15 Aralık 2017 Cuma

ALMANYA'NIN EN ESKİ ŞEHRİ : TRİER

                           Bugün size Almanya'nın en eski şehri Trier'dan görüntüler sunacağım. Trier ( Triea diye okunuyor ), Roma İmparatoru Augustus tarafından MÖ 15 yılında kurulmuş. Zaten şehri gezerken Roma etkilerini hemen fark ediyorsunuz. Biz biraz geç bir saatte gittiğimiz için tam anlamıyla gezemedik, uzun saatler harcanacak bir şehir, kabaca ana meydanı ve şehir müzesini gezebildik. Başka bir gün daha özel fotolarla bu şehri tekrar anlatacağım.








                                               Almanya'da bu zamanlarda Weihnachten pazarları kuruluyor, her şehirde büyük ya da küçük pazarlar var. Noel'in Almanca'sı işte Weihnachten. Bu pazarlarda hediyelik eşyadan, yiyecek içeceğe kadar her şey var. Tabi olmazsa olmaz Glühwein. Yani sıcak baharatlı şarap.















                                              Almanlar  evlerini ve bahçelerini süslemeye çok özen gösteriyorlar. İstisnasız her evin penceresinde çeşit çeşit süslemeler, ışıklar, çiçekler var. O yüzden de çok çeşitli süs eşyası bulmak mümkün. Bugünlerde Noel renklerine hakim türlü çeşit süs eşyası standlarda sergileniyor. Özellikle de geyikler ve Noel babalar...


                                        Aşağıdaki fotolar şehir müzesinden. Müze beş katlı ve şehrin ana giriş kapısı olan Porta Nigra yani Kara Kapı denen yapının içinde yer alıyor. Ne yazık ki saat geç olduğu için ve bina da gerçekten kara olduğu için çektiğim fotolar iyi çıkmamış. O yüzden merak edenler, Kara Kapı'ya internetten bir göz atsınlar. İnternetten foto alamadım çünkü hepsinde telif hakkı söz konusuydu.





Aşağıdakiler çok eski el dokuma kumaşlar.





Eski bir soba



Porselen takımlar.



                               Aşağıdaki fotoda ise Trier'dan toplama kamplarına gönderilen Yahudi vatandaşların kimlik kartlarının sergilendiği duvar görülüyor. Duvarın önündeki masada duran bilgisayar ekranından, kamplardan kurtulmayı başarmış az sayıdaki insanlardan bazılarının anılarını dinleyebiliyorsunuz.






                                     Bu duvarın önünde bayağı bir zaman geçirdik ve insanoğlunun zalimliği ve kendini her şeyden üstün görme duygusunu nerelere kadar götürebileceğini tekrar düşündük, hatırladık. Almanya'da Hitler'in yaptıkları yok sayılmıyor. Bu konuda büyük utanç duydukları için, tekrar yaşanmaması adına yaşananların korkunçluğu ve yanlışlığı öğretiliyor. Bize de oryantasyon kursu sırasında bu konuyu uzun uzun tartışma imkanı sunuldu. Yani Hitler'den konuşup onu eleştirmek normal burada. Ancak Nazi yanlısı söylemler kesinlikle yasak. Dünyanın böylesi bir zalimliği bir daha yaşamaması ve halen dünyanın birçok yerinde sürmekte olan ( ve bundan daha az zalim değil o yaşananlar ) başka çeşit mezalimlerin son bulması dileğiyle, kalın sağlıkla, barışla....




28 yorum:

Nil dedi ki...

Bir gün inanıyorum ben de gideceğim Almanya'ya.
Ben de isterim süslü pencerelerimin olmasını. Kayınvalidemler kaç yıl oldu ordan taşınalı, hala anlata anlata bitiremezler oradaki yaşantılarını.
Soba çok ilginçmiş.Porselenler muhteşem.
Ve kara duvar :( iç parçalayıcı.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Özellikle küçük şehirlerdeki evler çok güzel Nil hanım, umarım bir gün gezip görme fırsatınız olur, gerçekten förülmeye değer yerler..

Handan dedi ki...

Bak aklıma yeni yerler düşürmeyin benim, hemen yola çıkarım haa :) (Dedi bütün gününü mutfakta geçiren kadın :)

deeptone dedi ki...

heeey almanya nasıl bize hiç benzemiyo di mi, temizlik, düzen filan, trafik, parklar, sistem filan. biz niye olamıyoz öyleeee :)

oytunla hayat dedi ki...

Sen o pazarda ne eğlenmişsindir kimbilir :)
Almanyanın ufak kasabalarını ben nedense masal kentlerine benzetiyorum... Evler sanki bisküvilerden falan...
Hayalim öyle ne yapayım :))

O kartlara bakınca içim acıdı birden... Allahım sen tekrar kimseye aynı zalimliği yaşatma ...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Bu ara çokamazsın ama bir ara çıkarsın sen 😂😍

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Temizlik konusunda bizden geriler malesef, tren istasyonları falan oldukça pis ve eski, yerler çöp dolu ne yazık ki. Ben de ilk geldiğimde yıllar önce, inanamamıştım. Ama mahalleler temiz çünkü herkes kendi kapısının önünü temizliyor. Trafik, düzen, parklar falan çok güzel gerçekten. Çünkü insanlar saygılı. Bizde insanlar fazla sıkı fıkı, bu da saygıyı biraz köreltiyor bence. Bu konularda yazacağım sonra yavrucuğum 😘😘

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ben bu pazarların ruhunu seviyorum Şebo, alış verişten hoşlanmıyorum. Böyle süslü püslü, renkli renkli çok sıcak geliyor bana. Ve evet haklısın, küçük şehirler masallardan çıkmış gibi gerçekten. Özellikle kuzey ve batı eyaletler öyle. Ablamlar güneyde oturuyorlar, onların eyalette evler badanalı mesela. Bizim buralarda hep tuğla duvarlar var. Yahudi mezaliminin izlerini kaldırımlara kazımışlar unutulmasın diye. Yürürken yere bakarak gidersen eğer, kaldırıma çakılmış küçük kare plakalar görüyorsun her yerde. Plakaların üstlerinde o apartmandan alınıp ölüm kamplarına götürülen insanların adları yazıyor. Bir anda insanın gözüne çarpıyor ve çok kötü oluyorsun. Tabi gençler için pek bir şey ifade etmiyor ama yaşlı Almanlar bu konuda hassaslar. Taa 2006 dünya futbol şampiyonasına kadar evlerine bayrak falan asmazlarmış. O yıl şampiyonada başarılı olunca milli benlik ve bütünlük hissi yeniden alevlenmiş ve evlerine bayrak asmaya başlamışlar. Bayrak ve mill marşlarıyla bizim gibi öğünmezlermiş eskiden. 😘

BirTatlıHuzur dedi ki...

Binalarını iyi korumuşlar gibi.Öyle çok yeni bina da yok galiba. Bizim gibi gökdelenler dikmemişler.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Evet binaları çok iyi koruyorlar, eskiyi yıkıp apartman dikme merakları hiç yok gerçekten. Yeni binalar da eskiye uygun olarak inşaa ediliyor. Sadece çok büyük şehirlerde yüksek apartmanlar var Yeşile ise ayrı bir önem veriyorlar.

Yurdagül Çelik dedi ki...

Mimari yapı çok hoşmuş.Toplama kampının olduğu duvarda ben de epeyce vakit geçirir ve baya üzülürdüm sanırım.İnsan insana bunu yapar mı yaaaa :((

Mevlude Turk Topal dedi ki...

Sobayi gorunce ahanda turk mantigi gibi, kacak kat cikmislar dedim:)))
Onlarin birde sarap festivalleri var. Ay bu ara heryer noel hazirliginda, icim bayildi kirmizi gormekten:)))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Akıl almıyor gerçekten Yurdagül, zaten büyük utanç duyuyorlar o dönemden. Binalar küçük şehirlerde masal dünyası gibi ve belli bir tarzın dışında yeni binaya izin verilmiyor , çok güzel 😍

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Aaa, niye öyle diyorsun yaa, çok zevkli bence, her yer rengarenk, tam benlik 😂😂

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

Sevda kuşum uçmuş bir yerlere.
Ne güzel bir anlatım olmuş emeğine sağlık,

Evler,geçen gün Handan'nın yayınında söyledim.
Hansel ve Gretel'in Cadının Kurabiye evlerine benziyor.Çok şirin.
Tarihine değer veren,tarihindeki zulümlerden ders çıkarıp medeniyete kucak açan tüm milletler saygıyı hakediyorlar.
Noel ve süsler işte bunun için,oralarda olmaya değer.İçselleştirmişler ve naifler,

Bizim kurban bayramı Çevre kirliliği-et görgüsüzlüğü ile karşılaştırılınca dini bayramlarımızı,vecizelerimizi yerine getirirken ne kadar saygılıyız tartışılır.

Yabancı hayranlığım hiç olmadı ancak medeniyeti içselleştiren bütün ülkeler gibi bizim ülkemizde bunu başarabilse bütün dileğim.
Müze beş katlı veKara kapı merak ettim doğrusu.
Porselenler vazgeçilmezim,teyzelerin elbiseleride senin vintange tarzın,farketmedim sanma,ne incelemişsindir sen şimdi kafanda yeni modeller oluşturmuşsundur.
O çağlarda yaşamak istemişsindir benim gibi eminim.

Hitler... o konuda ki utançlarını benim çocuklarda şahit olmuş anlatmışlardı.
Darısı bizim ülkemizdeki "Madımak oteli"ni kebab dükkanı yapıp nihayetinde yıllar sonra bir zahmet müze yapmalarına müsade edenlere,
utanmadan katliamda suçlu olan ölenlerle-o masum Ozan-yazar-çizer aydınlarla birlikte anmağa mahkum ettiler.
Sevgilerimle canım.

sevilay efsa dedi ki...

Deepten duyup geldim sizi :) Çok hoş bir bloğunuz var

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yazdıklarına kelime kelime katılıyorum pamuğum, çok güzel özetlemişsin. Daha üstüne laf kalabalığı yapmayacağım, çok sevildiğini bil 😘😘😍😍

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hoş geldiniz, çok teşekkür ederim. Ben de geliyorum hemen 😀

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Nasıl duygulandım tüm yazdıklarını hatta yorumları okudum takıldım 2.dünya savaşı zalimliğine:((( geçen yıl tesadüfen okuduğum bir kaç kitap üstüne 2-3 film hep o dönemin farklı karakterlerle farklı açılarından bahsediyordu. bildiğin onlarla aynı acılarla yoğrulmuştum :((Dünyaya hükmedenlerin kalp yerine taş taşıdığına inanıyorum:((
Batı ülkelerinin en çok sevdiğim yanı sağlam binalar yapıp bunları yıllarca koruyup hala yaşanır halde tutmaları bizimkiler de Mimar Sinana da, tarihe de doğaya da her şeye gıcık beton kule derdindeler bu yıl çok tarihi yerden olduk:(( kimseyi tınlamıyorlar bile geçmişin izlerini silindirle eziyorlar:(((
Sevdam hepsi bir yana şu yol kenarlarına eklenen plakalar acayip etkiledi beni:(

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hiç sorma ablacığım, o plakaları her gördüğümde benim de yüreğim cız ediyor. Çünkü önünden geçtiğin apartmandan ölüme alınmış insanlar olduğu gerçeği , tüm çıplaklığıyla yüzüne vuruluyor. İzlerken, okurken de etkileniyor insan ama neticede soyut kalıyor bu eylemler. Ama hani şiirdeki gibi, bastığın bu yerleri toprak deyip beçme, tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı, mısralarında hissettiğim acıyı hissediyorum o plakaları görünce. Ama en azından yaptıklarından büyük dersler çıkarmış bir millet. Bizimkiler ise Osmanlı Osmanlı deyip, Osmanlı’nın eserlerini yıkıyorleüar tek tek. E diyeyim, geçecek elbet bugünler de ama izleri yıllarca acıtacak ❤️

Terzi Begum dedi ki...

Teşekkürler bu güzel bilgilendirme için :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

❤️

burcu dedi ki...

Ne hoş yapılar ve ne iç burkan anılar. Gerçekten insanlık utancı.

Meltem sert dedi ki...

fazla özeniyorum öyle şehirlere bu düzene

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Gerçekten öyle Burcu 🤗

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

ÖZenilmeyecek gibi değil ameltemciğim, insan yaşadığını hissediyor 😀

bücürükveben dedi ki...

O kimlik kartlarından oluşan duvar tüylerimi diken diken etti, izlediğim filmleri anımsattı:(((evet şimdi çok utanç duyuyorlar ama olurken hiçbiri ses çıkartmamış, görmezden gelmiş, duymazdan gelmiş:(((eline, emeğine sağlık Sevda, çok teşekkürler.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Aslında pek çok insan yardım etmeye çalışmış, bir şeyler yapmış ama gücün karşısında çok etkili olamamışlar. Benzer durumları biz de yaşıyoruz Müjdem 😞 En azından geçmişin gölgesinde kalmamak için bugün ırkçılık konusunda çok hassaslar. Irkçı davranış sergileyenleri asla affetmiyorlar. Bu da bir şeydir. Çok sağol Müjdem yorumun için 😘