Bitlis'te her şey yolunda gibiydi,çok ciddi yokluk vardı;yiyecek içecekler sınırlıydı,şehirde tek bir doktor vardı,alış-veriş yapacak yer yoktu falan ama her şey sakin gözüküyordu.Sonra bir gece yarısı babam göreve çağrıldı ve taaa ertesi akşam eve şöyle bir uğrayıp;' ihtilal oldu ' dedi ve tekrar göreve gitti.İhtilal ne demekti bilmiyorduk ama sokağa çıkmamamızı gerektiren bir şey olduğunu anlamıştık.Sonra annem anlattı bize.Balkona bile çıkamıyorduk,annem balkon demirlerine bir battaniye atmıştı ve yerde sürünerek balkona çıkıp battaniyedeki delikten sokağı seyredebiliyorduk.
Sonraki yıllar çok huzurlu ve mutlu olduğumuzu sanarak geçti.Doksanlı yıllarda artık üniversiteliydim ,bu sefer de örtülü örtüsüz muhabbetti çıktı ortaya.Daha dün arkadaşımız,dostumuz,komşumuz olan insanlarla yabancılaşmaya başladık yavaştan.Oysa bizi tren yolu gibi ikiye ayırmak olası bir şey değildi ki,annemin başı örtülüydü benimki açıktı,tüm akraba,tanıdık vs de durum böyleyken,yavaş yavaş birbirimize karşı sahte samimiyetler geliştirdik.Arka planda kötücül bir plan sinsi bir şekilde işledi ve siz-biz olarak ayrıştık.Ama halen daha o kadar da vahim bir durum yoktu ortada.İki binlere geldiğimizde iş zıvanadan çıktı.Artık örtünmek boyut değiştirmişti,başına bir şey bağladığın sürece alt tarafa ne giyersen kabuldü.Başı açıkların türlü taciz ve aşağılanma yaşadığı toplumda başını kapatan en makbul insan olmuştu.Başı açıklar isyan ettiler çünkü inanılmaz seksi kıyafetlerin üstüne kondurulan bir parça örtünün o kadınlara tanıdığı ayrıcalıkları haksızlık olarak gördüler.Bu arada İslami nizama göre örtünen kadınlar da isyan ettiler çünkü yeni türeyen bu çakma örtülü kadınlar yüzünden örtünmenin rencide edildiğini düşündüler.Velhasılı kelam bu sefer örtünenler de çeşitli parçalara bölündüler.Farklı farklı tarikatlar türedi,bölündükçe bölündük.Bunlar olurken erkekler geri planda olayları yönettiler,kadınlar satranç tahtasındaki piyonlar gibi ileri geri oynatılıp durdular.
Olayı netleştirebilmek için kendi mesleğimden örnek vereceğim.Başlangıçta hekim denilen kişi her türlü vakaya bakan ve müdahale eden kişiydi.Yüzyıllar içinde hekimlik sanatı parçalara bölündükçe bölündü,neredeyse her organın ayrı doktoru oldu.İş ,ben kalbe bakıyorum akciğerden anlamam noktasına gelip de,hastalar tedavi edilememeye,ölümler artmaya başlayınca bilim adamları oturup düşündüler,neler oluyor? Her organa ayrı doktor tahsis etmemize rağmen eskiye göre daha başarısızız diye.Olay şuydu ki,insan bir bütündür ve organlar belli bir düzen içinde birlikte çalışır.Birinin çalışması diğerini de etkiler,bu yüzden bir doktor tüm organların nasıl çalıştığını,birbirlerini nasıl etkilediğini bilmek zorundadır.Bu yüzden son yıllarda pratisyen hekimlik ve aile hekimliği yeniden önem kazanmıştır,yani organizmayı yani insanı bir bütün olarak ele alan hekimlik giderek yaygınlaşmaktadır.Şimdi konuyu şuraya bağlayacağım,İslam dininde cemaatçilik,tarikatçilik,mezhepçilik yoktur.Son peygamberimiz Muhammed 'in ( SAV ) mezhebi yoktu,herhangi bir cemaat ya da tarikat kurmamıştı,el etek öptürmezdi,taht gibi koltuklarda oturmazdı.Yani,İslam dini yukarıda sözünü ettiğim gibi ayrışmaların ve tıp konusunda olduğu gibi bir takım yanlış uygulamaların önüne geçmek için bu türden uygulamaları baştan yasaklamıştır.Allah adına kafa kesmek,insan vurmak,bomba patlatmak,çalıp- çırpıp bunu İslam için kullanacağım demek,Kuran'da yasaklanmış bir çok eylemi İslam'ı yüceltmek için yapılıyorsa mübahmış gibi göstermek şeytanın işidir.İslamiyet'te insan öldürmenin tek bir selahiyeti vardır,ülkenin bütünlüğü tehdit altındaysa yani birileri sana saldırmışsa kendini savunmak için öldürebilirsin.Öyle yok İslam'ı yaymak için,yok bilmem nereyi ele geçirmek için insan öldüremezsin.
Şimdi biri bana yazdıkların yanlış desin,biri bana havaalanında ülkeme saldırıyordular da öldürdüm desin.Birileri bana bu kadar yalanın içinde,bu kadar talanın içinde,bu kadar kayırmanın,ayırmanın,israfın içinde elle tutulur İslam'a uygun bir şey göstersin.Şimdi birileri bana bunlar vallahi de billahi de Müslüman'dır desin.Göğsümde bir fil oturuyor ve artık tepinmeye başladı.Bu kadar haksızlık,bu kadar kötülük,bu kadar acı,bu kadar gösteriş,bu kadar cahillik,bu kadar görmemişlik,bu kadar,bu kadar,bu kadar........
27 yorum:
Ağzına yüreğine kalemine sağlık Sevdacım. Yaz, bari sen yaz :(
Ah Emelciğim,yazayım yazayım da keşke insanlar okuyup anlasa....
Müslümanlıkla da insanlıkla da uzaktan yakından alakası yok tabii ki. Allah cezalarını verecek vermesine de her işi Allah'a bırakmasak ne güzel olacak.
Kim diyebilir Sevda hanım? Kim yalan diyebilir. Keşke yalan olsa, keşke yaşadıklarımız rüyadan ibaret olsa, uyansak geçti desek.
Öyle bir zamandayız ki, iyi bayramlar dilemeye utanıyorum.
Yeminle çok çabaladım kız,uyumak isteyeni uyandırmak zor değil imkansız.
Ah kuzum,ah ....
Filler önce züccaciye dükkanların girdiler.. Her şeyi kırıp döktüler.
Ve sonra yüreklerimize yerleştiler.
Ama gün gelecek elbet bir gün yürek sancılarımız bitecek.
Bu mübarek günlerde amiiin diyorum Makbule hanım
O kadar işte, o kadar sevgisizlik, o kadar saygısızlık, o kadar tahammülsüzlük, o kadar delilik, ve o kadar cahillikle boğulduk ki, fil değil artık bu, başka birşey..
Çaresizlik işte,fil gibi büyük ama fil gbi tatlı değil...
Her satırının altına imzamı atıyorum. İşte bu yüzden ne kadar dinci ülke varsa boğazına kadar bela içinde, laik ülkeler ise huzur içinde. O ülkelerde bomba patlarsa da zaten onu da oraya bir şekilde girmiş, sızmış, dinci mülteciler atıyor. :( Millet dinci ülkelerden kaçmak için denizde boğulmayı göze alıyor.
Cehaletin bedelini yine cahil olmayanlar ödüyor,ne diyelim 😞
Ne güzel yazmışsın canım benim ,her güne başmadan daha gecesinden gelecek günü hayırlarla güzelliklerle gelsin diye karşılayıp sabah kalkıp ordan burdan ya da mekanlar da şu kadar insan öldü laflarıyla her gün yeni bir şoka sokuyorlar.
Müjde'ye yazdığın yorum başlık niteliğin de ve çok doğru kuzum.
Şu son iğrençlikler de gösterdi ki masumlar ölmeye devam edecek toprağa kendileri kavuşacasılar sırıta sırata açılış yapacaklar.
Elim ayağım bir işe gitmez oldu saçma sapan bir ruh hali içindeyim.
Tez zamanda Allah onları helak etsin,diyecek başka söz kalmadı abla...
Şeriat gelsin isteyenlerin hepsi parmak kaldırıyor. Git şeriatın uygulandığı ülkelerde yaşa diyorsun tık yok. Bütün mutlu müslümanlar Avrupa'da yaşıyor her ne hikmetse. Nefes alamıyorum Sevda. İçimdeki umut kırıntıları da tükeniyor. Yani insan sevgisi denen şey kalmadı, vatan sevgisi, bayrak sevgisi. Varsa yoksa para sevgisi. İğreniyorum.
yazık oluyor bize..
diyecek söz yok hepsi doğru nasıl huzura erecek güzel ülkem merak ediyorum
Kendi ülkemde ötekileştirilmiş bir insanım....
Şimdi buraya yazsam şudur budur,anlatsam sayfalarca,öyle bir demogoji yapıyorlar öylesine cahiller ki,duvara anlatsam o bile sile gelir de bunlar anlamaz.Bir ülkeyi ne kadar cahil bırakırsan o kadar rahat yönetirsin.Ta mezarında dönesice menderesten başlayan bir oyunun son perdeleri bunlar.Hatta halide ediplerle,cemal gürsellerle başlamış bir oyun.İsimlerini vilerek küçük yazıyorum çünkü o kadar aşağılıklar hepsi de.
Zaman,sadece birazcık zaman diyor bir şarkıda ama zamanı bekleyecek takat de kalmadı....
Söyleyecek birsey bulamiyorum artik, vallahi bulamiyorum. Tükendi kelimelerim. Hepsi dendi, hepsi konusuldu, hepsi yazildi....ama nafile...
yaşancak ülke olmaktan çıktı bizim ülke, yazık insanımıza, hep büyükler yüzünden olan halka oluyor yaa.
Bu ne müslümanlığa ne de insanlığa uyan bir olay. Katliam yaptılar katliam...
Ne derlerse desinler, yok cihatmış, yok islammış...
Geçecekler bunları...
Her eve ateş düşüyor günlerdir... Umurlarında mı sanki...
Ne desen haklısın, hatta daha fazlasını hakediyorlar...
Ne ülkemi, ne insanımı tanıyamaz oldum...
Hepimizin başı sağolsun...
Zamandan medet umuyoruz Ayşem
Ah kuzum,keşke anlaması gerekenler de anlasa artık...
Ah derinciğim,yazıştık bunları daha önce de,birileri egosunu tatmin etsin diye koskoca bir ülke bebek evine döndü
Şebo,ne diyelim ki artık,sağ olacak başımız da kalmadı artık
Yorum Gönder