Şimdi,ben nöbet defterinden söz edince,hatırı sayılır bir meraklı kitlesi oluştu.Keşke o zamanlar akıllı telefonlar olsaydı da yazdıklarımı belgeleyebilmiş olsaydım.Böyle bir şansım olmadığı için,hatırladığım kadarıyla yeni bir sayfa yazacağım size.
Öncelikle bazı ayrıntıları vermem gerek;acile gelen hastalara ilk müdahaleyi yapmakla görevli olmamızın yanında ,hastanın takibinden de sorumluyduk.Normal olarak acil servislerde hasta takibi yapılmaz,yapılamaz.Bunun için ekstra personel gerekir,en azından bir doktor ve bir hemşire olmalıdır.Ne yazık ki ,benim ilk başladığım dönemde,bir doktor ve bir hemşire hem acili hem de takip odasını idare ederdik.Bu nedenle de ,bir nevi yatan hasta işlemi gören takip hastalarının orderlarını ( bakım ve ilaç düzeni ) vermek,kesin tanılarını koymak,onları hayatta tutmak da acil doktorunun işiydi.Bunu yapabilmek için de icapçı uzmana danışmak zorundaydık.Daha sonraki olası bir ters durumda icapçıya danışıp danışmadığımız ilk sorulan şey olurdu çünkü.İcapçı demek,o gece boyunca aranacak ilgili dalın uzman hekimi demektir.Buraya kadar her şey olağan ve normal.Ancaaak,bazı uzmanlarımız kendi branşlarının acili olamayacağını savunur ve asla telefonu açmazlardı arandıklarında..Bazı a'bilerimizse telefonu açar ama telefon başında uyuyakalırlardı.Kimisinin her hastalık için söyledikleri standart bir reçeteleri vardı ve sırf arama kayıtlarında arandığımız görülsün diye telefon açardık.Bazılarını ise aramaktan nefret ederdik çünkü yalan yanlış orderlar verirler,biz de onları yapmamak için türlü iş çevirip kendi söylediklerimizi onlar söylüyormuş gibi hissetmelerini sağlamaya çalışırdık.Ay yazması bile zor,bir de yapmasını düşünün.Basitçe şöyle yazayım,asla ama asla damardan uygulanamayacak bir ilacı seruma katıp vermemi isteyen enfeksiyon uzmanına,' ha tamam a'bi,kalçadan Difilin yapıp,izotonikle de damar yolu açıyoruz,anladım ' diyerek onu yönlendirirdim.Zaten icapçıyı aradığımda ben tedaviye çoktan başlamış olurdum.İcapçı uygulaması ancak travmalı hastalarda işe yarardı.Çünkü yetkim olmayan tek şey hastayı açıp içine bakmaktı ve bu da cerrahlarımızın işiydi.Allah'tan cerrahlarımız gayet başarılıydı.Göğüs cerrahımız olmamasına rağmen,hayat kurtarmak adına kendini riske atıp göğüs tüpü takan cerrahımız bile vardı.Şimdi olsa kimse yapmaz çünkü şimdilerde hayat kurtarmak suç oldu.Acı bir örnek vereyim,bir trafik kazasının yanından geçerken durup yardım edemem yeni yasaya göre.GÖREVLİ OLMADIĞIM BİR KAZAYA MÜDAHALE ETMEM,HAYAT KURTARICI HERHANGİ BİR GİRİŞİMDE BULUNMAM,HATTA HASTAYI ELLEMEM BİLE YASAKTIR.Vatandaş karga tulumba kazazedeyi taşıyabilir,kalp masajı yapabilir ama ben yapamam çünkü yasaktır.Vatandaş hastayı taşırken sakat bırakabilir hatta öldürebilir,suçlu olmaz ama benim müdahale ettiğim hasta ölürse, hastanın kaza nedeniyle öldüğü adli tabipce ispatlansa bile suçlu olurum.
Neyse gelelim nöbet defterine,örnek bir nöbet defteri yazısı;
ACİL SEYİR DEFTERİ 13/01/93
12/01/93 tarihinde,09:00'da teslim alıp,13/01/93 tarihinde 09:00 'da teslim ettiğimiz nöbetimizde toplam 237 (iki yüz otuz yedi) hasta girişi kabul edilmiş olup,bunların 115 (yüz on beş ) adedi adli vaka olarak değerlendirilmiş,diğerleri acil poliklinik hastası olarak işlem görmüştür.Nöbetimiz boyunca ex vakası yaşanmamış olmakla birlikte,bir adet ex duhul ( ölü olarak acile giriş yapan hasta) kalabalık bir heyetle acile giriş yapmış,tüm müdahalelere ve eşlikçilerin zılgıtlarına rağmen geri döndürülememiştir.Ex duhulün ex olduğunu ilan ettiğimde acilde bir şenlik havası yaşanmış,nöbetçi polis memuru görünmez olmuş kendisine bir kaç saat sonra arka bahçede rastlanılmıştır.Kalabalık heyetin görevli personele sevgi gösterileri yaklaşık bir saat sürmüş,o arada gelen diğer hastalara da yumruklar,sövgüler arasında müdahale edilmeye devam edilmiştir.Sonrasında ex duhulün ( 88 yaşında erkek hasta ) doğal sebeplerle öldüğüne kanaat getirilip ölüm raporu düzenlenmiş ve mefta heyetle birlikte acili terk etmiştir.Akabinde saat 02:47 sularında çoklu trafik kazası acile giriş yapmıştır.İlk müdahaleleri yapılıp gerekli uzman icapçılarla görüşülüp orderları düzenlenmiştir.Toplamda 7 ( yedi ) kazazede giriş yapmış olup 3 ( üç )'ü kadın, 4 ( dört )'ü erkek olan kazazedelerden ,... yaşındaki...nın korneasında ( gözün saydam tabakası) kimyasal yanık tespit edilmiş olup,ne yazık ki icapçı göz uzmanı ... aranamamış ve hasta danışılamamıştır.Bildiğiniz üzere gözün acili yoktur ve bu göz uzmanı ...nın bizzat ifadesidir.Hastanın gözüne bilgimiz dahilinde müdahale edilmiş ve gözün acilinin olmamasına sevinilmiştir.Ardından saat 03:01'de giriş yapan MI ( kalp krizi ) vakasına müdahale edilip,takip odasına alınmış ve nöbetçi icapçı ... aranmıştır.Uzun çalışlardan sonra telefona cevap veren .... uykunun verdiği rehavetten olsa gerek bir şeyler söylemiş ancak ne dediği anlaşılamamış olup,kendisi tekrardan uykuya daldığı için telefonu da açık kaldığından,tekrar uyandırılması mümkün olmamış,hastanın tedavisinde standart order takip edilmiştir.
Yukarıda sözü geçen vakalar haricinde ,nöbetimiz olağan düzende seyretmiş olup,başkaca olağan harici vaka yaşanmamıştır.
ACİL NÖBETÇİ HEKİMİ
Dr.Sevda Coşkun
İşte nöbet defterini genel olarak bu şekilde yazıyordum,acil seyir defteri ifademe önce karşı çıktılarsa da,onları,bunun resmi bir terim olarak kullanılabileceğine ikna etmem çok zor olmamıştı.Defterde de anlayacağınız üzere inanılmaz zor şartlarda ve yokluk içinde hizmet veriyorduk.Şimdi acilde nöbet tut deseler tek gözümle tutarım,neredeyse her dalın uzmanı var hastanede,bir çok tecrübeli hemşire ve yardımcı sağlık personeli hazır,laboratuvar çalışıyor,her türlü alet edevat hazır....Bizim acilde ise her zaman yeni mezun doktorlar ve hemşireler çalışırdı.Hadi doktorları anladım,mecburi hizmetle alakalı bir durum da,zavallı küçücük kızların ilk görev yeri her zaman acil olurdu.Çünkü kimse acilde çalışmak istemezdi.Yeni mezunlar da vur kafasına al lokmasını şeklinde yeni memurlar olduklarından,müdahaleleri öğrenmeleri gerek bahanesiyle acile postalanırlardı.Ne kadar yanlış bir uygulamaydı.Hem hastalar açısından, hem hemşireler açısından,hem de biz doktorlar açısından.Tecrübeli bir hemşireyle birlikte çalışmanın kolaylığı,güvenilirliği,başarısı tartışılmazdır.Herkes kendi işini yapar kimse kimseyi kontrol etmek zorunda kalmaz,hızlı ve başarılı sonuç alınır.Oysaki iki taraftan biri tecrübesiz olduğunda,diğeri sürekli hem kendi işini yapmak zorunda kalır,hem de diğerini kontrol etmek...Bir de iki tarafın da tecrübesiz olduğu durumu düşünün,işte,benim çalışmaya başladığım dönem böyle bir dönemdi...
Bugünlük de bu kadar,kalın sağlıcakla.