9 Mart 2017 Perşembe

MİM-ÜÇ SORUDA DİKİŞ KIZ

                    Merih'in atmosferinde blogunun sahibi ,ağaçlara dil ve kişilik veren bacım Merih'in isteği üzerine yaptığım mime hoş geldiniz dostlar.Dımtısss.....Ooo,kimler kimler buradaymıışşş,dımmtısss....Hadi piste buyrun,oturmaya mı geldiiikkk,dımmtıssss.

                   1) Sihirli değneğim olsaymış,hayatımda neyi değiştirmek istermişim;şimdi,daha gençken sorulsaydı bir sürü şey yazardım buraya herhalde.Ancak bu yaşımda artık bir şey değiştirmek istemem,unu elemişim ve fekaaatt,eleğimi henüz asmamışım.Çünküüü,rahat batmış,ülke değiştirmişim.Üstelik de bildiğim yegane yabancı dil olan İngilizce'yi konuşan bir ülkeyi seçmeyip,dünyanın en zor dillerinden biri olan Almanca'yı konuşan bir ülkeye gelmişim.

                     O zaman ne yapıyoruz,yeniden sıralara dönüyoruz.Hadi bakalım,renk,dans.Sihirli değnek falan istemem,hayatım boyunca hiç hazıra konmadım ben,sevmem hazırcılığı,çalışacağız,başaracağız efenim.
                       2)Büyüyünce ne olmak istemişim,şimdi mesleğim neymiş;kendimi hatırladığımdan beri bildiğim şey,doktor olmak istediğimdi.Daha bit kadar çocukken,plastik bardakları zavallı kardeşimin orasına burasına dayayıp oskültasyon yapardım efendim.Yani steteskopla dinleme muayenesi.O zavallı yavrum benden çok çekmiştir,aramızda iki yaştan biraz az vardır,zavallıcık benim oyuncak bebeğim olma görevini taa lise yıllarına kadar sabırla üstlenmiştir.Şu anda kırk altı yaşındadır ancak hala benim bebeğimdir,

Ahan da benim oyuncak bebeğim budur.

             Neyse efendim,kardeşimin üzerinde yaptığım,uzun yıllar süren bilimsel çalışmalar neticesinde,çocukluk hayalim gerçekleşti ve 1992 yılında tababet sanatını icraa hakkını kazanarak,hekimlik diplomasını elime aldım.Haa,Almanya'da o diplomam geçersizdir,yirmi beş yıllık hekimlik tecrübesine sahip bu bacınız,es kaza yolda biri düşüp kalbi dursa burada müdahale edemez efendim,suçtur.

 Bu da benim kahramanım Fırat,dünyanın en tatlı karikatür çocuğudur.Uğur Gürsoy'un ellerine,yüreğine sağlık ❤

                      3) Burçlara inanır mıymışım,özelliklerini taşıyor muymuşum;ikizler burcuyum,yükselenim de aslan.Okuyunca karakter özelliklerinin bazıları bana uyuyor ama çoğu da uymuyor.Yani pek ilgilenmiyorum,günlük burç falan da okumam.Ancak gezegenlerin,yıldızların vs nin çekim güçlerinin etkileriyle bir takım olayların tetiklendiğine inanırım.Neticede bilimsel bir olay,yani astroloji ve metafiziğe bilimsel veriler ışığında inanırım,


                  Hadi kalın sağlıkla,mutlulukla.



8 Mart 2017 Çarşamba

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ



                  8 martın nereden çıktığını pek çok bloger arkadaşım yazdı,bir daha yazmaya gerek yok.Bir çok bloger,dünden bu yana çok güzel yayınlar yapıyor.Ben ,sevgil Nur Kibritçi-ben bir hexe yi okurken aklıma gelen ve bizi pek güzel anlatan şu reklamı size hatırlatmak istedim.Geçen haftalarda sevgili Emine Bektaşi-bir masal gibi'nin başlattığı ; " reklamlardaki gibi olmayan şeyler " ,adlı eğitici- öğretici ( 😁😁) etkinliğimizde masaya yatırdığımız reklam kandırmacaları,bu reklamda yok efendim.Bu reklam tastamam gerçeği söylüyor,gösteriyor.Biz tam da buyuz efendim.Buyrunuz,en güzel 8 mart hediyesi budur,linki tıklayıp izleyiniz,
                  https://youtu.be/Q6b_H9P4TQ0





                  Kalın sağlıkla,mutlulukla ❤❤❤
                  NOT:Hala okumadıysanız,Merih'in atmosferinde
                                                             Bir
                                                             Bir tutam karınca
                                                             Uçun kuşlar
                                                             2 çocuklu hayat
                                                             Ayna hikayesi ,bloglarını da geziniz,pek güzel kutlamışlar.Başka yazanlar da vardır ben daha görmemişimdir.Gördüklerinizi yorumlara ekleyiniz,hep beraber okuyalım,kenetlenelim,kadının gücünü paylaşalım ❤






Snap chat Frida'yı ve Rosa'yı yollamış,ben de size yolladım 😜


❤❤❤❤










6 Mart 2017 Pazartesi

ÇITIR ÇITIR FIRINDA SİGARA BÖREĞİ - PORTAKALLI MISIR UNLU KURABİYE - PONÇİK PONÇİK POĞAÇA

                    Bugünü mutfakta geçirdim gibi oldu ama saat daha öğleden sonra dört,demek daha çok vakit var bir şeyler yapmak için.Oldum olası sabahın körücüyümdür ben ama , yaşlandıkça hepten gecenin körücü oldum gibi.Tabi bu kadar erken kalkınca bir dünya vakit kalıyor bana.Malum yirmi iki sene çalıştıktan sonra,boşluk insanı sıkıyor.O zaman renk,dans diyerek mutfağa atıyorum kendimi.
                    Bugünki hamur işi menümüzü saydım efendim yukarıda.Çıtır börekle başlayalım.
                    Malzemeler,istediğiniz bir iç harç,yufka,sıvı yağ,su,galeta unu.Yine miktar yazmıyorum,gerek yok çünkü.Bu böreğin sosu bire bir ölçüde sıvı yağ ve su.Ben bir su bardağı sıvı yağ ve bir su bardağı su kullandım.Beş adet yufkaya tam geldi.Önce bir yufkamızı tezgaha serelim,her tarafını su ve sıvı yağ karışımıyla güzelce ıslatalım.Üzerine bir kat yufka daha serelim ve onu da ıslatalım.Sonra iki kat halindeki yufkamızı sigara böreği yapar gibi üçgen parçalara bölelim.Yuvarlak kenarlarına iç harcımızı koyup,köşelerini sarma sarar gibi katlayıp gevşek bir rulo halinde saralım,




Sonra her bir böreği yağlı sulu karışıma daldırıp,galeta ununa bulayalım,


200 derece fanlı ayarda kızarana kadar pişirelim.Benim tepsim bir tane ve küçük,o yüzden sık dizdim,siz biraz aralıklı dizin,yanları da kızarsın.


Enfes yağda kızarmış sigara böreği tadında bir börek oluyor.

                  PORTAKALLI MISIR UNLU KURABİYE
                  Hani çocukluğumuzda simitçi amcalar vardı,simit arabasında simitlerin yanında ,kocaman sarı sarı ,ufoya benzeyen kurabiyeler olurdu,kırklı yaşlarında ve daha büyük olanlar bilirler,hah işte,bu kurabiye o kurabiye.
                  MALZEMELER
                  Dileyen ölçüyü yarıya indirip yapsın çünkü bu ölçüden kocaman ,yirmi ve üstü sayıda kurabiye çıkıyor.
                  İki adet iri yumurta
                  300 gram toz şeker ( bir buçuk su bardağı )
                  Bir adet iri portakal
                  Bir silme tatlı kaşığı karbonat ( tepeleme değil,dikkat )
                  Bir çay kaşığı tarçın
                  Bir çay kaşığı zencefil
                  Bir su bardağı mısır unu
                  Bir kilogram un ( protein oranı 10'un altında olsun )
                  İki yemek kaşığı yoğurt ( tepeleme )
                  250 gram tuzsuz tereyağı ( oda sıcaklığında )
               
                  Portakalı kabuğuyla birlikte rondodan geçirip püre haline getirelim.Un hariç tüm malzemeyi ve portakal püresini iyice karıştıralım.Mısır ununu ve beyaz unun yarısını ekleyip harmanlayalım.Bundan sonra ,azar azar unumuzu ekleyip ,hamurumuzu bütünleştirelim.Hamurdan mandalinadan biraz büyük  parçalar koparıp yuvarlayalım ve toz şekere bulayıp tepsiye dizelim.180 derecede önceden ısıtılmış fansız- klasik ayarda ,üzeri çatlayıp hafif kızarana kadar pişirelim.Dışı çıtır içi yumuşak kurabiyelerimiz hazır.



                          PONÇİK POĞAÇA
                          İnanılmaz derecede yumuşacık bir poğaça hamuru tarifi vereceğim.Dışı da, içi de yumuşacık oluyor.Dileyen bu hamurdan sandöviç ya da tost ekmeği de pişirebilir.İsterseniz içine malzeme koyup poğaça yaparsınız ya da elinizde biraz açıp,içini tere yağlayıp katlayarak açma yaparsınız,keyif sizin.Bu hamur en temel pastane hamurudur,üzerinde oynayarak çeşitlemek size kalıyor.
                         MALZEMELER
                         Burada kullandığım su bardağı 200 mililitrelik standart su bardağıdır.
                         Bir su bardağı ılık su
                         Bir su bardağı ılık süt
                         Bir su bardağı sıvı yağ ( Riviera zeytinyağı,ayçiçek yağı ya da fındık yağı kullanabilirsiniz )
                         Bir paket yaş maya ( 42 gram ) ( Poğaçlarda mutlaka yaş maya tercih etmeye çalışın )
                         Bir yemek kaşığı toz şeker
                         Bir yemek kaşığı tuz
                         Bir kilogram un ( protein oranı 10'dan yüksek olmalı,12-13 bulursanız süper kabarır)+bir su bardağı un
                         Bir yumurta ( sarısı üzerine,akı içine )
                         Su,süt,şeker ve mayayı karıştırıp,kabarmaya bırakalım.Mayamız kabarınca içine sıvı yağımızı,tuzumuzu ve yumurta akını ekleyip karıştıralım.Unumuzu azar azar dökerek yoğurmaya başlayalım.Elimize ve kaba yapışmayan yumuşak bir hamur elde edince ,en az beş dakika daha yoğuralım.Yoğurma işlemi,unun içindeki glutenin elastikiyet özelliğini açığa çıkarıp ,hamurun kabarmasını sağlar.O yüzden hamurumuzu iyice yoğurmak önemlidir.Hamurumuzu yoğurduktan sonra,fırının lambasını yakıp hamur kabımızı içine koyalım,on on beş dakika mayalandıralım.Fırın lambasının ısısı ,mayalanmayı hızlandıracaktır.Ardından hamurumuzu dışarı alıp ,poğaça şeklini verip tepsiye dizelim ve gene fırın ışığından faydalanarak ,fırın içinde tepsi mayalanmasına bırakalım.



 (Arka planda mayalanmakta olan ekşi ekmek 😀)


Poğaçalar iki katına kadar şişince ,üzerlerine fazla bastırmadan yumurta sarısı sürüp,200 derecede fanlı ayarda ,üzerleri kızarana kadar pişirelim.


Fırından çıkarıp soğumaya bırakalım.Soğurken üzerini örtmenize ya da su serpmenize gerek yok.Poğaçalar,fırından ilk çıktıklarında elinize sert gelebilir ancak,soğudukça yumşayacaklar,telaşlanmayın.

 

                Hadi kalın sağlıkla.