal.Zaten kurşunun giriş deliği küçücüktür oysa ki çıkış deliği kocaman olur.Bu vakada kurşun kafada kaldığı için çıkış deliği yoktu.Olayın açıklaması da şu,hasta acile getirildiğinde neredeyse kalp atımları durmuştu yani kan dolaşımı yok denecek düzeydeydi,üstelik dere yatağına atılmıştı,kafada önceden olan kanama suyla akıp gitmişti,hasta acile geldiğinde ıslak ama temizdi zaten.Ben tedaviyle kalp atımlarını düzenleyince dolaşım tekrar başlamış ve mevcut deliklerden de kanama başlamıştı.İşte bu sebeplerden dolayı en başta fark edememiştim kafadaki yarayı.Neyse hastanın neresinde ne var tespit edip,yaşamsal tedavisini de başlattıktan sonra mecburen sevk ettim çünkü acil ameliyata girmesi lazımdı ve bizde de o sırada beyin cerrahı yoktu.Hastayı Adapazarı'na sevk ettim.Ne yazık ki hastam yolda öldü.Sonradan öğrendik ki,o gece hastayı getiren amcası vurmuş onu.Önce tüfekle vurmuş ve dereye atmış,sonra da nefes aldığını fark edip , başına da tabancayla bir el ateş edip bırakmış.Üç dört saat sonra da geri dönüp ölüp ölmediğini kontrol etmek istemiş.O sırada gencin başka yakınları da aramaya çıkmışlar.Hepsi birbirlerine denk gelmiş,gencin yaşadığı fark edilince de amca arabasına atıp acile getirmiş.Bir de yana yana feryatlar ediyordu biz genci kurtarmaya çalışırken,nasıl üzülmüştük haline.Cinayet romanı gibi.
                                  Eveet,bu günlük de bu kadar,kalın sağlıcakla...

38 yorum:

Handan dedi ki...

Adapazarı şubesini teftiş ederken oradaki müşterilerin de hep belinde silahları vardı :(

Acil serviste sıra beklemek bile sinir bozucuyken orada görev yapmak nasıl da zor bir şey...

Kaystros Tyrha dedi ki...

Evet anlattıklarınızdan nice romanlar çıkar doktor hanım. Bir kısmını acil doktorluğu yapan kızımın anlattıklarından biliyorum. İşin bir tarafı böyle, ama öyle meslektaşlarınız da var ki, insanın doktora gidesi gelmiyor. Az sonra göz doktoruna gideceğim. Pek tanınmış özel göz hastanelerden birinin doktoru yaptığı muayene ve tetkikler sonucu katarakt ameliyatı olduğum gözlerimde takılan multifocal merceğin merkezinin kaydığını ve görmenin % 5-10 düzeyinde olduğunu söylerken yine meşhurlardan bir diğerinin doktoru, mercek kaymasından hiç bahsetmeyip bunu yaşlılığa bağlıyor, yapacak bir şey yok diyor. Şimdi üçüncüsüne gidiyoruz. Yaşım da henüz 56. Maalesef önce sağlık değil önce para pek çoğu için.

sevdicann dedi ki...

Ay sen ne anılar biriktirmussin. Sayende bakış açım değişmeye başladı. Gerçekten de hastalar arasında bu dedikodular oluyor. Bir de doktorun uyuması konusu da bilmediğimiz bir şey. O çocukları nasıl da hizaya getirmişsin. .

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ki,Adapazarı Düzce'nin yanında melek gibi bir yerdir,düşün gerisin ....

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ne yazık ki tıpta ikiyle ikiyi toplayınca dört etmiyor.Hastaları genel olarak takıldıkları bir durumu yaşıyorsunuz.Tıp bir sanattır ve her doktor aynı derecede başarılı sanatçı değildir.O yüzden her doktor derdinizi anlayamaz.Sizinki gibi durumlar için yapılması gereken konsültasyondur.Yani bir kaç doktor bir araya gelip durumunuzu yartışmalıdır.Ancak ne yazık ki özel hastanelerde ve muayenehanelerde meslektaşlarımız konsültasyon yoluna gitmekten kaçınırlar.Elbette ki yanlış bir yaklaşımdır.Günümüzde kapitalizme kapılmış giden meslektaşlarım bu konuda hatalı yaklaşım sergilemekteler.Aslında hepsinin dediği de doğrudur çünkü bir kaç doğru bir aradadır sizin gibi vakalarda.Ancak her zaman yapılacak bir şeyler vardır,bazen işe yarar bazen yaramaz.Foktorlarınızın hepsi bunu biliyordur eminim ama anlatmaya üşenmişlerdir.Nacizane tavsiyem bir devlet üniversitesinin göz polikliniğine başvurmanızı tavsiye etmek olacak.Ancak orada gerçek bir değerlendirmeye tabi tutulursunuz.Çok geçmiş olsun.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ya komşum,hep tek taraflı anlatıldığı için bu algılar normal.Bir de bizim tarafımızdan olaylar anlatılınca işler farklı gözüküyor.Yeri geldikçe anlatacağım yavaş yavaş.

Unknown dedi ki...

Bu anıları hep hastanede okuyorum :)
Bu aralar işim çok düşüyor. Doktor adayı bir abim olduğundan eğitim aşamasınında ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum. Aldığınız para son kuruşuna kadar helal hatta az bile Allah yardımcınız olsun

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sağol Meryemciğim,bu arada seni mimledim fark ettin mi :))

bücürükveben dedi ki...

Sevda'cığım okurken inanamadım yeminle! Özellikle sapıkları yaptıklarını okurken tepem attı! Ya bak erkek okurlar alınmasın ama bu tür pislikler hep erkeklerden çıkıyor yalan mı?!!! Böyleleri için özel - gizli tim kurulmalı, hastaneden çıkış sonrası takip edilip, tenha bir yerde kıstırılıp iyice dayak atılmalı. (Bir daha yapmaz kolay kolay özellikle de o ağrıdığı bölgeye)
Düzce'de herkesin silah taşıdığını da ilk kez öğrenmiş oldum hemen google'da Düzce ve Handan yazmış Adapazarı seçim sonuçlarını tıkladım.
Buyrun arkadaşlar - hiç şaşırmadım:
http://secim.haberler.com/2015/duzce-secim-sonuclari/

http://secim.haberler.com/2015/adapazari-secim-sonuclari/

Magandalar zaten cahil insanlardan çıkar, magandalardan oluşan toplum da % 70,8 akp'ye oy vermiş, nasıl seviyorlar kendileri gibi magandayı! Nefret ettim bu ülkeden yine...

Amcaya bak! Yuh, hakikaten cinayet filmi gibi!
Kalemine sağlık...
Sevgiler...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ah Müjdeciğim hiç sorma,cahil cahili istiyor işte,daha bu sabah oğluma eskiden Türkiye'nin nasıl bir ülke olduğunu şimdi neye döndüğünü anlatıyordum.

Mevlude Turk Topal dedi ki...

Iyinizde var kotunuzde. Ama yasin yaninda kuruda yaniyor iste. Ben hep kotulere denk geliyorum sanirim:) Kotu derken, hastayi dinlememe, yuzune bile bakmama. Sonuc; Sonuc? sonuc yok, Bi paratonerlik var bende ama!!!:))
En son Turkiye'de annemi goturdugumde bir suru tahlil su, bu istediler hepsini yaptirdik. Bir hafta sonra sonucu almaya gittik(suan unuttum rahatsizliginin ne oldugunu).
-Sunlari, sunlari kullan gecer dedi
- Raratsizligi ne, neden kaynaklanmis dedigimde; ne yapacaaannn, senmi tedavi edeceeennn dedi bana. Guldum, ciktik eve geldik:))
Son olayda, tam Muge Anli'kmis:))

oytunla hayat dedi ki...

Offfffffff :(
Yemin ediyorum texasta yoktur bu kadar maganda... Bu işin okuyup okumamakla alakası yok sanırım, tamamen erkek egemenliğinden, düşüncesel gelişimin az olmasından... Analar da erkeklerin böyle olmasına çanak tutuyor çoğunlukla...
Çıkart oğlum görsünler dersen çocuğa o da bunu ileride cinsel hazza dönüştürüveriyor işte...
Senin anılarından ciltlik ansiklopedi çıkacak yeminle...

Unknown dedi ki...

Aman Allah'ım neler oluyor derken, katil amcaya şok oldum. Ülkemiz gittikçe daha fazla silahlanıyor. Ne hallere geldik. Neler oluyor ülkemizde :(

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Anneler oğullarını insan gibi yetiştirmedikçe bu böyle sürecek ya da çok ağır cezalar gelecek ki yapmasınlar.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Arap olmayan ortadoğu ülkesi olduk,başarıyla yaptılar....Bu arada mimledim seni haberin olsun :)

Buzlarkralicesi dedi ki...

Ben de mi yazsam acaba acil anilari mi? Bir de hasta tarafinda nasil oluyor anlatsam. Ayni dili konustugumuz halde beni hic anlamayanlari, 'Yes ve no" diyecek bile ortak bir dil konusamazken beni cok iyi anlayan doktorlari anlatayim. Dunyanin heryerinde var ayni sorunlar, iyi insanlar ve kotu insanlar. Iyi insanlarin, iyi doktorlarin kazanacagi dunya lazim bize. Sizin gibi doktorlar lazim.
Sevgiler Doktorcum.

Unknown dedi ki...

Gördüm şimdi Sevda Hanım. Yapacağım söz :) Çok teşekkürler.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Tüm sorun bu zaten ,konuşmaya üşenen meslektaşlarım.Ne yazık ki düzene olan hınçlarını hastalara yönlendiren meslektaşlarım yüzünden tüm hekimler zan altında kalıyor.Oysa ki iyimiz daha çoktur.Sana rast gelen hepten salakmış işte.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Mericiğim,ben iki taraftan da bakabiliyorum çünkü doktorum ama hasta da oluyorum.Sizlerin yaşadığınız olumsuzlukları iki kat yaşıyorum.Çünkü doktorlar,doktor hastaya daha kötü davranır.Doktorları ve doktor yakınlarını külfet olarak görürler.Normal olarak doktorlar ve birinci derece yakınları sıra beklemez ve ücret ödemez.Bu torpil için değil,doktor bir an önce görevine dönebilsin diye başlatılmış bir uygulamadır neredeyse yüzyıl önce.Gel gelelim uygulanmaz,uygulanmadığı gibi de,meslektaşlarımızın bazıları kural nedeniyle kendilerini kötü hissedip bize kötü davranırlar.Siz aman gıcık diye söylenir unutursunuz,biz ise çok kötü yaralanırız.Ben yazarken meslektaşlarımı aklamaya çalışmıyorum,genel kuralları anlatıyorum ve kendi yaşadıklarımı.Biliyorum aramızda pek çok kişi var mesleğini hak etmeyen.Ama çoğumuz iyiyiz,toplumda hepimiz kötü olarak algılanıyoruz oysa ki.Ben kendi hesabıma rahatlıkla söyleyebiliyorum ki,çok iyi bşr hekimdim.Bunu tüm meslektaşlarım da söyleyebilsinler inşallah.

Buzlarkralicesi dedi ki...

Siz isinizi cok iyi ve gonulden yapan doktorlardansiniz, o kesin. Yanlis anlasildim gibi geldi, oyle cok kotu acil anilarim yok, su mana da yok genelde iyi doktorlara denk geldim. Dilini bilmedigim Kubali doktor kizim beyin kanamasi gecirdiginde acilde nobetciydi. Kizimla ilgilendigi anlardaki gozyaslari gozumun onunde hala. Bu arada sira bekleyenler homurdandiginda hepsine kesin sesinizi diyen hemsire de.
Iyi ki varsiniz..
Kizimin astimi tuttugunda acilde alirdik solugu, evimize gelmis gibi karsilarlardi bizi. Isin sirri gercekten acil oldugunda acile gitmek, ve iyi doktora iyi sartlarda denk gelmek.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yok yahu yanlış anlaşılmadın korkma,hepimiz yaşıyoruz bunları demek istedim.Tüm dünyada böyle zaten ,sadece bize özgü değil ki.Bizde daha çok ön yargı var sadece.İşin sırrı dediğin gibi,acil olduğunda acile git.

Fatma Basaran dedi ki...

Doktorluk çok õzel bir meslek. Siz özel olduğunun farkına varmış mesleğinizi başarıyla sürdürmüşsünüz. Hasta ile uğrasmak da bir sanattır. yinede artık eskisi gibi değil. Çok sert ve ulaşılmaz olan doktorlarımız şimdi daha ılımlı ve sakin geliyor bana. Ne diyelim. Rabbim Her iki tarafında yardımcısı olsun ne muhtaç etsin ne eksik etsin:)

Bi Poşet Kitap dedi ki...

bissürü manyak valla ablacım. iyi uğraşmışsın onlarla helal olsun. bencillik falan hadi neyse vazgeçilmez özelliğimiz de taciz nedir ya pis herifler

Ayselce örgüler dedi ki...

Burası Türkiye demek istemezdim ama her anlamda öyle yani ...benciliz sapığız cahiliz daha örnekler çok malesef , böyle bir milletiz işte... hele de hasta insanlarla uğraşmak kaprislerini çekmek hiçç kolay değil:(
Ne maceralar yaşamışın be doktorcuğum inan ağzım ve gözüm açık bir şekilde anını okudum hatta bazı satırları yanlış mı anlıyorum diye tekrar tekrar okudum çok kutsal bir görevi başarı ile sonuçlandırmışın .

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Sevda'cım okurken bildiğin gerildim canım yaa .Sadece hastahane değil ki insanımızın heppp çok acele işi var hem de herkesinkinden daha önemli:( ben ,ben demeyi bırakıp da biz demeye başlayıp saygının da ne olduğunu öğrenirsek olay düze çıkacak işte de her vaka hayaller de bırakıyor bunu:((
o sapıkları yüksek sesle teşhir etmek var aslında ne güzel olur göstermek isteyen burada bakmak isteyenler sıralansın diye :)))
sevgiler .

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

her şeyden önce kişilik meselesi.Bir de biz doktorlar daha çocukluktan çıkamadan altı yıl boyunca nefessiz çalışıp dış dünyadan kopuyoruz.Haliyle insan ilişkilerimiz biraz zayıf kalıyor.Doktor olduğumuzda da çok acayip bir şey olduğumuz hissine kapılıp küçük dağları ben yarattım şeklinde geziyoruz.Tabi kişilik tam gelişmemişse bu durum böyle gidiyor.Hele uzman arkadaşlar aşağı yukarı otuz yaşına kadar insan içine doğru dürüst çıkmadıkları için daha da ukala görünebiliyorlar.Doğru kanaldan ulaşmaya çalıştığınızda ulaşılamayacak insan yoktur aslında....

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

ah be kuzucuğum,taciz hiç bitmez.Kadını ne kadar saklarsan o kadar sapık türer.Üstelik ana erkil bir genetik yapıdan ata erkil bir toplum yapısına geçtiğimiz için,erkekler ipini koparmış mart danası gibiler.Kadınlarını toplumdan soyutlayan tüm halklarda tecavüz,taciz,şiddet en üst seviyede işte.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

bu anılar yirmi küsür yıl önceye aitler bir de.Şimdi durum daha da kötü ne yazık ki narinim.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

hahaha,çok güzel olurdu da gece üçte dörtte kimse olmuyordu onlar geldiğinde,çünkü bu tipler sakin zamanları kollayıp gelirlerdi.Ama ben de illa ki bakmışımdır icaplarına canım,şööyle yakanından bir ilaç falan yaptırmışımdır,çok hatırlamıyorum ama illa ki bir şekilde cezalandırmışımdır.Tersim çok pistir,hihihih

Sapsikanne dedi ki...

keşke birileri anlasa artık doktorların çilesini derdini.. hep kötü, dövmelik öldürmelik insan artık doktorlar.. ah ah..yazacak çok şey var da..her iş çıkışı sağlıkla tek parça evinize kavuşun inşallah..

dekubad dedi ki...

Off. Okudukça dehşete düşüyor insan.
Ay ne tipler var derken, cani amcayla donakaldım, resmen yazmış oynamış adam. Ne korkunç.

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

ohhh süper ellerinize sağlık:))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

güzel dilekleriniz için teşekkür ederim öncelikle.Ben yaklaşık bir yıl önce emekli oldum,artık hekimlik yapmıyorum.Mesleğimi çok özlüyorum ama mevcut şartlarda hekimlik yapamıyorum artık,o yüzden emeklimi istedim.Ne yazık ki hükümet kendi uygulamalarını,sanki doktorlar öyle isteyip yapıyormuş gibi gösterdiği için halk doktorlara düşman oldu.Mesele hasta görmeden reçete yazmak,sevk yapmak kesinlikle yasaktır ve cezası ağırdır.Ama müdürlüğe gidip doktoru şikayet eden hastaya verilen cevap,nasıl yazmaz hemen soruşturma açıyoruz,şeklinde olur.Anlatabiliyor muyum,bu şekilde nice uygulama var,bilseniz şaşarsınız.Yine de doktor düşmanı olmadığınız için çok sağolun,hep gelin,beklerim :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

ah ah,daha neler neler var,tehditler,küfürler,şiddet gırla gidiyor,önceki bölümlere de bir göz atın bakın neler olmuş :)

deeptone dedi ki...

bu insan denen şey insan olmaz hiç yaa :) bi deee, acaba, ameliyatta uyuyan cerrah var mıdır ki :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yoktur,olamaz çünkü ekip olarak giriliyor ameliyata,uyusa da uyandırırlar,hihihi.

Yelek dedi ki...

Ahhh Sevdam ahh benim cefakar arkadaşım ne manyaklar gelmiş bulmuş seni. Valla şaştım da kaldım. Bunlar insan olamaz. Düzcedende nefret geldi bana vallahi.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sorma Fundacığım,ben de pek güzel anamıyorum o şehri :))