18 Şubat 2016 Perşembe

ANILAR-DEVAM

                           Acilin doğası gereği genel olarak acı hikayeler anlatıyorum.Hiç mi  iyi bir anın yok ,diye aklınıza gelebilir,olmaz mı,var tabi ama az miktarda.Bugün böyle bir anımı yazacağım.Anımla ilgili belgeyi ararken,diplomam elime geçti.Bizim dönemin diploması evlere şenlik bir dizayna sahip.Bir kere pembe renkli,hadi biz kızlar için sorun olmadı da,erkek arkadaşlar diplomanın rengini bayağı bir sorun ettiler.Bir de Bursa'nın adı çıkmıştır ya,renk de pembe olunca diğer illerin takılmaları had safhaya ulaşmıştı.Efendim diplomam şöyle bir şey;A4 kağıda dikey olarak basılmış,görüntüsü uyduruk,sahte diploma hissiyatı veren bir dizayn.Hangi akıllı yaptıysa ben ona ne diyeyim.Şöyle afili,yan yatık,süslü püslü bir diplomamız olmadı.Altı yıl bunun için ter döktük,hehehhe.Diplomamda imzası olan hocalarımın her ikisi de bu dünyadan ayrıldılar.Nurlarda yatsınlar.Bizleri çok çok iyi yetiştirdiler.
 Efendim,gene birgün nöbettçiydim,gençten bir erkek hasta başvurdu.Yanlış hatırlamıyorsam,baygınlık,mide bulantısı ve kusmayla getirilmişti.Muayenesini yapıp orderını verdim ve gözlem odasına aldım.Hemşirelerim (nihayet iki hemşireyle çalışmaya başlamıştık nöbetlerde),gerekli tedavilerine başladılar.Tabi acil durduğu yerde durmuyordu yine,sabaha kadar koşuşturup durduk,genç erkek hastamı da kontrol edip yolladım.Nöbetim bittiğinde tatilim de başlamıştı,nöbet izinlerimi biriktirmiştim ve bacımı da alıp Bursa'ya gittik.On beş gün sonra döndüğümde,acilin kapısından girmemle birlikte;doktorundan hemşiresine,pansumancısından personeline herkes,'tebrikler doktor hanım,başarılarınızın devamını dileriz ' benzeri cümleler sarf etmeye başladılar.Allah Allah,bilmeden TUS'u ( tıpta uzmanlık sınavı ) falan mı kazandım acaba diye düşünmeye başladım,oysa ki sınava bile girmemiştim.Derken acildeki doktor odasına girmemle herkes yeşil panoyu işaret etmeye başladı.Panoda resmi mühürlü bir evrak asılıydı ve üzerinde de,Dr.Sevda Coşkun'un dikkatine,yazıyordu.Acemi memur olunca resmi evraklar korkutur insanı,gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kaldım yazıyı görünce.Birisi yazıyı panodan alıp elime tutuşturdu ,oku diye.Yazıyı okuyup bitirdiğimde gözlerim sulandı,utandım,herkes benimle gırgır geçti,kimisi sırtımı sıvazladı.Meğer ben gittikten iki üç gün sonra panoya asılmış yazı,hastanede okumayan kalmamış,herkes haberdar olmuş,işte o yazının orjinali,


muayene ettiğim gençten erkek hasta,bir teşekkür mektubu iletmiş başhekimliğe.Tabi benim kendisine teşekkür etme şansım olamadı o zamanlar.Yıllar yıllar sonra internet icat olduğunda arayıp buldum kendisinin adresini ve bu kez ben bir teşekkür maili attım.O kadar zarif bir beymiş ki,resmi internet adresinden cevap maili yollamakla kalmadı telefonla da aradı beni.Meğer birbirimizden habersiz istanbul'da da çalışmışız aynı tarihlerde.Ben kendisine ulaştığımda Artvin müftüsüydü.Eşimle beni davet etti ama gidemedik tabi ki.Az önce,şimdi nerededir diye baktım ki,Balıkesir müftüsüymüş,demek ki neredeyse yazlıkta karşılaşacakmışız.Ne yazık ki görevden alınmış kendisi.Belki bu yaz eşimle buluruz kendisini ve yüz yüze teşekkür ederim.Hayat ne ilginç,romanlardaki gibi,sürekli yollarımız kesişmiş müftü beyle ama hiç karşılaşmamışız.Oysa ki karşılaşma olasılığımız çok yüksekmiş,çünkü sağlık müdürlüğü ve müftülükler sık sık ortak projeler yaparlar.Örneğin,organ bağışı için camiye masa açmak istediğimizde ya da kuran kurslarında aile planlaması eğitimi düzenleyeceğimizde direkt müftülükle temasa geçeriz.Olmamış rast gelmemişiz.
 Bugünlük bu kadar olsun,kalın sağlıcakla.



25 yorum:

oytunla hayat dedi ki...

Çok ince bir beyefendiymiş hakikaten. Nadirdir böyle insanlar...
Çemkirmeyi biliriz de teşekkür etmeyi ne yazık ki bilmeyiz...
İnşallah tekrar karşılaşır, tanışma imkanı bulursunuz...
Öptüm seni doktorcum

bücürükveben dedi ki...

Hastanın teşekkür yazısını okuyamadım, minik yazıları büyültemedim yani, tıklasam da....ama çok hoş bir anıymış, bu anılarını acısıyla, tatlısıyla okumaya bayılıyorum Sevda'cığım. Çok teşekkürler:)

Mevlude Turk Topal dedi ki...

Ayyyy ne zarif bir davranis Sevdamm!!!! Cok eski olmasada yinede eski buyukler bir baska oluyor. Saygi, sevgi daha fazla. Ama tabiki hersey karsilikli, sen bana bir adim gelirsen, ben sana (kosarim) diye duzellttim ben onu:)) Cunku kosmalar yakisir bize artik.:)
Ne kadar guzel ifade etmis duygularini ve seni.
Insallah karsilarsiniz, insallah bulursun. Kimbilir ne hos sohbet edilir boyle bir beyefendi ile.
Gebze Farabide var senin gibi bir doktor bey. Ortopedi doktoru. Hastanenin nesesi.
Birde boyle bir yazi yazmak istedim, kat hemsiremiz hakkinda da bankoda duran bey: kendisimi talep etti bu yaziyi dedi. Yooo dedim neden? Meger boyle yazi yazildiginda extra prim aliyorlarmis:)) (Baktilarki guleryuz yok, parayla yuzlerini guldurmeye calisiyorlar:))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Allah Allah,teşekkür mektubu için prim ödendiğini ilk kez duyuyorum.Özel hastaneyse,belki öyle bir uygulamaları vardır.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

sağol,Şebnem,inşallah tanışırız.Bizim oralardaymış baksana.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

tekrar yayınlayayım bakayım olacak mı Müjdeciğim.Hiç unutamadığım ve çok grur duyduğum bir anım.

Yelek dedi ki...

Bir önceki kaba heriften sonra bu müftü kardeş iyi geldi valla. Keşke herkes bu kadar naif, kibar, insan gibi insan olsa.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Bizi ayakta tutan böyle hastalar zaten Fundacığım :))

Bi Poşet Kitap dedi ki...

Yaa bu çok güzel bişey amaaa :) benim tatliş ablam işte oo ben biliyom onuu :) göğsüm kabardı :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Eheh,yirim seni kuzucuk

Nuray dedi ki...

Sevdaaa en en en önemsediğim şey güler yüz,tatlı dil...hiç şaşırmadım,seni tanıdığımdan beri ,gözümde canlanan Sevda bu zaten....yeri gelince de lafını esirgemeyen Sevdaaa ,ama çok az ne yazık kiii...Çocuklar küçükken acillere o kadar çok gittik ki ,hiç uhutmuyorum,yavrum yalvarıyor,acımıycak dimi abla,abla abla ,hem ağlıyor,hem tatlı tatlı diller döküyor...yaa taş mısın mübarek,insan bir başını okşar,yüzüne bir güler,yok canım der ,yok nerde,,bunlardan nefret ettim,nasıl bir gönül kırıklığı yaşardık eşim de ben de,ama hissettiğimiz negatif enerji yeter onlara....Ne yazık ki böyle güler yüzlülerle az karşılaşıyoruz,onlara da bir dua ederiz kii,işleri rast gitsin diye...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hakkında okuduklarıma göre,çok sevilen bir insanmış zaten.Ne yazık ki yakınlarda görevden almışlar kendisini,kim bilir neye boyun eğmedi,Allah selamet versin,böyle din adamlarına çok ihtiyaç var oysa ki.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ya,anacığım,siz de en uyuzlarına denk gelmişsiniz hep yahu.Oysa ki,genelde sıcak ve samimiyizdir.Ya da ben mi hayal aleminde yaşıyorum acaba??Belki de benim çalışma arkadaşlarım benim gibiydi ya da baş nereye giderse kuyruk oraya gider hesabı,onlar da benim gibi çalışıyordu.Zaten bir ortamda negatif enerji de,pozitif enerji de bulaşıcıdır.Örneğin sen,öğrmenler odasında eleştirilen bir öğrenci için pozitif yaklaşım kullanıyorsundur eminim.Senin pozitif yaklaşımın da diğerlerini pozitif yönde yaklaşmaya itiyordur.Hah işte ben empatik yaklaştığım için,çalışma arkadaşlarım da aynı yaklaşımı benimsemiş olabilirler.Ha,ben doktor olduğum halde berbat muameleler gördüm,inan sade vatandaşa göre çok daha ciddi can yakıcı oluyor.Çünkü bizim deontoloji diye bir baraj dersimiz vardır,geçemezsen doktor olamazsın.Bu derste etik kurallar anlatılır,hastaya ve meslektaşlara yaklaşımın sosyal kurallarını içerir.Ben çoğu zaman deontolojik kurallara uymayan hekim arkadaşların kaba muamelelerine de maruz kaldım ama inan ki benim gibiler çoğunlukta.Ay keşke sizin doktorunuz ben olsaydım yahu :))

Nuray dedi ki...

Güzel gönüllü arkadaşımmm benimm..
1-Baş nereye giderse kuyruk oraya gider :)
2-Kendimiz öyle olduğumz için herkesi de öyle zannetmemiz :) bu bende de var,zannederim ki bütün öğretmenler öğrencileri sever,onları anlar,onlara hoş görü gösterir,tam tersini düşünemem çünkü,veli çekinerek öğretmenler odasına girdiğinde ,çekindiğini anlarım,hemen buyrun oturun,hoş geldiniz derim,kıyamam öyle ayakta ,karşımızda çekinerek durmasına..Amaaa bundan büyük zevk duyarak,kendini kral zannederek duruş sergileyenleri de gördük tabiii...
3- Dersiniz olduğunu bilmiyordum ve hep derdim ki birileri onlara hasta olma psikolojisini anlatmalı derdim...Adını hatırlamıyorum ama böyle bir yabancı film vardı,bilirsin sen.Doktor tüm çalışanları hasta olmayı anlamaları için aynı sıralardan geçiriyordu...
4-Geç de olsa çıktın karşımaaa ,yaşasınn dikişsever dostluğumuzzz
5-Az daha çene yaparsam okula geç kalacağımmmmm

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hehehehe,ne güzel işte,ruhumuz saf kalmış bizim,savunduğumuz değerleri yaşama yansıtabiliyoruz demek ki,ay ne bileyim ben,herkes iyi olsun istiyorum.Belki de bu yüzden karşımdakilerin sadece iyi yanlarını görüyorum.

burcu dedi ki...

Ne zarif insanlar var. Böyle teşekkürler insana şevk veriyor, çalışma aşkını perçinliyor.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Değil mi,birileri yaratmaya çalıştığım farkı görüyor diye mutlu oluyor insan,daha da şevkleniyor :)

deeptone dedi ki...

ayyyyyyy güzel şeyler de oluyor hayatta neyse kiii :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

yani bunlar olmasa yaşanmaz zaten..

serenity. dedi ki...

Gerçektende ifade ettiğiniz gibi romanları aratmayan bir hayat hikayesi ne güzel bir de hikayenin baş kahramanı olmak ben her ikinizi kutlarım hayat nelere kadir :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Çok özel ve insanlık dolu bir anı,yaşama umut beren şeyler,sağol küçüğüm.İnternet problemim vardı son yazına yorum atamadım bir türlü,geliyorum şimdi.

Fikaca dedi ki...

Banu ablanın bloğunda tesadüf buldum sizi "yardımcı olabileceğim bir konu olursa" diye mail adresinizi yazmıştınız. Çok büyük bi gönüllülük dedim ve blogunuzu incelemeye başladım aa sayfayı açtım ikimizin sayfası da aynı dizayn :)) yazılarını çok içten tıpkı sizin gibi sevgiyle kalın :))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Hoş geldiniz,her zaman için yardımcı olmaya çalışırım,ne zaman ihtiyacınız olursa yazın

Merih'in Atmosferinde dedi ki...

Sevda hanım tebrik ederim.Mesleğini hakkıyla yapmanın mutluluğunu ve onun ödülü herkese nasip olmuyor ne yazık,emekliliğinizin sağlıkla geçmesi dileğiyle sevgiler.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Teşekkür ederim Merih hanımcığım