8 Nisan 2016 Cuma

BİRAZ DA GÜLELİM-ANILAR DEVAM



                                  Biz doktorların anıları çalıştığımız birimlere göre çeşitlilik gösterir.Kimi acı,kimi tatlı, kimileriyse komik ya da muzırdır.Ben kadın hastalıkları ve doğum,aile planlaması,cinsel yolla bulaşan hastalıklar alanlarında sertifikalı bir doktorum.Sertifika programları hızlandırılmış doktora programı gibi anlatılabilir.Program başında ve sonunda yazılı ve uygulamalı sınavlardan geçersiniz ve başarılı olursanız bu konularda çalışabilmek üzere yetkilendirilirsiniz.Uzmanlık belgesi yerine geçmez sadece yetki belgesidir.Sanırım Phd ünvanı gibi tarif edebilirim.Hah,bu sertifikalar nedeniyle meslek hayatımın yaklaşık yirmi yılında bu türden hastalarla da çalıştım.Haliyle yığınla komik anı birikti.Ancak baştan uyarayım bazıları 18 yaş üstü anılar olacak.Normalde kronolojik sırayla yazıyorum anılarımı ama bu sırayı beklersek tatlı -komik anılar araya kaynayacak,belki de hiç sıra gelmeyecek onlara.Bu yüzden bugünkü yazım karışık yıllara ait olacak.
                                  Öncelikle Bursa Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde yaşadığım hiç unutamadığım bir anımı yazacağım.O zamanlar hastanemiz 64 yataklı,tek poliklinikli,tek acilli,2 uzman ve 7 pratisyenden oluşan bir hastaneydi.Asansörümüz bile yoktu ,yardımcı personelimiz yoktu.Sedyenin dört ucundan üç hemşire bir de ben tutup çok hasta taşımışızdır yukarı aşağı.Hatta acil hallerde sırtımızda hasta taşımışlığımız ya da hasta yakınlarına sedyenin ucundan tutmalarını rica ettiğimiz çok olmuştur.O hastanede tuvalet temizlemişliğim de vardır.Bir ara feyste bir öğretmen arkadaş paylaşmıştı,siz hiç karakol hastane boyayan doktor polis gördünüz mü,biz öğretmenler okul boyuyoruz en ezilen memur biziz diye.Sanırım yeni mezun heyecanlı bir gencimizdi,koskoca öğretmenin okul boyaması besbelli gücüne gitmişti,ona da yazmıştım boyamasına boyadım da,üstüne üstlük hela da temizledim diye.Türkiye'nin gerçeğidir bu,statünüz ne olursa olsun memursanız göreviniz dışında çook şey yaparsınız.Neyse konuyu dağıtmayayım;göğüs hastanesinde nöbetteyim,bir doktor, üç hemşire,bir rontgen teknisyeni,bir de laborant var.Koca hastanenin acili,servisleri tek doktorun eline bakıyor.Gece iki üç sıralarıydı sanırım.Gençten bir kaç adam,bir de hanım geldiler.Adamlardan biri polis memuruymuş,hanım da eşi,diğerleri de akrabaları.Başka bir yerde verem teşhisi koymuşlar ama biz yatıramayız veremli hastayı,Bursa Göğüs Hastanesi'ne gidin demişler.Onlar da yola çıkmışlar akrabalarının yanına gelmişler.Gelmişken de direkt hastaneye gidelim,veremli veremli akrabaların evinde kalmayalım demişler.Muayenesini yaptım,film tahlil vs. istedim.Genel durumu iyiydi,normalde böyle hastalara gece yatış yapmazdık çünkü yatak sayımız çok azdı ve tüm Bursa ve çevre illere biz hizmet veriyorduk,gece yataklarımızı acil hastalar için tutardık.Ancak biz hekimlerle kolluk kuvvetleri arasında yazıya dökülmemiş bir protokol vardır.Özellikle polis arkadaşlarla hekimler birbirlerini kollarlar.Her iki tarafın da görevinin icrasında yaşadığı zorluklar ve haksızlıklar,yanlış anlamalar,yanlış yönlendirmeler,görevlerimizi olduğundan zor hale getirir.Bu yüzden birbirimize işimiz düşünce mümkün olduğunca kolaylık gösteririz.Bu protokol bir tek Gezi olayları sırasında tecrübesiz genç polis memurlarınca tek taraflı olarak bozulmuştur,doktor arkadaşlar protokolü devam ettirmişlerdir.İşte bu yüzden aslında yatış yapmamam gereken polis memuru arkadaşa sosyal endikasyon koyarak yatış verdim.Bir yandan da içimden bir ses huylandım,bu hastayı eve yollama demişti.Hasta ve yakınları üst kata çıktılar ben diğer hastalara devam ettim.Bir on beş yirmi dakika geçmişti ki,bir çığlık kıyamet koptu.Düşünün telefon bile yok,hemşire hanım koşa yuvarlana merdivenlerden bağırarak iniyor bir yandan da bağırıyordu;'doktor hanııımm,koşuunn,yetişiinn,hasta gidiyooor,HASTA GİDİYOR DOKTOR HANIIMM'.Hemen merdivenlere attım kendimi,bir yandan da düşünüyorum,acaba hangi hastam kötüleşti,falan amca mı,filan teyze mi derken ,hemşirehanım ikinci kata doktor hanım deyince anladım ki bir erkek hastam kötüleşmiş.'Kim ? ' diye sordum hemşireme,bir yandan da koşuyoruz,' yeni yatırdığınız polis memuru doktor hanım ' dedi hemşirem.Şaşırdım kaldım,yahu adam turp gibiydi,Allah'ım abondan kanama olmasın ne olur diye içimden yalvarmaya başladım.Verem hastaları bazen birden bire şiddetli akciğer kanaması geçirirler.Veremin akciğerde açtığı yaralar büyük damarlara ulaşırsa ölüme götüren kanamalardır bunlar.Hastayı kurtarma şansınız da oldukça düşüktür,hele de bizim hastanenin o günkü şartları göz önüne alındığında...Daldım odaya ki Mustafa bey ağız burun kanlar içinde,kendi kanıyla boğulmakta.Korkunç bir şeydir,hasta kendi kanının akciğerlerine dolması neticesinde soluk alamadığı için kendi kanıyla boğulur.Hemen aspiratör istedim,başladım ağızdan aspirasyona ama ne çara büyük bir damar yaralanmış kan oluk oluk akıyor,bir aspiratör daha getirttim,onu da burundan soktum.Hasta o kadar ajite ki ( yani elleri kolları bize engel olmaya çalışıyor,kafasını sağa sola çeviriyor,saldırganlaşıyor.Çünkü nefes alamadığı için boğulma hissi yaşıyor ve kurtulabilmek için çırpınıyor) hastaya entübasyon tüpü takıp oradan müdahale etme şansım hiç yok.Hani kötü durumdaki hastalara soluk borusuna takılan şey işte.Onu takabilsem daha kolay çekeceğim kanı,hem de hasta bir nebze daha rahat nefes alabilecek ama mümkün değil.Yakınlarına rica ettim sıkıca tutmaya başladılar Mustafa beyi,ağızdan aspiratör hortumunu yapabildiğim kadar her iki akciğere de sokarken burundan soktuğum hortumla da geniz ve yutak tarafında biriken kanı çekmeye devam ettim.O arada uzmanı da arattırıp hastaya bir de sakinleştirici yaptırdım.Bu sakinleştirici işi de iki ucu reçelli değnek,hastayı sakinleştirirsiniz ama bir yandan da soluğunu durdurma riskiniz  olur.Mecburen her şeyi göze alıp yaptırdım iğneyi,en fazla hasta rahatlar solunum dursa da entübe ederim,her halükarda bu durumundan iyi olur dedim.Herhalde bir kırk beş dakika uğraşmışımdır.Bu arada kanama kesici iğne falan da yaptırdığım için hastam bayağı bir rahat nefes alıp vermeye hatta konuşmaya başladı.Ben hala ağız burun dalmaktayım hortumlarla hastaya.Önce ne dediğini anlayamıyorduk ama hemşire,doktor,hasta yakını hepimiz mutlu gözlerle umutla birbirimize bakarak gülümsüyorduk.Sonra sonra anlaşılmaya başladı söyledikleri,yaşadığı oksijensizlikten ve yatıştırıcının etksiyle halüsinasyon görüyordu ( bir nevi hayal yani ) ve bana bakarak şunları söylüyordu;' sen ne güzel şeysin,burası cennet mi,ben cennete mi geldim,sen melek misin ?? '.Ne dediğini anlayınca herkes göz yaşları içinde bastı kahkahayı.Ben de bıyık altından dudaklarımı sıka sıka güldüm.E,serde doktorluk var,o gecenin şefi benim,ciddi olmam lazım,yaşım da daha yirmi beş, ben gülsem belki tuhaf kaçacak..Şimdiki yaşımda olsam herkesten önce ben basardım kahkahayı.Sonuçta güle ağlaya Mustafa beyi stabil ( yani hayati fonksiyonları iyi durumda ) hale getirdik,o arada uzmanımız da geldi,kontrolünü yaptı gitti.Sonraki günlerde vizitlerim sırasında yüzüme hiç bakamadı konuşurken Mustafa bey.Yakınları olanları anlatmış olacaklar ki,hep bir utangaçlık içindeydi.Devamında sağlıkla taburcu ettik Mustafa beyi,Allah selamet versin.Bu hastanede anım çok da bugünlük buradan bu kadar.
                                      Efendim,ben hekimlik hayatım boyunca neredeyse tüm branşlarda hizmet verdim.Bu anım da Üsküdar Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi'nden.Artık yerinde yeller esiyor ne yazık ki.Bir gün poliklinikteyim,sağlık ocağındaki hemşire arkadaştan telefon geldi.Adet görmeyen elli dört yaşında bir hanım varmış,ne yapalım diye sordular.Yollayın bakayım dedim.Hasta geldi bir süre sonra,adet görmeyen doğurgan çağdaki kadınlarda ilk sorguladığımız şey gebelik ihtimalidir.Sordum; ' ah nerede doktor hanım,yirmi sekiz yıllık evliyim,hiç gebe kalamadım,çok tedaviler  oldum,Son on yıldır da zaten menopoza gireceksin dedi doktorlar,ben de vaz geçtim ' dedi.Son dört aydır adet görmüyormuş,annesi de zaten kırklı yaşlarında menopoza girmiş.Evet yüksek ihtimalle menopoz gibi duruyordu ama biz hekimler bu yaştaki kadına gebelik testi ve ultrason yapmadan gebe değilsin demeyiz.Yatırdım hastayı masaya,ultrasonun probunu koydum karnına,daha değdirir değdirmez mini minnak oğlan bebeği gördüm.Kalp atımlarından ve gelişiminin iyi olduğundan emin olmak için şöyle bir gezdirdim ve ' gözün aydın,hamilesin ' dedim.Nasıl bir çığlık attı,nasıl göz yaşlarıyla boynuma sarıldı anlatamam.O şamataya eşi de bir şey mi yapıyoruz kadına diye korkmuş,paldır küldür daldı içeriye,bizi hastayla sarmaş dolaş görünce önce bir şaşırdı,sonra donakaldı,sonra da ağlamaya başladı.Aylar sonra Süleyman'ımızı kucağımıza aldık,ilk muayenelerini aşılarını hep ben yaptım.Vakti gelince de annesine spiral taktım çünkü ikinci çocuğu hemen düşünmüyorlardı.Düşünsenize yirmi sekiz yıl çocuğun olmasın,menopoz diye git gebe çık,sonra da gebelikten korunmak için spiral taktır.Çok özel mucizelerle dolu bir anımdır.
                                      Yine bir gün Bursa 1. No'lu Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi'nde spiral odasında poliklinik yapıyorum,genç bir hanıma spiral takmayı denemişler başka bir yerde, takamayıp bize yollamışlar.Biz eğitim merkezi de olduğumuzdan hallolmayan vakalar bize gönderilirdi.Benim de elim hafiftir,şimdiye kadar da takamadığım spiral olmadı,bundan sonra da olmaz inşallah.Hastayı masaya aldım,spiralini taktım.İpin fazlasını kesmek için hemşiremden makas istedim.Aletlerimizi de sürekli kimyasallar ve yüksek ısıda steril ettiğimiz için keskinliklerini yitirip köreliyorlardı sık sık.Körelmiş makas da spiralin ipini keserken ipe takılıp geri çekebiliyordu.O yüzden dikkatlice ipi kesmeye çalıştım,ııh kesmeyecek anladım ' hemşirehenım,makas kesmiyor ' dedim.O da başka makas verdi işimizi hallettik,hastamızı temizleyip toparladık,tavsiyelerini verip yolladık.Her spiral hastamız gibi de bir ay sonra kontrole çağırdık.Zamanı gelince hastamız kontrol için başvurdu,kaydını yaparken de masaya bir paket bıraktı.Paketin ne olduğunu sorunca da , ' doktor hanım,makas kesmiyor dediniz ya,makasın kirasını getirdim ' dedi.Meğer ben makas kesmiyor deyince sünnetçiler gibi bahşiş istediğimizi sanıp bir kutu baklava getirmiş bize.Ne ettiysek,ne dediysek geri götürmedi,ant verdi,biz de afiyetle yedik baklavayı.Memleketimin güzel gönüllü insanları.
                                    Aynı merkezde jinekoloji polikliniği yaptığım birgün,hastamı muayene ettim,mikroskopta akıntı örneklerini inceledim,tamamdır ,reçete yazacağım.Bayan hastalarda süt verip vermediğini sorarız ki ona göre ilaç yazalım,hanımın da iki yaş civarı çocuğu var.Sordum emziriyor musunuz diye, 'kocam emiyor ama ' deyiverdi.Ben alı al moru mor,' yok onu sormuyorum ' deyip reçeteyi çabucak yazıp hastayı yolladım.Hastanın peşinden hemşire hanımlar çok gülmüştü halime.
                                    Bu muzır anı da yine Düzce'den geliyor,acil nöbetime gece yarısı bir dede getirdiler.Yaklaşık on on iki gündür büyük abdeste çıkamıyormuş,o gece de karın ağrısından ölecek gibi oluyormuş.Muayene ettim,gaita tıkacından ( büyük abdestin kaskatı olup tıkanması ) şüphelendim.teşhis koyabilmek için tuşe yapmam lazım ( yani anüsten parmakla girerek içeriyi kontrol etmem lazım ),dedeye ne yapacağımı iyice anlattım.yakınlarına da açıkladım.Dede de herkes de tamam dediler.Ben başladım tuşe yapmaya,o sessiz sakin dede birden bağırmaya başladı , ' g.tüme parmak sokuyolaaarr,kurtarıınn,can kurtaran yok muuu ',hepimiz şok olduk,yahu dede anlattık,kabul ettin ya.Anlatırken tamam da,iş başa gelince dedenin içine sinmedi demek ki,ortalığı ayağa kaldırdı.Çocukları bir yandan üzülüp bir yandan da gülüyorlar.Neyse gerçekten gaita tıkacı vardı dedede ve ne yazık ki tek çözümü de ,parmakla girerek katılaşmış kakanın oradan boşaltılmasıydı.Canım dedem o gece acilimizi bayağı bir inletti.
                                      Efenim,kalınız sağlıcakla.......

49 yorum:

Unknown dedi ki...

muhteşem anılar sevda:)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Balla öyle Havvacığım,kim bilir sende ne anılar vardır 😍

sevdicann dedi ki...

Ay gülsem mi ağlasam mı şaşırdım. Melek misin cennettemiyim, hele o kadının yıllar sonra çocuk sahibi olması, makas kirası, kocaman emiyor sözü. .Ne çok anınız var. Komşum saçların somsiyahmis ya senin

sibel özmen dedi ki...

Çok güzel bir anı bizimle paylaştığınız için size çok teşekkür ediyorum sevgiler...

ESMANUR dedi ki...

Hikayeleri okurken bilgisayarın başında kıs kıs güldüm :) makas kesmiyor harikaydı.
çok eğlenceli bir yazı olmuş :)

Türkan dedi ki...

Siz doktorlar ne büyük insanlarsınız. İlk anıda ki müdahale anını okumak dahi zor, sonundaki kahkaha sanki ödül gibi . Makas kesmiyor ayrı alem . Dedecimi de niye bağırtırınız .
Saçlar değişdi mi ,önceki halimi ? yakışmış Sevda hanım .

Unknown dedi ki...

Sevda Hanım, çok yaşayın yahu ne güzel bir yazıydı bu. Bayılıyorum anılarınıza, kıssadan hisse tıpla ilgili şeylerde kapmaya çalışıyorum. Aralarında en çok Hamile olan hanım hikayesini sevdim. İçim dolu dolu oldu, ne büyük mutluluktur kadının o anki hali insan hayal edemiyor.
Bu arada Dedeye sahip çıkalım :))))

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

O elleri öperim.Müüthiş etkilendim, güldüm,ağladım sağlıkla-huzurla çok yaşa ailenle yakınlarınla ne denir başka,''klasik hastanesizde-hastaneyede muhtaç etme Allahım.''Elleriniz dert görmesin.

Nil dedi ki...

Fıkra gibi :)
En çok makas kesmiyor olayına güldüm.
Ve 54 yaşında bir mucizeye sahip olan kadını okuduğumda gözlerim doldu :)

oytunla hayat dedi ki...

Son ikisine çok güldüm ahahahahaaaa :))) Hatta koptum desem yeridir...
Dolu dolu bir kadınsın vesselam :)) Sen anlat ben dinliyim günlerce bıkmam vallahi :))
İyi ki tanımışım seni ♥

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

YENİ HELENLER HOŞ GELMİŞLER.EFENDİM,MERAK EDENLER İÇİN;BU FOTOĞRAFIM YAKLAŞIK BEŞ YIL ÖNCESİNE AİT.GERÇEKTE AÇIK KUMRAL BİR HATUNUM VE FEKAATT,YILLARCA APTAL HAVALI SARIŞIN KADIN DOKTOR İMAJI ÇİZERİM DİYE SAÇLARIMI KOYU RENGE BOYADIM.BEYAZLAR ARTIP DA BOYAYLA BAŞ EDEMEZ OLUNCA ORJİNALE DÖNÜP RÖFLE YAPTIRDIM.ŞİMDİ ALTI AYDA BİR BOYATSAM YETİYOR..ASLEN ATALARIM GÜRCİSTAN'DAN GÖÇMÜŞ VE KARADENİZ'E YERLEŞMİŞ UYGUR TÜRKLERİNDEN OLDUĞU İÇİN BİZDE HERKES RENKLİ GÖZLÜ VE AÇIK KUMRAL YA DA SARIŞINDIR EFENİM.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Evet ya,bizim mesleğin cilveleri işte.Saç konusunda bakınız aşağıdaki açıklama,hihihi

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ben de okuduğunuz için teşekkür ederim 😀

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sağolun,hastalar bir alemler var olsunlar.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Teşekkür ederim Türkan hanımcığım.Valla böyle olaylarda müdahale sırasında tek düşündüğümüz hastayı kurtarmak olur.Ancak hasta normalleştiğinde travma sonrası stres bozukluğu denen şeyi yaşarız ve az önce ne olduğunu o zaman anlarız.Bir süre o olay beynimizde tekrar tekrar bir filim gibi canlanır.Yani müdahale değil de sonrası zordur bize :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hahahaha,evet dedeye sahip çıkalım canıımm,gitti adamın namusu,hihihihi

Unknown dedi ki...

Baklavaya baya komikmiş 😂

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ay estafurullah Merih hanımcığım,son derece mutlulukla yaptım ben mesleğimi.Daha da yapardım da saçma sapan uygulamalara dayanamayıp emekli oldum.Hastanın sağlığı nasıl bakıldığı değil de kaç reçete yazıldığına bakılır oldu ülkemde.Anlatsam inanamazsınız ,neler dönüyor.En verimli çağımda beni hastalarımdan ayıranlara sonsuza dek hakkımı haram ediyorum.Birikerinin cenaze namazı kılınırken hakkınızı helal ediyor musunuz diye soruyorlar ya,ben bağıra bağıra haram olsun diyeceğim.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yaa,mucizelerle ve güzelliklerle doludur bizim hastalarımız.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Canım benim,Allah kısmet ederse yazın anlatırım bol bol 😍

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ehehehe,hem komikti,hem de çok lezzetliydi...

bücürükveben dedi ki...

Ay, Sevda'cığım anlatamam yani, okurken beni görmeliydin:)))ilk anıda o veremli polise bir elim korkudan ağzımda (yeminle)okudum, sonunun iyi bitmesine de çok sevindim:)ne kadar sevap alıyorsunuz siz doktorlar....54 yaşında hamile kalan da çok ilginçti:))mucize gibi:))makas kesmiyorun bahşiş anlamına geldiğini bilmiyordum çok güldüm:))))dede de çok komikmiş:))yalnız nasıl tuvalet temizledin ay bravo sana yaa:(( müthişsin:)))
Son olarak hep sarışın kal çünkü zaten doğuştan sarışınsın, bozma:)))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Canım yaa,zaten özellikle hastane nöbetlerimde başka bir dünyada yaşadığım hissine kapılırdım ben hep.Başka bir boyuttaymışım gibi hissederdim.Daha neler neler yaptım Müjdeciğim,tuvalet temizlemek bir şey değildi.

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

Öncelikle Doktorumuz gerçekten çok hoş bir hatun,ne yazık,herkes cakma sarışın olurken sizin yıllarca direnmeniz mesleğinizin önüne geçmesin diye cinsiyetiniz,haklısınız birde sarışın olmak tartışılr bir durum,genelde bunu avantaja çeviren meslektaşlarımızda var bilirsiniz.Ne yazık.Bir yerlere Prf.bilmem ne olmuşlardır.Tekrar tebrik ederim.Dik durma konusunda gösterdiğiniz erdemden dolayı,haklısınız hakımızı helal etmeyelim,benzer şeyler yüzünden karı-koca bizde erken emekli olup otuz yıl yaşadığımız yerden,hiç değilse çocuklarımızın yanında olur varsa ihtiyaçları onlara fedakarlık yaparız dedik yoksa,idealist bizler her zaman tek başımıza savaşmak zorunda kaldık.Sizinde dediğiniz gibi severek yaptık hiçte pişman dğiliz.Faydalı olabilirdik en verimli,birikimli zamanlarımız ama ne yapalım ben şöyle düşünüyorum demek bizi bu millet haketmiyor.Ahlaktan insanlıktan nasibini almayanlar utansın.Tekrar ediyorum o eller öpülür.Sağlıkla kalın.

Makbule Abalı dedi ki...

Yıllar sonra hatırlandıkça gülümseten ya da hüzne boğan anılar, yaşanırken kim bilir nasıl da zorlamıştır.
Çok güzel aktarmışsınız. Her meslekte işini gerçekten seven insanlara nasıl da ihtiyacımız var. Hele doktorlukta. "var olmak ya da yok olmak" meselesiyse olay, doktorların sorumluluğu çok büyük.
Yanlış sağlık politikaları çok iyi doktorların da meslekten soğuyup kaçmalarına neden oluyor. Gezi olaylarındaki yanlış değerlendirmeler çoğumuzu üzmüştü.
Esenlikler dilerim.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok çok teşekkür ederim,nasıl güzel ifade etmişsiniz..

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok sağolun Makbule hanım,bana diyecek söz bırakmamışsınız.

dr.coffee dedi ki...

Ria'ya baklava getirilen aniniza cok guldum :D
Adet gormeyen hastada ilk gebelikolasiligina bakmayla ilgili bir soru vardi bizim sinavda ama yanlis yaptiydim ben, okuyunca o geldi aklima :D hos soruda 19 yasinda 6 aydir regli olmayan hastada ne düşünürsünüz gibi bisiydi.. ben dümdüz mantikla 6 ayda anlardi herhalde hamile oldugunu dedigim icin yanlis yaptim.. sizden ani gelince anlasilamayacagini da öğrenmiş oldum :)
Bosuna ustat demiyorum size :D
Siyah guzel olmuş size :)

♕Süslü Püslü ♕ dedi ki...

Ne guzel anilar:)) daha guzelleri olsun okuyalim insallah:)

nurtenbegendi.blogspot.com dedi ki...

Hepsi de hem komik hem düşündürücü. Şu öğretmenin kardeşimizin paylaşımını ben de okumuştum, bunun bir kaç versiyonu da var galiba. Ben de bütün başeczacılığım boyunca ve özellikle ihale iş bitim zamanlarında ilaçlar yoğun olarak gelmeye başladığında çoook defalar ve sayısız koliler taşımışımdır. Zaten personel sıkıntısı var, elimizdeki tek erkek personeli de ilaç hazırlama işinden alıp, hasta serviste ilaç beklerken, İTS sini işlediğim her bir koli için içeriye mi çağırayım. Benimle beraber şimdi emekli olan bir eczacı arkadaşım da amele gibi çok çalıştık. Ne başeczacıyım dedim ne de bayanım. Allah sevabını verir çünkü can için yapılan şeyler bunlar. Üstelik bunlar, iş yapmaya niyeti olan herkesin lafını bile etmeden yaptığı şeylerdir arkadaşım. Gençler yeni memur olunca bir şey olduk zannediyorlar, yaptıkları fazladan şeyleri de yere göğe koyamıyorlar. Ayol extraya çıkıp extra ücret alan bir de üstüne takdir edilen sadece şarkıcılarla Cem Yılmaz falan var benim bildiğim :) Sevgiler canım.

Handan dedi ki...

İyi ki eve yollamamışsın o polisi. Hiç şansı olmazdı herhalde..

Ne çok anı birikiyor, ne çok.

Ben de yazsam mı diye düşündüm bir an, ee şubenin tam beş kredisi batıktı diye başlasam millet kaçacak delik arar ihtimal :P

Aycan Ulus dedi ki...

Emzirme işine çok güldüm yaaaa :)))) Çok zor bir mesleğiniz var allah yardımcınız olsun ne diyeyim. Kız kardeşimde Bursa'da sürücü ATT olarak görev yapıyor. O da bazen anlatır böyle bazen güleriz bazen sinirleniriz . Her mesleğin zorlukları var sağlık çalışanlarının ki bir başka...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hahah,canım yaa,bazen doğum sırasında anladıkları bile oluyor.Yok yok,çok alık olduklarından değil,bebek kendini çok iyi gizliyor bazen.Yığınla vaka okuyabilirsin bu konuda.Siyah eski halim ama sağol çömezim.Üstadlık işi keşke haddim olsaydı,yarım bıraktım ben o işi.Belki şu anda hocalarından biri olabilirdim ama yercihler ve kararlar değiştirilemiyor sonradan 🙂

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ne yazık ki bu saatten sonra yenileri olamayacak ama eskileri anlatmaya devam

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

E,al işte,aynen yazdığım gibi,bu ülkede memursan ne iş yaptığının bir önemi yoktur,her işi yaparsın.Sürekli ekstraya çıkarsın ama para ya da izin karşılığı olmaz.Hem de bu ekstralara genel olarak adı konulmuş bir mesleğe sahip olanlar çıkar hep.Herhangi bir meslek sahibi olmayıp memur kategorisinde ufak işlerde çalışanlar ekstraya falan çıkmaz,çünkü onların çıkacağı ekstralar iş görmez,görse de sorumluluk duyguları yoktur çıkmazlar ekstraya.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yok kız sen yazma,ucu bir yerlere dokunacak anıların var belli ki,hihihihi

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ah sorma Aycan hanım,bunu söyleyen de bayağı kapalı falan bir kadındı.Kadını kapatırsan içindeki kendini gösterme arzusu daha bir şiddetleniyor işte.Kapalı hanımlardan bu tür ,bak ben de kadınım,beni de hoş buluyorlar,mesajı içeren sözler çok duyardık,ben çok utanmıştım,çok gençtim o zaman.Şimdi olsa kahkahayı basar,seni zilli,onu sormuyom,çocuğu soruyom,falan derdim.Hem komik,hem hüzünlü aslında,her ne kadar itiraf etmeseler de zaman zaman başlarını özgürce açma hayalleri kurduklarını biliyorum.Çünkü kadının doğasında var göstermecilik.O yüzden örtünmelerine rağmen dikkat çekmek için mümkün olan her ayrıntıyı yapıyorlar.Kardeşinize Allah yardım etsin,işi çok zor,hiçbir vakayı kafaya takmadan bir sonraki vakaya geçsin,yoksa çok yıpranır.Selamlar

deeptone dedi ki...

hepsi şahaneeeee ama makas kesmiyooor bir efsaneeee ha haaa ben bunu kullancam gündelik hayatta, kek kurabiye filan isterken akrabalardan, makas kesmiyoooo diceeem :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hahahahsh,valla yaşarken de şahaneydi,önce bir dumur hali,sonra göz yaşartan kahkahalar.Kullan valla,istersen hikayelerinde de kullan yav,tükkan senin

kadriye dedi ki...

Makas kesmiyor favorim oldu ama doktorluğun manevi tatmini çok güzel. Polis memurunun resmen hayatını kurtarmışsınız. İnsanlar çok farklı. Delilikler çeşit çeşit. Ya da beklenmedik anlarda verdikleri tepkiler. Sizde kitap yazmayı düşünmezmisiniz.?

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok sağolun.Bu fikir hep var,gelirini sokak hayvanlarına bağışlamak üzere yazmak istiyorum bu kitabı ama kitap satışları malum.Şimdilik buradan yazmaya devam :))

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

CAnım yaa bir heyecan okumaya başladım yürek ağızda ,ohh şükür deyip bitti diğerlerin de güldüm duygulandım.Görevini sizin gibi sahiplenip canı gönülden yapan herkese kucak dolusu sevgiler selamlar olsun.
Makas kesmiyor dediğiniz de ben armağanı o anda tepki veriri demiştim ama o sonradan tatlıya bağlamış:))
Yüreğinin güzelliği ömrüne yansısın inş. sevgiler canım.

Aycan Ulus dedi ki...

Kardeşimle Bursa'da bir poliklinikte beraber çalışmışsınız size çok selamları var. Daha sonra size mesaj atar ayrıntılı bilgi veririm ;)))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Amanıın,çok heyecanlandım ve çok mutlu oldum şimdi.Adını niye yazmadınız yaa,ay olsun sürpriz olur.İsmi sizinkiyle kafiyeli mi?Sizin adınız bana taa en baştan beri hep tanıdık gelir ama çözemem bir türlü nedenini.Neredeydi acaba,Bursa 'da üç kurumda çalıştım ama hatırlayamıyorum ihtiyarlıktan.Ay hemen yazsın ya,belki onunla da vardır bir maceramız.Sabahın köründe acayip heyecanlandım ve mutlu oldum,yaşasın,dünya ne küçük yahu 😀

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hatice hanımcığım,çook teşekkür ederim,bunlar hekimlerin mesleklerinden almalarına,devam edebilmelerine senep olan anılar.Öyle ağır bir sorumluluk ki bir canı avuçlarında tutmak,bu güzel anlar olmasa devam edemeyiz.Güzel dileğiniz onurlandırdı beni 😍

Yelek dedi ki...

Gözümü bilem kırpmadan bir solukta okudum valla kız doktor. Baştan sona bi macera bi macera ayyy yüzüm mimiklerim şekilden şekile girdi. Dedeyi okurken koptum zaten. Ayyy inanmıyorum yaaa. İyiki anılarını bizimle paylaşıyorsun zevkle okuyorum. Ayrıca siyah saçlı halinde çok güzelmiş cicim.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Tişikkirler bacım,siz okuyun ben yazarım hep 😍

EQ dedi ki...

Kendi güzel, ruhu güzel doktorcum benim.... su yazini gecen gün alelacele okumustum da, yorum yazmaya firsatm olmamisti. Okadar keyifliydi ki okumasi. Hem güldüm hem agladim diyebilirim.

Ama o adami kurtarma cabalarin, o durum yok mu Sevda'cim.... Okurken gerim gerim gerildim. Cok iyi bilirim öyle stressli durumlari ve öyle büyük bir is basarmissin ki... Resmen o insanin hayatini kurtarmissin.

Senin gibi doktorlara/insanlara ihtiyaci var su dünyanin. Iyi ki varsin.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Bizi en iyi biz biliriz be Ayşem,al beni vur sana.Çok sağol 😍