Eşim güneşime bir süveter daha ördüm. Eskiden yalvarsam giymezdi, yaşlandı mı nedir , şimdi kendisi istiyor süveter örmemi. Çok oldu biteli, unutmuşum yayınlamayı. Yayına başlık düşünürken, rahmetli Ayşegül Atik’in “ ay, bu da burada kalmış” repliği geldi aklıma. Allah gani gani rahmet eylesin, çok başarılı bir oyuncu, çok hanımefendi bir insandı, nurlarda uyusun.
Genç arkadaşlar arasında neden bahsettiğimi bilen pek fazla kişi yoktur, o yüzden Ayşegül Hanım’ın oynadığı o ünlü reklamı koyacağım buraya. Ancak önce bu reklamın neden çekildiğini kısaca anlatayım. O dönemlerde, devlet vergi kaçağının önüne geçmek için olduğunu ileri sürdüğü bir uygulama başlatmıştı. KDV adı altında yeni bir vergilendirme yapıyordu. Katma Değer Vergisi denen bu parayı müşteriler alışveriş sırasında ödüyorlardı. Şimdilerde sıradan bir şey olan, alışveriş sonrası aldığımız yazar kasa fişleri ile, bu KDV uygulaması sonrası tanışmıştı Türkiye. Her alışverişten sonra, mutlaka bu fişleri almamız isteniyordu. Böyle bir şeye alışkın olmayan halka, bu alışkanlığı kazandırmak için, devlet tarafından çeşitli bilgilendirme spotları, reklamlar falan yayınlanıyordu. İşte Ayşegül Atik ve Ali Atik’in birlikte hazırlayıp oynadığı bu reklam da konuya dikkat çekmek için yayınlananlardan biriydi.
Gene genç arkadaşlar pek bilmezler, o dönemlerde, ‘ fişini almazsan şu kadara olur ‘ diye bir kavram vardı. Bizim millete kural mı dayanır ?! Uyanık esnaf hemen bir yolunu bulmuştu fiş vermemenin, dolayısıyla vergi kaçırmanın. Hoş, asıl vergiyi koca koca şirketler kaçırıyordu, devlet küçük esnaf ve halktan vergi topluyordu her zamanki gibi ama o, şu anki konumuz dışında. Neyse efendim, uygulanan KDV tutarını malın satış tutarından düşüp, müşteriye, görece indirim yapmış gibi yapan esnaf, alışveriş sonrası fiş vermiyordu, böylece müşteri daha ucuza bir mal almış oluyor, esnaf da vergi kaçırmış oluyordu. Tabii bunu tespit eden hükümet, karşı atağa geçerek, topladığı fişleri ay sonunda kurumunun muhasebesine teslim eden herkese belli bir miktar parayı geri iade etmeye başladı. Vergi İadesi denilen bu uygulamada, halk fiş topluyor, ay sonunda her bir fiş , özel bir zarfa tek tek kaydediliyor ve muhasebeye veriliyordu. Tam bir çileydi. Hele emekliler üç aylık fişi tek seferde hazırlıyorlardı ki, bu da tam bir işkenceydi.
Sözün kısası bu reklam, vatandaşa, fişli alışveriş bilincini yerleştirmek için hazırlanmıştı. Buyurunuz;