23 Haziran 2021 Çarşamba

ALMANYA’DA SİZE AAA DEDİRTECEK İLGİNÇ ŞEYLER 😁

                          Günlük yaşamımızda bize sıradan gelen pek çok ayrıntıyı Almanya’da yaşamaya başladığım zaman fark ettim. Çoğumuzun bildiği farklılıklar var iki ülke arasında. Almanya’da Pazar günleri fırınlar dahil tüm dükkanların kapalı olduğunu neredeyse herkes bilir ama banyolarda gider olmadığını çoğu kimse bilmez örneğin. Evet evet, banyo zemininde gider yok burada. Yani özetle, banyonuzun tabanını yıkamayı bırakın, şöyle şakır şakır klozetinizi yıkayıp temizleyemiyorsunuz. Silerek klozet temizlemenin zorluğunu ve de iğrençliğini anlatmak istemiyorum. Sözü gelmişken; burada klozetlerde yıkanma musluğu olmadığını gene neredeyse hepiniz bilirsiniz de, küvetlere kabin yapılmadığını çoğunuz bilmez. Almanya’da neredeyse her banyoda mutlaka bir küvet, yanında da küçücük bir duş oluyor. Her nedense illa ikisini ayırıyorlar ve duşta kabin varken, küvet kabinsiz  oluyor. Bu arada; duş bölümünde aşağı akan bir musluk bulunmuyor.  Suyu açtığınız anda direk yağmurlama çalışıyor 😬.




                            Evlerin hiçbir yerinde kartonpiyer yok. Duvarları kağıt kaplayıp üzerini boyuyorlar. Genelde de her yer beyaz boyalı oluyor. 

                             Mutfak lavaboları küçücük ve armatürleri bizim alıştığımız gibi geniş bir açıyla kıvrılmıyor. Bu durum tencere ve tepsi yıkarken çok sorun oluyor. Bizim gibi koca tencerelerde yemek yapmadıklarından olsa gerek, lavaboları kuş kadar takıyorlar. Asıl ilginç olanı ise çoğunlukla evlerin mutfakları boş bir oda şeklinde teslim ediliyor kiracıya ya da alıcıya. Yani bir evi kiralarken ya da satın alırken mutfak dolabı vs olmadan teslim alıyor insanlar. Son yıllarda içinde dolapları hatta beyaz eşyası bulunan evler yaygınlaşmış. Ancak genel olarak mutfağı boş halde teslim ediyorlar. Biz şanslıydık, kiraladığımız evin hem mutfak dolapları  hem de beyaz eşyası var. Bu arada, ocakların tamamı elektrikli. Hiç gazlı ocak görmedim, kullananı da duymadım. Çok can sıkıcı bir durum bu. Öncelikle alışana kadar bir iki kez yemeğin dibini tutturacağınız garanti. Çünkü ocağı kapattıktan sonra da, bir süre daha yemek pişmeye devam ediyor. Cihazın bir soğuma süresi var. Öte yandan tehlikeli de; tencerenin dibi tutmasın diye yan tarafa aldığınızda ocağı kapatmayı unutabiliyorsunuz. Birkaç kez başıma geldi. Sonra, bu tür ocakta dibine saran şeyleri pişirmek bir dert. Örneğin süt ve sütlü her türlü gıda pişirme sırasında hızla tencerenin dibine yapışıyor ve yanıyor. En zor pişirdiğim şey ise aşure. Dev gibi kazanın dibi  tutmasın diye gösterdiğim çaba insanüstü, o kadar diyeyim ben size. Ayrıca kızartma vs yapmak da bir eziyet, o kadar kör ki bu ocaklar, on dakikalık iş oluyor üç saat. Gazlı ocağın lezzeti de yok bunlarda. 

                             Yazı çok uzun olmasın, devamını bir kaç gün içinde yazayım. Sizin de bildiğiniz, size ilginç gelen ayrıntılar varsa yazın. Sağlıkla kalın.