15 Eylül 2020 Salı

KENDİMİ EVDE HİSSETME ÇABALARI BİLMEM KAÇINCI BÖLÜM

                         Evet dostlar, burada yaşamak iyi hoş da, insan kendini bir türlü evinde hissedemiyor, hep  birkaç güne geri dönecekmiş hissine kapılıyor. Belki de daha genç yaşlarda olsak böyle hissetmezdik, bilmiyorum. Almancı tabir edilen vatandaşlarımızın bir gün kesin dönüş yapma hayalini neden sürekli yaşadıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Vatan başka bir şey dostlar, ne olursa olsun, orası sizin; kim olursanız olun, orada sizin için bir yer var mutlaka. Vatanından başka bir yerde yaşayan her insan, orada onaylanma, kabul edilme duygusu ve beklentisiyle yaşıyor. İnsan davranışları üzerinde, farklı kültürlerin farklı onamları var. Sizin son derece doğal olarak yaptığınız bir davranış başka bir kültürde onaylanamaz bir davranış olarak görülebiliyor. Sonra; alıştığınız, yaşadığınız şehrin size sunduğu pek çok şeyi, değil başka bir ülkede, kendi vatanınızın başka bir şehrinde bile bulamadığınızda yoksunluk hissediyorsunuz. Bir de bizim şu anki durumumuzu düşünün. Dünyanın en büyük birkaç şehrinden biri olan İstanbul’ da yaşadıktan sonra Alman şehirleri bize kasaba gibi gözüküyor. İnanılması güç bir hikaye gibi geldiğine eminim ama gerçek böyle. Bizim ülkemiz hizmete ve teknolojiye erişim konusunda, şehirlerin temizlik ve bakımı konusunda, belediyecilik konusunda, ulaşımda, tıpta, gıda temininde, vs vs buradan fersah fersah ileride, inanın.  Tabii ki pek çok konuda da onlar bizden ileride; insan hakları, kadın hakları, ekonomi, doğanın korunması ve geliştirilmesi, eğitim, özgürlük, adalet ve dürüstlük, hak yememe vs vs. Aslında en üstün olduğumuz ve düzgün bir insan olma yolunda en başarılı olduğumuz şey yardımseverliğimiz ve insan severliğimiz. Bu konuda tüm dünyada açık ara birinciyiz bence. Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran halka Türk Halkı denir demiş ulu önderimiz, o yüzden Türk Halkı dediğimde tüm etnik gruplarımızı kast ediyor olacağım. Bunu da dip not olarak yazmak istedim. Aksi halde, ben her “Türk “ yazdığımda, belli bir grubu üstün tutuyor gibi görünmek ve anlaşılmak istemem. Çünkü herhangi bir ırkın üstünlüğüne inanmam ve savunmam. Diyeceğim o ki, Türk Halkı’ nın misafirperverliğine alışmış ve öyle büyümüş bizler için, özellikle Avrupa’da bir ülkede yaşamak cidden çok zor. Bu konuda Almanya da başı çeker bence. Kendinizi hep yabancı olarak hissedeceğiniz garantiyken, ne yazık ki hala gizleyemedikleri  ve üzerlerinden atamadıkları bir ırkçılık gerçeğiyle de yüzleşmeniz gerekiyor. Hele renkleriniz de biraz koyuysa, gözlerinde o tuhaf bakışı yakalamanız pek de olağandışı bir durum değil. Tabii ki bunda ülkeler arası siyasi çekişmelerin de büyük payı var ancak benim fikrimce, ırkçılık içten gelen bir duygudur. Ülkeni yöneten ne düşünürse düşünsün, senin içinde yoksa, başka bir ırka karşı kötü hisler besleyemezsin.       

                               Neyse, bu uzun girizgahı yapma sebebime gelelim. Almanya’ya geldiğimizden beri misafirlikteymişiz hissini üstümden atamamıştım. Tekrar taşınırız diye ne doğru düzgün perde yapmıştık, ne de dolap almıştık, bunun gibi bir sürü eksikler vardı. Çoğu koliyi açmamıştım bile. Aslında çocukların okul durumunun belli olmasını bekliyorduk. Artık yerleşik düzene geçmiş durumdayız. Böyle olunca oturduğumuz eve yayılmaya ve kendimizi gerçekten evimizde hissetmeye de başladık. Bizim salonun bir duvarı fotoğraflarımıza ayrılmıştı İstanbul’dayken, burada da aynısını yapınca; “ evim, güzel evim “ hissiyatı sarıp sarmaladı beni. 



                                                  Fotoğraf çerçeveleri İkea’dan. Ev tamamen beyaz boyalı olduğu için, beyaz üzeri beyaz göz yoruyordu. Ben de çerçeveleri pamuklu dantel bordürlerle  kapladım. Sol baştaki kanaviçe panodaki desen yine Filiz Türkocağı'na ait, internette her yerde şemasını bulabilirsiniz. 


                                                  Daha önce de yazmıştım, ufak tefek şeyler dışında giysi dikmiyorum artık. Burada giyecek yerim olmadığı bir yana, zaten Corona yüzünden bir yere çıkmıyoruz. Ben de YouTube hocamdan Kırkyama öğrenmeye başladım. Çok zevkli bir uğraş, şimdilik duvar panoları ve runner diktim.Burada kumaşlar çok pahalı olduğu için yeni kumaş almıyorum.Türkiye'ye gelince alış veriş yapacağım ve çocuklara Kırkyama yorganlar dikeceğim.






İşte dostlar, oturduğum evi yuva haline getirme çabalarımdan bir kesit. Kesit bahane, eleştiriler şahane oldu değil mi?
Hadi kalın sağlıkla....




27 yorum:

Kalem Kuklası dedi ki...

Gerçekten seni çok özlemişim Sevda Abla. Rabbim kolaylık versin. İnşallah her şey senin ve ailen için çok güzel olur :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sağol kuklamı, ben de seni özledim, hayatında işler yolundadır inşallah. 😘

uzmanamator dedi ki...

allah kolaylık versin ama ruhun kendini iyileştirmek huzurlu tutmak için güzel yollar buluyor aynen devam :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

🤗😍 bu yorum üstüne direkt atölyeme gidesim geldi 😁. Çok teşekkür ederim 😍

bücürükveben dedi ki...

Sevdacığım seni çok iyi anlıyorum.
Kız kardeşim, kız yeğenim ve kedileri tam bir aydır benimleydiler. (sorma evlerinde yangın çıktı, 4 katlı 4 daireli apt. şükür kimseye bir şey olmadı) iki gün oldu gittiler ve o kadar üzülüyorum ki....
yine de sen yalnız değilsin. Herkesi yanında, yakınında isteme hissi var bende. Hatta keşke sen de geri gelsen istiyorum. Sevdiğim komşularım bile taşınsın istemiyorum. Değil kız kardeş:( insanın kendi vatanı gibi olmaz ki:( bir yandan da ülkenin halini düşününce senin gitmene hak vermiştim ama gelsen çok mutlu olurum o ayrı:) olmazsa gelirsin kız, gittiğin gibi gelirsin yine. :) yüreğin ne diyorsa onu dinle:)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ah Müjdem, büyük geçmiş olsun, Allah bir daha yaşatmasın. Sen annem gibisin, o da herkes yakında olsun ister. Biz zaten temelli gelmedik ki Müjdem. Benim yeni hayalim köye yerleşip çiftçilik yapmak, dediğin gibi, gittiğim gibi gelirim be Müjdem 😘

Handan dedi ki...

Eleştiriler de kesit de şahane :) Bence sen eve el attıkça geçici hissinden kurtulacaksınız, belirsizlik yormuş sizi. Hem yorum da yazıyorsun artık, işlem tamam :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Handan; sana buradan yazıyorum, bloguna gene yorum bırakamıyorum, ay delireceğim

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

O zaman never mind diyeyim ben de 🤗. Hoş geldiniz, mutluluk getirdiniz.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Handancığım, dün hiçbir yayınına yorum bırakamadım gene. Şimdi gelip bir daha deneyeceğim, vallahi korkuyorum artık 😂. Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş be Handan 😘😘

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Handan, worum devam ediyor, her attığım yorumdan sonra , bu bir hata, şeklinde bir sayfa açılıyor. Aşırı bilgili olduğum bir konu olduğundan, hiçbir şey yapamıyorum 😁😁😘. Oğluma bir sorayım uyanınca 😘

Handan dedi ki...

Allah Allah neden böyle oluyor ki acaba? Neyse bu sabab geldi yorumlar, oğlan çözdü herhal :)

bücürükveben dedi ki...

Yaşasınnnnn :) İşte bu:)))))bizim de köyümüz Görele'de ve istiyorum ben de ama maddi imkanım yok, yani orada ev almak lâzım. Ayrıca Ankara'yı çok seviyorum Ata'mız burada, şehrin göbeğinde, tam merkezinde uyuyor bırakıp gidemem. Hadi o zaman gel çabuk. Çabuk gel. :)

bücürükveben dedi ki...

ay unuttum çok teşekkürler canım. Amin, Allah korusun cümlemizi. Kız kardeşime ilk iş yangın/duman sensörü aldım internetten gönderdim kargoyla....

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Burada evlerde her odada yangın alarmı bulunması zorunlu Müjde. Ne kadar yerinde bir uygulama, insan başa gelince anlıyor. Demek sen de Karadenizli ‘ sin Müjdem, kan çekiyor işte 😁. Boş ver, sen Ankara ‘ da atamızla kal, biz taşınınca ziyarete gelirsin köye 😍

oytunla hayat dedi ki...

Sevdakuşum diye boşuna demedim ben :) Seni burada her gördüğümde nasıl mutlu oluyorum anlatamam.
Öptüm hasretle seni ♥

deeptone dedi ki...

yani biz temizlikte almanyadan iyiyiz yani öyle mi heey bak buna inanmam yaa, yani şimdii almanyada parklar sokaklar bizimkilerden daha mı pis. istanbuldan izmirden daha nasıl pis olabilir almanya, yani sokaklar çöp ve izmarit mi dolu almanyada, çöpler akıyo mu kokuyo muuu, parklar da çöp mü doluu, olabilemeeez, herkes tükürüyo mu soksklardaa :)

ayyy bunun dışında kıyamam yaa hadi alışırsın oraya zamanla, herhalde arkadaş ve komşu sıkıntısı vardır, evde de yapcak şey çok bulursun seeen :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

😘😘😘

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sokaklar, duraklar izmarit dolu, yerlerde çöpler var evet. Alt geçitler, duraklar çil kokuyor, boyasız ve pis, merdivenleri 80’lerden kalma gibi. Özellikle büyük şehirlerde. Mesela sokak süpüren temizlik görevlisi diye bir şey yok burada. O yüzden büyük şehirler hepten pis. Bizimki gibi küçük şehirlerde insanlar kendi kapı önlerini temizlediği için ortalık düzenli, ki bu iyi bir şey.
Aslında sıkılmıyorum ama Almanca’yı tam olarak öğrenemediğim için kötü hissediyorum, kahrolsun Corona 🤗😘

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Valla yanıt bölümü son güncellemelerden sonra bu hale geldi ve düzeltemiyorum. Aypedden kaynaklanıyor. PC ya da cepten girince her yorumun altına yanıt yazabildiğimi yeni keşfettim 😂😂😂. Yani bu konularda o kadar yetenekliyim anlayın artık. Temamı değiştirme konusunda kesinlikle değiştirmeyeceğimi biliyorum 😁. Anısı var 😂😂. Yine de sağolun.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Kusura bakmayın ancak 6 yıldır blog yazıyorum, hiçbir arkadaşım benden rahatsız olmadı veya şikayet etmedi. Üslubumda yanlış ya da saygısız bir şey olduğunu da sanmıyorum. Size senli benli de hitap etmedim. Şaka yollu durumun iped/ blogger uygulaması arasındaki uyumsuzluktan kaynaklandığını da anlattım. Kaldı ki, burası babamın tarlası değil benim tarlam, dilediğimce ekip biçebilirim. Tüm blogger arkadaşlarımız da öyle yaparlar zaten. Tanımadığınız, bilmediğiniz bir insana karşı sergilediğiniz bu kaba ve kırıcı tavrın nedenini anlayamadım. Size iyi günler ve sağlıklar dilerim, lütfen artık benim blogumu ziyaret etmeyin.

Yurdagül Çelik dedi ki...

Üniversiteyi okurken Ankara'dan Eskişehir'e gitmiştim.O bile bana gurbet gibi gelmişti.Başka ülke,başka kültürler çok daha zordur bence.Tabi kişilik yapısı,uyum yeteneği de önemli.Yeni durumlarda ben biraz zorlanan biriyim.Seni tekrar görmek güzel :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Dostlar bu yorum bir okura cevaben yazıldı ancak kendisi, yazdığı yorumu kaldırmayı tercih etti. Kafa karışıklığı olmasın.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Dostlar bu yorum bir okura cevaben yazıldı ancak kendisi, yazdığı yorumu kaldırmayı tercih etti. Kafa karışıklığı olmasın.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Seni de görmek güzel arkadaşım. Uyum göstermek çok zor değil ama konfor alanını defalarca terk etmek yorucu tabii. 😍

Mutlu Eller dedi ki...

Yazdıklarınızın bir bölümüne katılıyorum. Bizim onlardan, onların bizden öğreneceği çok şey var. Irkçılık konusunu bilemedim, var evet ama şahsen hiç yaşamadım/hissetmedim. (Burada yaşamaya başlamadan önce de 20 yıldır gidip gelen biriydim) Şehirlerin bazı yerleri yorumda yazdığınız gibi pis olabilir ama Almanya pis denecek kadar değil. (küçük bir yerde değilim, Hamburg`dayım)
Kumaş konusunda isterseniz yardımcı olabilirim. Internetten nispeten uygun fiyata kumaş bulmak mümkün:)
Sevgiler...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Merhaba, hoş geldiniz öncelikle. Almanya pis demek istemedim, bizden çok farklı değil demek istedim. Hani bir algı var ya, Almanya acayip temiz, bal dök yala, diye. Öyle bir şey olmadığını söylemek istedim. Yalnız bizde müzeler, otobüs durakları, metro istasyonları vs gerçekten daha temiz. Gerçi farklı eyaletlerde durum farklı, o yüzden de farklı algılamış olabiliriz. Irkçılık konusu da eyaletler arasında farklı yansıyor. İlk oturduğumuz eyalet NRW idi. Orada neredeyse sıfır ırkçılık vardı. Şimdi Hessen’deyiz. Burada insanlar daha kaba ve ırkçı. Tabii ırkçı derken çok sert bir kelime oluyor, o da algıda yanılmalara yol açıyor. Irkçılığın dereceleri var neticede. Bunlarınki milliyetçilik gibi, kendilerini üstün görme gibi. Ben ev aramalarımız dışında ırkçılık yaşamadım ama yaptıklarını gördüm. Kumaş konusunda haberleşelim tabii ki. Hatta her konuda haberleşelim. Yorumlarınızı yanıtlayıp sizi ziyarete geleceğim zaten şimdi. Çok mutlu oldum ziyaretinize. 😍