31 Aralık 2017 Pazar

YENİ YIL MENİ YIL - YILBAŞI MILBAŞI

                     Bu seneki yılbaşı yayınını yapmadan önce şu eskiyi bir hatırlayalım istedim, buyurun;
                     Efendim, evet Allah’a şükür ( sevgili okuyucu, ben Allah’a inandığım için ona şükrediyorum ama sen neye inanıyorsan ona da şükür olsun ) bir sene daha yaşamak nasip oldu. İnşallah 2018 in son gününde buna benzer bir yazı daha yazabilirim. Yani umarım ömrüm henüz bitmemiştir 😁. Hee, yani neymiş, ömür her an bitebilirmiş. Bırakın yeni yıldı, Noel’ di, zırttı pırttı, yaşamı kutlayın yahu. Yok Hıristiyan geleneği, yok Ahmet dini, yok Mehmet dini, hiçbiri değil yahu biz bir yıl daha yaşayabilmiş olmayı kutluyoruz. Yeni gelen yılı değil, yaşayabildiğimiz yılı kutluyoruz, onu uğurluyoruz. Bücürük ve Ben sevgili Müjde’ miz, benim taktığım adıyla CESUR YÜREK çok güzel bir yılbaşı yazısı yazdı, gidin okuyun, beni yormayın, aynı şeyleri tekrar yazdırmayın. Aşağıda verdiğim linki de okuyun aydınlanın 😁. Sanki hayatının her anını dinsel kurallara göre yaşayıp tek bir yanlış yapmıyormuşçasına lak lak yapanlar, bu sözüm size, bir tarafınızdan element uydurmayın ( bkz. GORA )   Çocuk da yaparım, kariyer de ; süslerim ağaç da, tutarım oruç da 😂😂😂. Efendim, birbirimizi sevelim sayalım, saygılı olalım, eskiden olduğu gibi hangi dinde ne bayram varsa birlikte kutlayalım, biz böyle yaptığımızda çok güzeldik. Aaa, nedir ayol yılbaşı kutlama,ağaç süsleme, hayır ben kutlamazsam sen daha mı dindar olacaksın, cennet sana garanti mi olacak 😂😂😂. Çok reca ediyorum, beraber kutlayalım, vallahi daha iyi hissedeceksin 😂😂😂. Hayır bu şuna benziyor, kendi diyet yaparken başkasının pasta yemesine kızmak gibi oluyor.  Yapmayınız canım, sakil duruyor, komik oluyor.
                     SEVELİM SEVİLELİM, BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ. Valla ben demiyorum, hayır yani diyorum daa, ilk ben demedim 😁😁 Allah rahmet eylesin, YUNUS EMRE demiş ilk.
                     Eeeyy blog dünyasııı, yüreği dünyaya ve yaşama saygıyla dolu olan her kim varsaaa, geçmiş yılınız kutlu olsuuuunnn. Allah ( ya da siz neye inanıyorsanız ) bir yıl daha yaşamayı nasiibb etsiiinn. Seneye bu yazının yenisini, bana yazabilmeyi size de okumayı nasiibb etsiinn. ( Bu noktada sevgili nohut çocuk Fırat; dinimiz amin, süpaneke amin falan der ). Amiiinnn. Ahan da şu linki okuyun, okumayanın gözünde çapak çıksın

http://blog.milliyet.com.tr/yilbasi-nin-tarihcesi-ve-turklerde-agac-gunes-kultu/Blog/?BlogNo=282307


                   Ay hadi dağılalım, mutlu, sağlıklı, yetecek kadar paralı bir yıl geçirelim hepimiz inşallah 🎉🎉🎉

20 Aralık 2017 Çarşamba

SHABBY CHİC KUTU

                              Efendim, dekupaj aleminde böyle süslü püslü, eskitilmiş görünüm verilmiş işlere Shabby Chic deniyor. Bildiğiniz gibi ben bu zanaatı Youtube ' dan seyrede seyrede, yapa yapa öğrendim, herhangi bir kursa ya da derse gitmedim. Yani bu ne demek, ben yapabiliyorsam, isteyen herkes de yapabilir demek. Hep yaptığım gibi , değişik bir şeyler paylaştığımda İngilizce adını da yazıyorum ki, Youtube'dan kolayca bulunabilsin. Türkçe video çok az bu konuda.
                              Geçenlerde kızımın arkadaşının doğum günü vardı ve benden bir hediye hazırlamamı istedi. Çocuklar da bizlerden göre göre hazır alınanın yerine, elde yapılanın daha kıymetli olduğunu düşünür oldular artık. Sanırım hepimizin evlatları aynı, değil mi? Uzatmayayım, hemen fotolara geçeyim. Yapılış aşamalarını bu kez anlatmadım çünkü daha önce pek çok benzer yayınım var. Merak eden olursa, sağ kolonda yer alan Dekupaj ve Dekorasyon başlıklarına tıklayıp bakabilir. Ayrıntılı açıklamalar var bu başlıklarda.




















Kalın sağlıkla.






15 Aralık 2017 Cuma

ALMANYA'NIN EN ESKİ ŞEHRİ : TRİER

                           Bugün size Almanya'nın en eski şehri Trier'dan görüntüler sunacağım. Trier ( Triea diye okunuyor ), Roma İmparatoru Augustus tarafından MÖ 15 yılında kurulmuş. Zaten şehri gezerken Roma etkilerini hemen fark ediyorsunuz. Biz biraz geç bir saatte gittiğimiz için tam anlamıyla gezemedik, uzun saatler harcanacak bir şehir, kabaca ana meydanı ve şehir müzesini gezebildik. Başka bir gün daha özel fotolarla bu şehri tekrar anlatacağım.








                                               Almanya'da bu zamanlarda Weihnachten pazarları kuruluyor, her şehirde büyük ya da küçük pazarlar var. Noel'in Almanca'sı işte Weihnachten. Bu pazarlarda hediyelik eşyadan, yiyecek içeceğe kadar her şey var. Tabi olmazsa olmaz Glühwein. Yani sıcak baharatlı şarap.















                                              Almanlar  evlerini ve bahçelerini süslemeye çok özen gösteriyorlar. İstisnasız her evin penceresinde çeşit çeşit süslemeler, ışıklar, çiçekler var. O yüzden de çok çeşitli süs eşyası bulmak mümkün. Bugünlerde Noel renklerine hakim türlü çeşit süs eşyası standlarda sergileniyor. Özellikle de geyikler ve Noel babalar...


                                        Aşağıdaki fotolar şehir müzesinden. Müze beş katlı ve şehrin ana giriş kapısı olan Porta Nigra yani Kara Kapı denen yapının içinde yer alıyor. Ne yazık ki saat geç olduğu için ve bina da gerçekten kara olduğu için çektiğim fotolar iyi çıkmamış. O yüzden merak edenler, Kara Kapı'ya internetten bir göz atsınlar. İnternetten foto alamadım çünkü hepsinde telif hakkı söz konusuydu.





Aşağıdakiler çok eski el dokuma kumaşlar.





Eski bir soba



Porselen takımlar.



                               Aşağıdaki fotoda ise Trier'dan toplama kamplarına gönderilen Yahudi vatandaşların kimlik kartlarının sergilendiği duvar görülüyor. Duvarın önündeki masada duran bilgisayar ekranından, kamplardan kurtulmayı başarmış az sayıdaki insanlardan bazılarının anılarını dinleyebiliyorsunuz.






                                     Bu duvarın önünde bayağı bir zaman geçirdik ve insanoğlunun zalimliği ve kendini her şeyden üstün görme duygusunu nerelere kadar götürebileceğini tekrar düşündük, hatırladık. Almanya'da Hitler'in yaptıkları yok sayılmıyor. Bu konuda büyük utanç duydukları için, tekrar yaşanmaması adına yaşananların korkunçluğu ve yanlışlığı öğretiliyor. Bize de oryantasyon kursu sırasında bu konuyu uzun uzun tartışma imkanı sunuldu. Yani Hitler'den konuşup onu eleştirmek normal burada. Ancak Nazi yanlısı söylemler kesinlikle yasak. Dünyanın böylesi bir zalimliği bir daha yaşamaması ve halen dünyanın birçok yerinde sürmekte olan ( ve bundan daha az zalim değil o yaşananlar ) başka çeşit mezalimlerin son bulması dileğiyle, kalın sağlıkla, barışla....




9 Aralık 2017 Cumartesi

DAHA DA ÇANTA ALMAM BEN !!!!

                           Merih'in  düzenlediği çanta etkinliği için kafamda tasarladığım el çantasını nihayet tamamladım. Malzeme bulmakta zorlandığım için bitirmem bayağı uzadı ama aslında çanta dikmek çok kolaymış. Ben ömrü hayatımda ilk kez çanta diktim.Daha önce sadece dönüşüm projesi yapmıştım, bakınız burada. Çanta dikmek hep yapmak istediğim bir projeydi ama erteleyip duruyordum. Merih sayesinde ilk denememi yapmış oldum. Çok sağol pamuğum. 
                          Başlangıçta insanın gözünü korkutan bir çalışma, çerçeveli çanta dikme işi. Ha sahi, ben fermuarlı değil , çerçeveli çanta diktim, hani eskilerde çok kullanılan o vintage çantalardan. İnternette ararsanız Frame Bag diye geçiyor.  Çocukluğumdan beri tutkunu olduğum çantalar bunlar. Şimdilerde bu türleri çok fazla bulamıyoruz. O yüzden hep vintage çantalar dikebilmeyi hayal etmişimdir. Merih vesilesiyle bu işe başlamış oldum. Öncelikle her zamanki gibi ön araştırmamı yapıp bu konuda pek çok bilgi okuyup, birçok Youtube videosu izledikten sonra işe başladım. Youtube'a Frame Bag Tutorial diye yazarsanız çeşit çeşit videoya ulaşabilirsiniz. Ben en açıklayıcı video olarak şunu buldum;                                                                                                                    https://www.youtube.com/watch?v=9zaC3jYaWfA&sns=em   ,

 buradaki hanım Almanca konuşuyor ama Almanca bilmeseniz de video oldukça anlaşılır olmuş.
                           İşe kalıp çıkarmakla başladım,



öncelikle metal çerçevenize göre bir kalıp ayarlamanız gerekiyor. Ben eski bir kalıp parçasının üzerine çizdim aklınız karışmasın :)


Kalıbın bitmiş hali bu ancak her iki tarafının tamamen eşit olduğundan emin olabilmek için kalıbı ikiye katlayıp son halini veriyoruz.


Bu aşamadan sonra astar ve ana kumaşı biçip, ana kumaşa volümlü tela, astara ise kağıt tela yapıştırıyoruz. Ben volümlü tela bulamadığım için her ikisine de sert tela yapıştırdım.


Bu da bitince videodaki aşamaları gerçekleştirerek çantamı tamamladım. Tek fark, volümlü tela ile çalışmadığım için benim çanta kumaşım çerçeveye göre ince kaldı ve çerçeve ile kumaş arasında boşluk oluştu. Bu durumda kumaş çerçeveye sağlam bir şekilde yapışamayacağı için arada kalan boşlukları sicim iple doldurarak kumaşı çerçeveye iyice sıkıştırdım. 
Kumaş olarak daha önce kızıma diktiğim pileli etekten artan kumaşı kullandım.
































                      Hehehehehe görmemişin çantası olmuş hesabı bir sürü foto koydum, artık kusura bakmayın. Ben bu çanta dikme işini pek sevdim dostlar. Bir de malzemelerin kaynağını keşfedersem burada, daha da tutamaz kimse beni :)))
             Merihciğim, çok sağol, sen vesile oldun, bana da yeni bir uğraş çıkmış oldu.
Kalın dostlar sağlıkla....