18 Aralık 2020 Cuma

KİMSİN SEN KİMSİİN, ATIN BUNU DIŞARI !!!!!

                     Bir iki gün önce, sevgili Büşra Bayram-Ivır Zıvır Enstitüsü bloguna geri döndü. Ben de çok severim, takibimdeki blogculardandır. Fakat o kadar uzun zaman olmuş ki bloglarımızdan ayrı kalalı, Büşra anne olmuş, akademik kariyere başlamış falan, hiç haberim yok, birçok ayrıntıyı da hatırlamıyorum onun hayatına dair. Kendisine yazdım, bir özet geçsen diye, o da yazdı sağolsun. Derken aklıma geldi; ulen, sen millete diyorsun da, bakalım millet seni hatırlıyor mu dedim kendime. Dahası aramıza yeni katılan arkadaşlar beni tanımak için bütün bir bloğu nasıl okusunlar değil mi ama? Neticede, kısa bir otobiyografi yazayım dedim. 




         Efenim,bu ben oluyorum. 1969 yılının sıcak bir Haziran gününde, sabah 09:30 da Siirt’ de, ailemin üç kız çocuğunun 2. numarası olarak doğmuşum. Babam ordu mensubu olduğu için hayatımın başlangıcı ve ilk iki yılı bu güzel şehrimize denk gelmiş. Ardından pek çok başka ilimizde yaşadım, büyüdüm. Annem ve babam Karadeniz’in incilerinden Ordu şehrinin bir köyünde doğmuş ve büyümüş iki komşu çocuğu. Babam asker okulundan mezun olunca evlenmişler ve başlamışlar Anadolu’yu gezmeye. Yani anlayacağınız, karışıksız Karadeniz kızıyım. Orada doğmadım, yaşamadım, büyümedim ama nerelisin sorusuna cevabım, tereddütsüz ‘ Ordulu’yum ‘ şeklindedir. Çocukluğumun neredeyse tüm yaz tatilleri köyümüzde geçmiştir ve ben o günleri masal tadında anımsarım her zaman. 


 

Sol baştaki ufaklık ben oluyorum.
 
          Babamın görevi dolayısıyla, ilk okula Ankara’da başlayıp, Bitlis’te bitirdim. Ardından ortaokula Bitlis’te başlayıp, Bursa’da bitirdim. Bu sıralarda babam emekli olduğu için geri kalan hayatım Bursa'da geçti. Bursa Kız Lisesi, ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, derken mecburi hizmet geldi. Düzce Devlet Hastanesi Acil Servis hekimi olarak geçen iki yılın ardından tekrar Bursa’ya döndüm. Bu arada acil serviste yaşadıklarımla ilgili pek çok anımı; bloğumun sağ alt köşesinde göreceğiniz ANILARIM başlığı altında okuyabilirsiniz. Merak edenlere dip not olsun.

            Bursa’da çalıştığım dönemde, bir yaz tatili sırasında eşimle tanıştım. İlginçtir, kendisinin teyzesi annemin alt komşusu olduğu halde, daha önce hiç karşılaşmamıştık. Bunu da bir yerlerde anlatmıştım, bulursam eklerim buraya. 1996 yılında evlendik, 1998’de anne ve baba olduk. Torpilli bir şekilde bir kızımız, bir de oğlumuz oldu. Şimdilerde 22 yaşındalar, Allah herkesin yavrusuna sağlıklı, uzun ömürler versin, her isteyene de evlat hazzını tattırsın inşallah.













           Daha sonraları hayat bizi İstanbul'a savurdu.Ardından emeklilik ve ' hadi bir maceraya atılalım, çocuklarımız dünya vatandaşı olmayı öğrensinler ' diyerek tası tarağı toplayıp Almanya'ya göçtük. Şimdilik buradayız ama sonrasında dönüp köye yerleşme planımız sırasını bekliyor.

       Hayatımın kısa özeti bu. Kalemime Sıkışanlar başlığı altında daha bir sürü anekdot, ayrıntı okuyabilirsiniz.





      Bu tüylü çocuk da, 2013 yılında evlat edindiğimiz kedi oğlumuz Çapi. Kendisi pek çok dikiş yayınımda baş rolde yer alır. 

Kalın sağlıkla, mutlulukla.