15 Şubat 2017 Çarşamba

BİRAZ ALIŞVERİŞ,BİRAZ HUZUR,BİRAZ RUH OYALAMACA

                               Geçen gün eşim güzel bir çikolata kutusu getirdi eve.Yok canım,içi boştu.İsyerinde yemişler,eşim kutuya bakmış,bunu atmayayım Sevda bundan bir şey yapar demiş,eve getirmiş sağolsun.Bir dahakine dolu getirirsen daha zarif bir davranış olur diye belirttim kendisine.Fakat kutu da atılacak gibi değilmiş hakikaten.Hoş bana kalsa hiçbir şeyi atmayacağım bu gidişle ya,o ayrı konu,


baksanıza,kadife kaplı,sağlam yapılı çok hoş bir kutu.Üzerindeki çiçeğe aldırmayın,hep yaptığım gibi başlamadan foto çekmeyi unutuyordum az daha,


bir de güzel çekmecesi var.Ama bu haliyle kullanılmaz tabi,baktım malzemelere ,bir iki bir şeyler var,taktım takıştırdım,


böyle oldu.Daha tam olmadı ama şu anda kullanılır duruma geldi.Malzeme bulursam tamamlayacağım.

Almanya'ya gelirken yanıma aldığım bir iki incik boncuğumu içine yerleştirdim.Malzeme bulduğumda içinde bölmeler yapacağım ama bu haliyle de iş görür durumda.Gelirken getirdiklerim;iki bavul kitap,üç adet topuklu çizme,pazen elbiselerim,gördüğünüz üzere yüzüklerim,hihihihihihi.Kitaplarımı okudum bitti ama diğerlerini burada hiç kullanmadım daha.Ve fakaaat,yanımda olmasalar aklım onlarda kalırdı.Benim topuksuz ayakkabıyla sokağa çıktığım gün sayısı sayılıdır Türkiye'de,buraya geldikten sonra düz ayakkabı giymeyi öğrendim,hahahahha.Aslında sebepleri var tabi,işe gitmiyorum,şık olmam gerekmiyor.Arabam yok,her yere yürüyorum,mecburen düz giyiyorum ( bakmayın,on santim topukla okullara aşılamaya gidiyordum geçen seneye kadar 😂 ).Ay çok seviyorum,ne yapayım???Genetik bir hastalık bu,anadan kıza geçiyor,hihihihi.
                            Dün sabah alış verişe gittim.Buradaki buzdolabımız büro tipi buzdolaplarından olduğu için çok fazla şey almıyor.O yüzden,neredeyse her gün alış verişe gidiyorum.Gerçi burada büyük buzdolabı alışkanlığı da yok insanlarda.Kendime hayret ediyorum,İstanbul'da gardrop tipi buzdolabım vardı,ona sığamıyordum,burada cep kadar dolap işimi görüyor.İnsanların hayat tarzları ne kadar farklı.Biz toplum olarak depolamaya ve doldurmaya eğilimliyiz.Hep diyoruz yokluk yüzünden böyle olmuşuz diye ama bu insanlar da yokluk görmüşler.Gerçi mutfak anlayışlarımız bambaşka.Bizim yemekler için türlü çeşit malzemenin el altında olması lazım.Bunlar ise yemek bile yapmıyorlar neredeyse.Mesela salata yapmak bunlara ölüm geliyor,sarma,dolma vs dehşete düşürüyor.Her şey hazır burada,cacık,patetes salatası,salata için hazır halde yeşillik,say say bitmez.Mesela maydanoz falan yok ortalıklarda öyle bağ bağ.İşte dün gördüm ilk defa,saksı içinde ama.Bu tür yeşillikler saksı içinde satılıyor,o da her zaman olmuyor.Ben maydanozu görünce atmaca gibi atladım üstüne.Bu arada,buralarda atmaca falan gibi çeşitli yırtıcı kuşlar şehir içinde uçuyorlar,parklardaki ağaçlarda görmek mümkün.Dünkü alış verişe giderken,bir tanesi beni izliyordu tepeden,foto çekene kadar uçtu malesef.Neyse,maydanozu alınca,hemen fikrim geldi,dedim buna bir de süslü saksı yapayım.Benim bulunduğum şehirde neredeyse tüm marketler aynı yerde,bir kaç yüz metre ötedeki dükkana gidip bulabildiğim malzemeleri aldım.Arabam yok ya malum,kendime bir pazar arabası aldım,pek rahat ettim.Arabamı arkadan sürükleye sürükleye eve dönerken yolumun üzerindeki parklardan birinde soluklandım.Evet ya,parklardan birinde dedim,her yer park burada.Ay AVM yok amaaaa,anneaa.Soluklanırken de size bir iki ağaç çektim.
                              Ben ağaçları evvel ezel severim de,sevgili Merih - Merih'in Atmosferinde bu konuda yazdığından beri,her ağacı birine benzetmeye başladım.Sağ olsun öyle güzel anlatmıştı ki,insanın aklında yer ediyor.İşte bu ağaçlara da o gözle baktım,siz de öyle bakın fotolara.

 



Gerçek üstü bir güzellik değil mi?!! Kuşların cıvıltısını dinlerken sohbet ettik biraz bu ağaçla.Nasıl güzel yaymış gölgesini çimenlerin üstüne sereserpe....
                              Ağaçlarla sohbetim bitince,hızlı hızlı eve yürüdüm.Ay malum,maydanoz aldım,saksı aldım.O maydanozun ,o saksıya akşam olmadan girip yerleşmesi lazım...Akşama herkes eve  gelince;'bakıınn,bugün ben ne yaptııımm ' demem lazım.Çocuklarımdan ve eşimden duyacağım bir iki tatlı söz ,bir iki övgü kelimesi,benim için o kadar büyük kıymette ki....


Saksım ve peçetem hazır,arkada duran kahverengi kutu da yakın zamanda dönüşecek.Onu da eşim getirdi,bundan bir şey yapmak ister misin diye 😜.Burada her malzemeyi bulamadığım için,var olanları kullanmanın yollarını keşfediyorum.Peçete tutkalım yok,ben de beyaz tutkalı sulandırarak kullanıyorum,aklınızda olsun,gayet güzel iş görüyor,



Neticede saksı süslenip püslendi,maydanoza ev olmaya hazır hale geldi.Mutfağım 5-6 metrekare bir yer olduğu için saksıyı koyacak yer bulamadım.Balkonda hizmet vermekte olan mikrodalganın üzerini gözüme kestirdim.Orada hali hazırda ikamet etmekte olan iki koyunum var.Akkoyun ve karakoyun.Evimin neşesi,ruh oyuncaklarım,tombul ailesi.Durun dedim,yeşillik getirdim size..

 Akkoyun boynunu büktü,yeşillikten uzak kalmış diye,

Saksıyı öbür yana koyunca da; karakoyun kocaman açılmış,şaşkın gözlerle baktı bana,yeşillikten uzak kalmış diye...Biz karakoyunla konuşurken,akkoyun çaktırmadan girişmiş yeşilliklere.Bir an gözlerini gördüm aradan 😜

Aaa,ne üzülüyorsunuz,aranızda dursun,ikinize de yakın olsun dedim.Ayrı düştünüz ama,ben arada yan yana getiririm ikinizi de.
                            Ben orta yolu bulurken bir baktım bahçeye boncuk gözlü iki tavşan gelivermiş,

bir an göz gözlere ( bende iki,onlarda dört 😜 ) geldik,kaçırmadan ancak bu kadar yakalayabildim ,dikkatli bakarsanız görülüyorlar ancak.Daha önce de yazmıştım,bizim yaşadığımız yerde hiç sokak kedisi ya da sokak köpeği yok ama bolca sokak tavşanı var 😍
                             Yaa,işte hayat böle akıp gidiyor.Marifet ucundan yakalayabilmekte,etrafımızdaki güzellikleri görebilmekte.Kalın sağlıkla...















30 yorum:

Handan dedi ki...

Hahahah Sevda, Can bana der Vol-e gibisin diye. Onu izlemiş miydin? İzlemediysen dehşetle tavsiye ediyorum. İşte şu sahne tam bizlik bacım.

Tıklayıp izle

Kutu da saksı da harika olmuş. Koyunlarla olan çabanı takdir ettim :)

Topuklu ayakkabı haaa :) Hiç işim olmaz yahu çalışırken bile giymedim :) Ama giyebilenlere hayranım. Harika gösteriyor.

Yalnız boyutunu abartıp kıvrık dizli abuk subuk yürümeye çalışanlara bir sözüm var, inan hiç güzel gözükmüyorsunuz kardeşim. Boyunu uzatmaksa derdin dizin tam açamayınca yine kısalıyor anacım, o kadar abartma :)

Haydi ben gittim.

oytunla hayat dedi ki...

O kutu boş gelmeyeydi hakikaten iyiydi :))) Çekmeceli falan çeşit çeşit çikolatası vardır kesin bitmeden önce :) Güzel takı kutusu olmuş sana işte. Ellerine sağlık ♥

O kara koyunla ak koyuna bayıldım, çok şapşikler yaaaaa ♥ Maydanozla beslenip sağlıklı süt versinler sana :P

Bizim depolucuğumuz gibi hiçbir millette yok sanırım. Dizi dizi sıralamazsak çatlarız. Bazen kardeşimle dalga geçiyoruz birbirimizle üçü beş kuruşa veriyorlardı diye ahahahaaaa :)))

Hamileliğime kadar pazara bile topuklu ayakkabıyla giderdim ben de. Yürüyemezdim sanki düz ayakkabıyla... Hamilelikte düze alıştım, sonra da bel fıtığı ve gelsin kilolar diyince taşımıyor anacım ayaklar topuklunun içinde :))) Şimdi alıştım topuklu ayakkabı giyemiyorum. Bekliyor caaaanım ayakkabılarım, kıyamıyorum da vermeye. Bakalım ne zaman vedalaşacağız...

Öptüm seni cancağazım :) Ellerine sağlık tekrar ;)

bücürükveben dedi ki...

Ne kadar güzel olmuş kutu, eline sağlık. :) İncik boncuklar da öyle:) ben de uzun yıllar büro tipi tezgah altı buzdolabı kullandım, tam olarak 96- 2006 yılına kadar sonra kızkardeşim çok ısrar etti "Abla buzdolabın küçük diye yemek yapmıyorsun" zorla taksitle bana aldırdı:)))aslında işime geliyordu çünkü yemek yapmayı sevmiyorum ancak misafir gelince zor oluyordu yapılan şeyler içeri sığmıyordu:( tabii ana-kız iki kişiydik ben memnundum yine de.. meğer öyle apartopar alınca bizi kandırmışlar, ambalajsız bir buzdolabı geldi, (meğer mutlaka ambalajlı gelirmiş) geldiği gün buzluğu et kokuyordu leş gibi:((ne çektim temizlemek için bu ambalaj konusunu bilmiyorduk o yüzden iade etmek, şikayet etmek aklımıza gelmedi yıllar sonra öğrendim ambalajla geldiğini:(( cehalete bakar mısın???? Çamaşır makinelerini ambalajsız taşındığını görmüştüm sanırım o yüzden böyle bir cahillik yaptım. Onların bile dört yanında en azından köpükler vardı halbuki ama ben unuttum tabii bunak:(((( meğer kabul etmeyip geri göndermemiz gerekiyormuş:((işte öğretmen kızkardeşim ve ben böyle bir cahillik yaptık...hiç unutmam:( kendime çok kızıyorum ama kızkardeşim de de kabahat var bir kere normal bayii değildi, koltuk, kanepe filan da vardı ve sanırım adamlar içine et koydukları buzdolabını bize kakaladılar:( sonra apartopar kapandı dükkanları...ara da bul...Allah'tan bulsunlar, verdiğimiz para zehir zıkkım olsun başka arızaları da çıktı hala da o buzdolabını kullanıyorum ama en azından karbonat sayesinde koku gitti:(((

işte böyle içimde yaradır anlattım da rahatladım:((

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Kız izlemem mi,kaç kere izledim hem de.Ağlaya zırlaya bir de 😂😂 Ay ben ölürüm topukluyaaa,boy sotürunum yok biliyorsun ,gördün beni,ben duruşuna hastayım aplaaa 😁😁Yeminle sana o topuklarla koşturabilşyırsum bike.Ama haklısın,öyle dizler bükük bükük düştüm düşeceğim hakikaten komik oluyor.Vallahi ben hakkını vererek giydim bacım 😜😜

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ay ben düz ayakkabıyla araba kullanamıyorum,o kadar Şebom,anla artık.Kız alışan anlar bizi,topuklu candır,can.Şeboo kaç numara giyiyorsun sen,bak 38-39 gitiyorsan sakın verme kimseye,önce ben seçeceğim,ona före.Ay benimkiler de yatıyor İstanbul'da,yeminle özledim kız,hihihihihi.Şunu anladım ki,günlük alış beriş daha kolay ve akıllıcaymış Lebo.Burada seve seve öğreniyorum bir çok şeyi 😜😜😜

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ay kıyamam yaa,Müjdeciğim sende körü düşünce olmadığı için,karşındakinden de kötülük gelebileceğini düşünemiyorsun.Allah'ından bulsun,hayrını görmesin pis adam.Dediğin gibi,aslında idare ediliyor ama topluca bir şeyler pişirince yer olmuyor koymaya.Ama öprendim idare etmeyi 😍😘

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ahahahahahahahahaha,izlesim şimdi,ilk izlediğimde de çok fülmüştüm,şimdi de çok güldüm.Ve izlerken Beliz aynı şeyi demişti;annee aynı seenn!!....

Şeydanın Günlüğü dedi ki...

Bu nedir yaa? Nasil guzel seyler yapmissin ellerine saglik. Bu konularda Yaratıcı olmak cok güzel. Yaraticiliktan ziyade el becerisine sahip olmak da daha onemli diye düşünüyorum. Masallh ikiside sende war :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok teşekkür ederim,hoş geldiniz.Yaptıkça eliniz alışıyor,bakış açınız genişliyor,ondandır diyelim 😊

bücürükveben dedi ki...

Aminnnn..aminnnn....evet ya aynen öyle, güveniyorum insanlara sonra böyle oluyor:((

Annesinin Prensesi dedi ki...

Yaa nası o bayıldım yazdıklarınaa.Allahim hepsi ayrı alem olmus.Ben okurken hizina yetisemedim.sen ne ara yaptin bunca seyi 😃

Helal olsun valla.El yetenegin var,Yemek becerin var,dikis var,doktorluk var,tatlı dil var eşin abi bey çok şanslı valla 😃

Koyunlarada bayldm ya 😃

Aytül Laçin - aynahikayesi.blogspot.com dedi ki...

Bloğunda da diğer arkadaşlara yorumlarından da takipteyim.Nerede rastlasam muhteşem bir enerji dolu ne güzell ;)Koyunların hallerine bayıldım.
Sevgili Merih'in ağaçlı yazısını okuduğumdan beri ben de başka bakar oldum ağaçlara ;) Sizin fotoğraflar da harika.Kutu da, saksı da hepsi çok güzeller.Tabii ki siz de ;)

Ayselce örgüler dedi ki...

Ben sana boşuna beceriklisin demiyorum bacım helal sana o kutu eksik daha diyorsun ama çok güzelleştirmişin..yaşadığın herşeyi hayretle okudum yakınlarımdanduyardım orda bir tane muz yada bir yapımlık sebze alındığını ayyy kıtlık falan bahane biz türklerin gözü aç anam inan pişirdiğim yemeklerin artanlarını bazen dolaba koyacağımda yer bulamıyorum üstelik en büyük dolaptan kullanıyorum:) ağaç konusunu Merihimin henüz okuyamadım ama doğada ne varsa herbiri anlamlı görmesini hissetmesini bilene.Ordaki yaşamınızda kolaylıklar diliyorum kraliçem.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok teşekkür ederim ,hep meraktan oluyor bunlar 😁 Bir şey yapmadığım fün suçlu hissediyorum kendimi.Allah böyle yaratmış,evdekiler alıştı bana,normal geliyor onlara😜Enişte beye ileteceğim bu satırları 😁😁

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ne güzel kelimeler bunlar,biraz utandım ama çokca kıvandım.Hoş geldin,mutluluk verdin 😊

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Evet nerinim,burada azar azar satılıyor her şey.Paketler halinde hazır,bazı ürünleri seçip istediğin kadar alabilşyırsun ama.Dolaplar küçük olduğu için mecburen az alıyorsun.Ablam otuz senedir burada ama onun da dolabı küçücük.Yok burada kocaman buzdolapları.Çok akıllıca aslında,azar azar alıp hiç ziyan etmeden bitiriyorsun.Biz haftalık oazara çıkar dolabı ağzına kadar doldurup,sonra da bazılarını unuturuz.Yalnız Avrupa böyle herhalde çünkü Amerika'da da dolaplar dev gibi.Bizden doğusu zaten bizim gibi.Uzakdoğu belki burası fibidir,onların da yemekleri falan küçücük küçücük.Ne kadar ilginç değil mi,Adem ve Havva'dan üremişiz ama bambaşkayız.Çok öptüm narinim.

Aycan Ulus dedi ki...

Nasıl güzel bir yer ben çok severim böyle doğayla iç içe ortamları... Malesef bizim ülkemiz böyle değil :((Saksıya bayıldım evrim geçirmiş sanki yaaa ellerinize sağlık :)))

kadriye dedi ki...

Kutuya bayıldım. Bende hiç atmam böyle güzel kutuları. Bir şey yapıyormuyum , yapmıyorum ama her an yapabilirim.Böyle yapanları görünce hevesleniyorum. Eline sağlık. Ürettikçe mutlu oluyoruz:)

Mevlude Turk Topal dedi ki...

Benim abim ince adamdir, kilo almayin diye dolu getirmemistir, ben tanirim onu:))
Bana bak Sevda kisisi: ya o pecete dekupaji kirisiksiz yapmayi ogretirsin banada, yada maydanozlarini yolarim, koyunlarini da yolarim, dur hizimi alamadim, senide yolarim:))
Hah sakinlestim:)) Cok guzel olmuslar, ellerine saglik. Koyunlari bizim tarlaya yolla, dogal beslensin cok sut versinler:))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yaa Aycan hanımcığım,eskiden bizde de çoktu yeşillik ama kese kese bırakmadılar ki.Çocukluğumda hep çayır çimende oynadım ben,üstelik de büyük şehirlerde geçti çocukluğum.Ankara,Bursa .Şimdi Ankara'da çimen bile yok neredeyse.Allah bizim ülkemize de yeniden yeşermeyi nasip etsin,ne diyeyim.Övgünüze de çook teşekkürler 😀

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ay belki bizim gibi çöpçülere baka baka gaza gelirsiniz Kadriye hanımcığım.Ben de emekli olmadan önce bilmiyordum dekupaj falan.Blogları gezerken özenmekle başladı her şey.Hadi hadi,yaparsınız siz,biz kimşz,kadınız,değil mi ama 😁

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Aman hep de abini tutarsın zaten.Yemiş yemiş,boş kutuyu getirmiş.Kız bu sefer geldiğimde dekupaj yapalım o vakit.Göstereyim nasıl yaptığımı.Zaten böyle küçük parçalarda problem olmuyor ki.Büyük yüzey yapıştırırken de oeçeteyi streç folyonun üzerine koyup ıslat ,zemine de yapıştırıcı sür,sonra streçin üstündeki peçeteyi yapıştırıcının üzerine koyup elinle sıvazla,streçi çekip al.Oyyy,okurken çok karışık gözüktü ama valla çok kolay.Gerçi ben böyle yapmıyorum ama youtube da böyle yapıyorlar.Kız youtube dan izlesene,napkin decupage yaz,bir sürü çıkar.Ben de izleye izleye öğrendim zaten.Bu saksıyı Tedi'den aldım,sen de al bir kaç tane gelince yaparız 😘😘😘

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

Ne güzellikler yapmışsın yine Sevdacığım.Ellerine sağlık.
Yaratıcılığının sınırı olamayan arkadaşım,ağaçlara ulaşman iyi gelmiş sana,çok güzel görünüyorsun.
Akkoyun-karakoyun belli olmuş Maşallah.

"Görkemli gölgesiyle görünen ağacınıda ATATÜRK'e benzettim desem...!"

Tavşanları Çapi görünce ne yapıyor merak ettim doğrusu.
Ruhunu oyalayacak şeylerin çooooook olsun...
Sevgiler.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Evet ya,o ağaç Atatürk olsun,önünden her geçtiğimde seni hatırlatacak bana bundan gayrı.İçinden parlayan füneş,altına serdiği gölgesi,dim dik duruşu,çok haklısın,Atatürk o ağaç.Ve güzel sözlerin içimi mutlandırdı çok sağol.Çapi tavşanları sadece merak ediyor,ne olduklarını anlamıyor.Zaten o kadar hızlılar ki,yetişmesi imkansız.Ben görmediğim zamanlar kovalıyor mu bilmem ama genelde heyecanla seyrediyor.Ya Merihim,bu hayvancağızın bize ettiği dua işimizi yoluna koyuyor bence,hayvancağız İstanbul'da oencereden seyretmek zorunda kaldığı dünyayı burada içinde yaşayarak keşfediyor.Köpek gibi değil ki tasma takıp azıcık hava almaya çıkarasın.Senede bir ay yazlıkta sokak görüyordu hayvan.Burada çok mutlu,inan tüylerinin yumuşaklığı bile değişti,ipek gibi oldu.Allah benim ülkeme de böyle yeşil,sakin,huzurlu gelecek nasip etsin.😍😘

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

Sevda'cım çok haklısın ; Hayvanlarımızın duası bize yeter...de artar bile.
Aynı şeyi biz de Gebze'den geldiğimiz de Ankara Eryaman'da yaşadık.
Gebze' de kedimizi bahçeli evi olan arkadaşıma verdik ağlaya ağlaya,en son fotoğrafını gönderdiğinde kedimiz ağaçın tepesinde sırtüstü yatıyor.İçimiz rahatladı..
Ankara da da Toprak sabah akşam bir saatden fazla babamız ve benle birlikte gezer,hertarafımız park ve bakımlı, köpiş çok mutlu,onun için bazen kahvaltımızı dışarda termosumuzla yaparız....Gebze de hayvanı gezdirecek yer bulamazdık.Kaldırımlarda iki ağaç bulana kadar canı çıkardı hayvanın.
Burada tasmasız bazı alanlarda dolaşıp sokak köpekleri ile oynayabiliyor,sokaklarda çok güzel kedi evlerimiz var,ilgili insanlar çok.arada manyaklar oluyor ama sesleri cılız şimdilik,kimse takmıyor onları....
Eryaman bu konuda çok iyi tabii ülkemin her yanı böyle değil.Bina ve plaza manyağı olduğumuzdan,akıllı ev görgüsüzlüğünden maalesef yeşil alan bulmak çok zor,zihniyet meselesi biliyorsun o konuya girersek çıkamayız keyfini kaçırmayayım...
Umudum var diyelim ülkem için yarı yarıya inşallah ortasında buluşur doğruyu buluruz diyelim.
Çapi 'yi de seni de öpüyorum.Hoşçakal...

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

ATAM'ın gölgesi Almanya'ya yetmiş,gelişmişlik almış başını gitmiş.
Biz kendisinin kadrini kıymetini birilerine hala analatamadık ne yazık...

serenity. dedi ki...

kutu çok hoş içini takıyla doldurmak çok akıllıca kitap ve küpe seveni olarak yazıda ki detayları çok sevdim :)
tavşancıklar ve o doğa manzara huzurunu fotolar gayet dile getiriyor :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Kediniz için nasıl üzüldüğünüzü anlayabilirim Merihciğim.Ama o şimdi çok mutludur.Kediler yarı vahşiler,doğayı çok özlüyorlar.Köpeklere günde bir iki kere sokağa çıkmak yetiyor,zaten kendileri evi istiyorlar.Toprak'ın mutluluğu belli zaten fotolarda.Köpekler evse sahipleriyle vakit geçirmeyi seviyor.Kediler bizimle az,doğayla çok vakit istiyorlar.Ne kadar şanslısın öyle güzel bir mahallede oturduğun için,Allah bozmasın.Bizim iki kedimiz vardı,biri ben çocukken,biri de ben genç kızken;ikisi de evden kaçtılar ve özgürlüklerini ilan ettiker.Arada eve uğrayıp kendilerini gösterirlerdi ama asla eve dönmesi ikisi de.Yani kesin için üzülme.Belki Gebze'ye yolunuz düştüğünde ziyaret edersiniz,karşılıklı hasret giderirsiniz.❤

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Nankörlükte sınır bilmez bir millete sahibiz ne yazık ki😡

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Evet ya,ben de;küpe,yüzük,ayakkabı ama ille de kitap,ehehehe.Burada en çok sevdiğim şey doğanın yaşattığı huzur.Eğer kapitalizmin getirdiği lüx edüşkünlük,harcamaya düşkünlük,gösterişe düşkünlük fibi hastalıklara sahip değilsen burada çook mutlu oluyorsun,aksi halde bunalıma firersin çünkü burada sadece yaşaman için gerekli şeyler var,gerisi dopa,sessizlik,kuşlar,çiçekler.Bana buraya gelirken pek çok tanıdığım,hatta burada yaşayan pek çok Türk;çok sıkılacaksın,İstanbul'dan sonra burası hiç çekilmez,iki ay zor dayanırsın fibi şeyler söylediler.Başta anlamamıştım niye öyle desiklerini.Sonra anladım,burada AVM yok,pazar günleri ve cumartesi öğleden sonraları her yer kapalı.Saat yedi gibi sokakta insan kalmıyor,sessizlik her yerde.Ivırınla zıvırınla hava atabileceğin kimse yok,falan filan işte.Her yer park,her yer yeşillik hepsi bu.İnzivaya çekilmek gibi.yani hayalini kurduğumuz sakin kasaba gibi.