14 Mart 2015 Cumartesi

DİKİŞ SEVDA'SI: KAĞIT DEKUPAJ 2

DİKİŞ SEVDA'SI: KAĞIT DEKUPAJ 2:                      Tepsi denememden sonra zigon sehpalarımı gözüme kestirdim.Nedense zamanında ,aslında çok da eski bir zamanda değil,mobi...

KAĞIT DEKUPAJ 2

                     Tepsi denememden sonra zigon sehpalarımı gözüme kestirdim.Nedense zamanında ,aslında çok da eski bir zamanda değil,mobilyada koyu renkler tercih etmişiz eşim güneşimle (güneş eşimin adı değil,bu benim kendisine seslenme şeklim :)  ).Neyse uzun zamandır ben bunlara da bir el atayım diyordum.

İşte böyle bir şeydi.Seçtiğim resim sehpanın yüzeyinden küçük olduğu için ,yüzeyini kenarlar düzgün olacak şekilde boyadım.Bu arada astar boyası kullanmanın ne büyük kolaylık olduğunu da keşfetmiş oldum.Daha önce bulamamıştım ve direk akrilik boya ile çalışmıştım,kat kat boyamak gerekmişti.Oysa ki astar boya kullanınca objeye zımpara yapmak gerekmiyor,yani üzerindeki koyu rengi soymak için uzun uzun uğraşmıyorsunuz.Bir kat astar sürüp kurumasını bekliyorsunuz,kuruduğunda sadece yüzey pürüzsüz olacak şekilde hafifçe zımpara yapıyorsunuz.Bir kez daha astarlayıp zımparalayınca obje boyanmaya hazır oluyor.İki kat boya bile yetiyor.


Gördüğünüz gibi orta kısmında düzgün bir boya yok,o kısım resimle kapanacak.Boya kuruduğunda yine hızlıca bu sefer resmin arka yüzüne tutkal sürüp sehpanın yüzeyine yapıştırdım ve silikon spatula ile alttaki hava kabarcıklarını aldım.Bu işlem sırasında da resmin üzerine de tutkal sürdüm,bu sefer resim hiç yırtılmadı.

Elbette ki bu haliyle pek de bir şeye benzemediği için üzerinde biraz oynama yaptım.İçindeki renklerle sehpa yüzeyine hafif eski bir doku kazandırmaya ve resimle yüzeyin kaynaşmış bir görüntü vermesine çalıştım.Bunun için bir sünger yardımıyla boyaları karıştırıp tampon yaparak kenarlerı renklendirdim.Boyalar kuruyunca da hafif nemli süngerle birbirlerine karıştırmaya çalıştım.tüm boya kuruduğunda da cilasını attım.Sonuç şöyle oldu

Sanırım bu da fena olmadı.Hepinize sağlıklı günler dilerim.

DİKİŞ SEVDA'SI: KAĞIT DEKUPAJ

DİKİŞ SEVDA'SI: KAĞIT DEKUPAJ:                      Öncelikle belirteyim,kağıt dekupaj işini peçete dekupaj kadar sevmedim.Peçete dekupaj yaparken olaya daha çok müdahale ...

KAĞIT DEKUPAJ

                     Öncelikle belirteyim,kağıt dekupaj işini peçete dekupaj kadar sevmedim.Peçete dekupaj yaparken olaya daha çok müdahale edebiliyorsunuz.Kağıt dekupaj da ise hazır resmi objeye yapıştırmak yeterli oluyor.Ancak bu yapıştırma işi de bir hayli zorlu geçiyor,ne yaparsanız yapın altta hava kabarcığı kalıyor,onu çıkartırken kağıt yırtılıyor vs vs.Tabi ben bu işi ustasından öğrenmediğim için ipuçlarını bilmiyor da olabilirim.Neticede internetten öğrandiğim kadarıyla yaptığım ilk kağıt dekupajlar bunlar.
                      İlk objem yıllardır kullanmadığım,dolap bekçisi tepsim.
Öncelikle akrilik boyayla boyadım tepsiyi ancak bunun gereksiz olduğunu sonradan anladım çünkü dekupaj kağıdı peçete gibi altını göstermiyor.Pürüzsüz bir yüzey olması yeterli.

Daha sonra dekupaj tutkalını resim yapıştıracağım bölüme sürdüm,burada da tutkalı bolca sürmek ve hızlı olmak gerekiyor,çünkü dekupaj tutkalı çabucak katılaşıp kuruyor.Resmi yapıştırdıktan sonra hızlıca üstten bastırarak alttaki havayı almak gerekiyor.Burada dikkat,resme bastırırken yırtılıveriyor.Bir sonraki çalışmamda keşfettiğim üzere,resmin üzerine de tutkal sıkıp plastik spatulayla düzeltmek daha iyi sonuç veriyor.Resmi yapıştırdıktan sonra aralarda kurumasını beklemek şartıyla üç kat daha tutkal sürdüm resmin üzerine.Bu işlem yapılmazsa cilalama sırasında kağıt yırtılıyormuş.

Sonuç böyle oldu,fena değil sanırım.





13 Mart 2015 Cuma

DİKİŞ SEVDA'SI: MAKYAJ TÜYOLARI

DİKİŞ SEVDA'SI: MAKYAJ TÜYOLARI:                    Daha önceki yazımda doğal yağlardan söz edeceğimi yazmıştım.Yaşımızın ilerlemesi ve yerçekiminin etkisiyle cildimiz gider...

MAKYAJ TÜYOLARI

                   Daha önceki yazımda doğal yağlardan söz edeceğimi yazmıştım.Yaşımızın ilerlemesi ve yerçekiminin etkisiyle cildimiz giderek gevşeyip sarkmaya başlar.Kırışıklıktan daha önemlidir sarkma ve gevşeme.Çevresel faktörler,gıda rejimimiz ve genetik faktörlere bağlı olarak hızı ve zamanı değişmekle birlikte hepimizin başına gelen ve gelecek olan üzücü bir hadise bu ne yazık ki.Önüne geçemeyeceğimiz bu durumu en aza indirmek ve geciktirmek elimizde.Öncelikle yüz kaslarımız ve kemik yapımız cildimizi alttan destekleyen yapılar olduğu için onlara iyi bakmamız lazım.yüz kaslarımız ve kemiklerimiz adeta askı etkisi yaparak cildimizi tutarlar.Yüz mimiklerimizi olabildiğince çok kullanmak,gülümsemek,yüz egzersizleri yapmak,kemik erimemizi en aza indirmek için beslenmemize dikkat etmek,bu askı görevi gören yapıları uzun yıllar sağlam tutacaktır.
                    Gelelim cildimize,su konusunu hepiniz bildiği için tekrar değinmeyeceğim.Günlük nemlendirici bir krem kullanmamız şart.Özellikle kış aylarında cildimizle dış etkenler arasına bir bariyer çekmemiz lazım.Bunun için de BB kremleri şiddetle öneririm.Fondöten gibi cildinizi nefessiz bırakmıyorlar,nemlediriyorlar ve UV ışınlarına karşı da koruyucu özellikleri var.Her markada var artık bu kremlerden.Daha önce anlattığım allerji testini yaparak bir tane edinin kendinize.Ancak gece yatmadan önce cildinizi mutlaka temizleyin ve bir gece kremi sürün.Gece kremi derken illa da üzerinde gece kremi yazması şart değil.Yoğun bir krem olması yeterli.Bu noktada doğal yağlarla nasıl gece bakımı yapılır konusuna giriş yapacağım.Hametan,Bepantol,Madecassol gibi tıbbi epitelizan ( cilt hücresi onarıcı) kremleri rahatlıkla gece kremi niyetine kullanabilirsiniz.Bunları sürmeden önce birkaç damla doğal yağı yüzümüze ve boynumuza iyice yedirip üstüne de bu kremleri uygulayarak gece bakımımızı tamamlayabiliriz.Ya da kremi avucumuza sıkıp üzerine birkaç damla yağ damlatıp karıştırıp bu karışımı yüzünüze sürebilirsiniz.Doğal yağlar içinde ben en çok; Mavi Anemon,jojoba,limon/portakal,argan yağı kullanıyorum.Daha bir çok cilt yenileyici yağ var,arzunuza göre farklı farklı zamanlarda hepsini kullanabilirsiniz.Allerji testi yapmayı unutmayın ama.Mavi Anemon yağı cilt yenileyici ve hücre uyarıcı bir yağ,cildin yaşlanmasını geciktiriyor.Jojoba ve Argan yağları cilde yoğun nem ve elastikiyet kazandırıyor.Limon- portakal ya da genel anlamda meyve yağları ise ,o çok yüksek rakamlara malolan cildin üst tabakasının soyulması işlemini gerçekleştiriyor.Tüm bu yağları aynı anda sürmüyoruz tabi ki.Her gece farklı yağları kullanarak tam bir bakım yapabiliriz.Bu yağlar bize ,serum adı altında satılan krem ve likitlerin sağladığı cilt desteğini sağlıyor.Benim yüzümde herhangi bir estetik müdahale yok,hiç botox yaptırmadım,cilt bakımına bile gitmedim hayatımda.Ancak en yakınlarım bile hep gizli gizli yüzüme birşeyler yaptırdığımdan şüphelenirler :)) Yirmili yaşlarımın ortalarından itibaren yaptığım şeyler yukarıda size anlattıklarımdır.Unutmayın ki,cildinize dışarıdan yapılacak her türlü müdahale,ileriki dönemde daha kötü etkilere sebep olacaktır.Örneğin botox yüz kaslarınızı felç ettiği için o sözünü ettiğim askı görevi bozulacak,her botoxta kaslarınız daha da güçsüzleşecek ve ileriki dönemde cilt gerdirme işlemi yapmak zorunda kalacaksınız.Ya da şimdilerin modası kendi kanınızla cilt yenileme,bu işlemde olan biteni hala anlamış değilim,o kan zaten sizin damarlarınızda dolaşıyor,e yüzünüzde milyonlarca kılcal damar var zaten.İdda edildiği üzere kanın içindeki cilt yenileyici ve koruyucu maddeler yoğunlaştırılıp size geri veriliyor.Yalnız şunu da belirteyim,bu yazdıklarım tamamen şahsi fikirlerim,kendim için uyguladıklarım.Yazdıklarım kesinlikle doğrudur ,diğerleri yanlıştır diye bir iddiam yok.Benim hekim olarak ve kadın olarak kabul edip uyguladığım şeyler bunlardır diyorum.
               Öncelikle allerji testi yapmanızı tekrar hatırlatarak,doğal yağları hayatınıza katın diyorum.Hepinize sağlıklı günler dilerim.







12 Mart 2015 Perşembe

DİKİŞ SEVDA'SI: BUYRUN PİZZAYA

DİKİŞ SEVDA'SI: BUYRUN PİZZAYA:                 Daha önce söz vermiştim bugün akşam yemeği için yapınca ,hadi sözümü tutayım dedim.Ancak ne yazık ki evde yalnız olduğum içi...

BUYRUN PİZZAYA

                Daha önce söz vermiştim bugün akşam yemeği için yapınca ,hadi sözümü tutayım dedim.Ancak ne yazık ki evde yalnız olduğum için yapım aşamalarını fotoğraflayamadım.Takdir edersiniz ki eller hamur ve yağ içinde olunca teknoloji bile iş göremiyor.
                Gelelim tarife;
    4 su bardağı un (200 ml standart bardak)
    3 tatlı kaşığı toz şeker
    1 tatlı kaşığı tuz
    1 yemek kaşığı zeytinyağı
    2 yemek kaşığı süt
    1 yemek kaşığı toz maya
    1 kg kaşar peyniri ( ısındığında eriyip uzayan her türlü peynir oluyor,hatta ben bazen bir kaç peynir türünü karıştırarak yapıyorum)
     Ketçap
     Pizzanıza koymak istediğiniz zeytin,biber,mantar,sosis gibi evde olan malzemeler
                           Tüm malzemeyi karıştırıyoruz ve azar azar ılık su ekleyerek ekmek hamuru kıvamında bir hamur elde ediyoruz.Arzu ederseniz bu aşamada biraz kekik ve sarımsak ekleyebilirsiniz,oldukça lezzetli veriyor.Hamurumuzu güzelce yoğurup mayalanmaya bırakıyoruz.Eğer ekmek makineniz varsa tüm malzemeyi makinede yoğurabilirsiniz,makine için yaklaşık 300 ml su yeterli oluyor.
                           Hamurumuz mayalanırken üzerine koyacağımız malzemeleri doğruyoruz,peynirimizi rendeliyoruz.Hamurumuz iki katı şiştiğinde tepsilerimizi zeytinyağıyla yağlıyoruz (bu malzeme ile iki tepsi ince hamur pizza oluyor).Tepsileri yağlarken yağı biraz fazlaca sürelim ki hamurumuzu açmak kolay olsun.Hamurumuzu eşit iki parçaya bölüyoruz ve tepsilere koyup ellerimizle bastıra bastıra tepsiye yaymaya başlıyoruz.Bu aşamada hamur biraz direnecek korkmayın malzeme koydukça tepsiye yayılacak.Hamurun her iki yüzü de yağlansın diye alt üst edip yaymaya devam ediyoruz.Servis tabağı kadar büyüdüğünde üzerine istediğimiz miktarda ketçap sürüyoruz ve rendelenmiş peynirimizin yarısını döküp ellerimizle bastıra bastıra hamuru iyice yayıp tepsi boyutuna getiriyoruz ( peyniri iki tepsiye bölüştürmeyi unutmayalım).Şimdi malzemelerimizi ( mantar,zeytin,sucuk,sosis vs) arzu ettiğimiz miktarda pizzamızın üzerine yayıyoruz.En son olarak da kalan peynirimizi her iki hamurumuzun üzerine yayıp tepsileri fırına veriyoruz.Fırınınızın özelliğine göre değişebileceğini unutmayın,ben 200 derecede 20 dakikada pişiriyorum.Peynir eriyip hamur hafif kızardığında pizzanız hazırdır.Afiyet olsun.

11 Mart 2015 Çarşamba

DİKİŞ SEVDA'SI: GÜMÜŞ TEPSİ VARAN İKİİİİİ

DİKİŞ SEVDA'SI: GÜMÜŞ TEPSİ VARAN İKİİİİİ:             İkinci tepsiyi de tamamladım.Soran arkadaşlarım oldu; o yüzden kullandığım malzemeleri de görüntüledim.İlk hali böyleydi Sonra k...

DİKİŞ SEVDA'SI: YAŞASIN KANAVİÇE

DİKİŞ SEVDA'SI: YAŞASIN KANAVİÇE:                  Kanaviçe demek,benim için çocukluğumun yaz tatilleri demek,çiçek demek,renk demek.Artık bildiğiniz gibi çiçek deseni mutlul...

YAŞASIN KANAVİÇE

                 Kanaviçe demek,benim için çocukluğumun yaz tatilleri demek,çiçek demek,renk demek.Artık bildiğiniz gibi çiçek deseni mutluluğu ifade ediyor bana.Kanaviçelerde de çeşit çeşit,renk renk çiçekler.E, daha ne olsun?Uzun süredir işlememiştim,nihayet ısmarladığım ipler ve kumaşım geldi Goblen.com'dan.İki projem var,tabloyu olduğu gibi işleyeceğim ancak ben büyük countlu kumaşa işleyeceğim ki daha büyük olsun.

Gördüğünüz üzere Çapi sahiplendi yeni cicileri.


Diğer projem ise hazır aldığım Buldan Bezi masa örtüm
Bunda da işlemeyi örtünün ortasına değil,dört köşesine işleyeceğim
Ne zaman bitirebilirim bilmiyorum ama başlamak bitirmenin yarısıdır değil mi???
Bu da ortaokul ikinci sınıftayken bir dergideki fotoğrafa bakarak işlediğim pano.Ne yazık ki büyük counta ince iplikle işlemişim o yüzden renkler biraz soluk duruyor.
Count 1cm e sığan kare sayısı demek,count küçüldükçe kareler büyür ve işlemeniz de o oranda büyür ya da tam tersi geçerlidir.Uygun iplikle her türlü deseni büyütüp küçültebilirsiniz.

DİKİŞ SEVDA'SI: YETTİ ARTIK

DİKİŞ SEVDA'SI: YETTİ ARTIK:                 Tacizlerin,tecavüzlerin,cinayetlerin sonu gelmiyor,evinin kapısından dışarı adım atan her kadın potansiyel kurban bugünlerde...

10 Mart 2015 Salı

DİKİŞ SEVDA'SI: GECENİN HUZURU

DİKİŞ SEVDA'SI: GECENİN HUZURU:                  Aslında gece insanı değildi Meltem.Yani geceyi severdi ancak yorgunluktan uyuyakalırdı her gece.Herkes yattığında kendine v...

DİKİŞ SEVDA'SI: GÜMÜŞ TEPSİ VARAN İKİİİİİ

DİKİŞ SEVDA'SI: GÜMÜŞ TEPSİ VARAN İKİİİİİ:             İkinci tepsiyi de tamamladım.Soran arkadaşlarım oldu; o yüzden kullandığım malzemeleri de görüntüledim.İlk hali böyleydi Sonra k...

DİKİŞ SEVDA'SI: OLMAZSA OLMAZ,MAKYAAAAJJJJ

DİKİŞ SEVDA'SI: OLMAZSA OLMAZ,MAKYAAAAJJJJ:       Bugün,sevgili Terzi Begüm'ün blogunda dolaşırken makyajla ilgili yazdıklarını okudum da biraz,benim de söyleyeceklerim var diye dü...

DİKİŞ SEVDA'SI: PFAFF'LA İLK DENEME SÜRÜŞÜMÜZ

DİKİŞ SEVDA'SI: PFAFF'LA İLK DENEME SÜRÜŞÜMÜZ:                 Nihayet makinemi fişe taktım bugün.Bayağı bir ders çalıştım kaç gündür,Allah'tan internet var,bir sürü video izledim.Son...

PFAFF'LA İLK DENEME SÜRÜŞÜMÜZ

                Nihayet makinemi fişe taktım bugün.Bayağı bir ders çalıştım kaç gündür,Allah'tan internet var,bir sürü video izledim.Son derece sessiz çalışıyor makinem,ekranda da size yol gösterici işaretler çıkıyor.İsterseniz pedalla isterseniz de bir düğmeye basarak çalışıyor.Ben şimdilik pedalı tercih ettim ama düğmeyi de denedim. Özellikle uzun düz dikişlerde örneğin nevresim falan dikerken çok büyük kolaylık sağlayacağını düşünüyorum.İlk iş masuraya ip sarmak,eski makinemde masura kendi yatağında sarılıyordu,büyük kolaylıktı.Pfaff'ta ise eski makinelerdeki gibi dışarıda sarılıyor ama çok pratik ve düzgün bir sarma yapıyor.
Ben sadece pedala bastım o da sardı,masura dolunca kendisi otomatik olarak duruyor.Sonra masurayı yatağına yerleştiriyorsunuz ama öyle alttan ipi çekmek falan yok.Masurayı yerine takınca otomatik olarak düz dikiş ibaresi ekranda beliriyor.
 
Gördüğünüz gibi makinenin boyun kısmı yani diken bölümle gövde arası,oldukça geniş.Bu da büyük parçaları dikerken hareket imkanı sağlayacak diye düşünüyorum.Eveeet gelelim projeye,bu makinedeki ilk dikişim olduğu için kolay bir şey yapayım dedim.Çünkü kendimi yeni ehliyet almış lüx araba kullanan bayan şöför gibi hissettim,neticede yirmi yıldır aynı makineyi kullanıyordum :)) 
          Çok uzun süredir giymediğim kadife bir pantolonum var,kuaför boya damlattığı için giyilemez durumdaydı ama çok sevdiğim için de atamıyordum.Bir de boyu kısa olduğu için giymediğim hediye bir eteğim vardı.Şöyleki;
Bu ikisi evlense ne güzel olur diye düşündüm ve işe başladım.Eteğin belindeki lastiği kestim,pantolonu bir önceki değerlendirme projesindeki gibi kestim
Sonra her ikisini yüze yüz gelecek şekilde üst üste koydum,her iki parçanın yan dikişlerini denk getirdim.
Daha sonra fazla gelen etek genişliğini pile halinde iğneledim ve makineye çektim.
En son olarak da zigzag dikişle temizliğini yaptım.Aslında Pfaff Ambition 1.0 sürfile overlok benzeri dikiş de yapabiliyor ama şimdilik denemedim.
Ve işte sonuç
Hepinize sağlıklı günler dilerim.






OLMAZSA OLMAZ,MAKYAAAAJJJJ

      Bugün,sevgili Terzi Begüm'ün blogunda dolaşırken makyajla ilgili yazdıklarını okudum da biraz,benim de söyleyeceklerim var diye düşündüm.Oldukça iyi hatta profesyonele yakın makyaj yapabilen biriyim ben.Porselen makyaj malzemelerim bile var,haa yapar mıyım,porselen makyaj beni kaşındırdığı için hayır,yapmıyorum ama isteyene yapıyorum.Yirmili yaşlarımın sonundan beri makyaj yapıyorum.İnternet çıktıktan sonra doğru makyaj nasıl yapılırmış öğrendim tabii.Mia Maya isimli youtubberı şiddetle tavsiye ederim,ben ondan çok şey öğrendim.
       Allerji yapmayan tüm markalarla makyaj yapabilirsiniz,sonuç aynı oluyor inanın.Çok pahalı markalara hiç gerek yok.Pratik olarak,alacağınız ürünün içindekiler bölümünü markalar arası kıyaslamak güvenilir ve sağlıklı bir ürün olup olmadığı konusunda size yol gösterecektir.Hangi markanın allerji yapacağını asla bilemezsiniz.Çok pahalı markalar da allerjik olabilir kişiye göre.Eğer çok allerjik bir kişiyseniz,almayı düşündüğünüz ürün ne olursa olsun test edin.En emin yol,alacağınız ürünü bileğinizin iç kısmına sürmek ve en az 15 dakika beklemek olacaktır.Her türlü ürünü bu şekilde test edebilirsiniz.İlk 15 dakika,24 saat ve bir hafta sonra sürdüğünüz yerde problem yoksa o ürün size uygundur.Allerjinin değişik tipleri olduğu için bu süreleri veriyorum.
         Gelelim önerilerime; Begüm'e de yazdığım gibi,her markanın rimelini denemiş biri olarak söyleyebilirim ki Rimmel marka rimeller,özellikle de yeşil rengi bir harika,takma kirpik efekti yaratıyor.Ancak unutmayın ki,hangi rimeli alırsanız alın ilk kullandığınızda hayal ettiğiniz görünümü yakalayamazsınız.Çünkü ilk başta fazlaca likit olurlar.Yaklaşık bir hafta içinde istediğiniz hale gelirler.Bu süreyi kısaltmak için rimelinizin kapağını hafif açık bırakıp günde bir iki saat havalandırabilirsiniz ancak açık unutursanız rimeliniz kurur.Rujlarda ben renkli parlatıcıları tercih ediyorum günlük hayatta.Parlatıcıyı sürüp sonrasında uygun renkli bir kalemle çerçeve yaparsanız doğal ve dolgun görünümlü dudaklarınız olur.Kalemi asla resim çerçevesi gibi belirgin sürmeyin ve de dudak hattınızdan taşırmayın.İnce dudakları dolgun göstermek için taşırmak kötü bir görüntü yaratır.Dolgun gösterme tekniklerini daha sonra konuşuruz.Far kullanımı başlıbaşına bir sanat onu da ayrı bir yazıda yazayım diye düşünüyorum.Günlük makyajınızda gözkapağınıza  ve göz pınarınıza çok açık renk bir far ,mümkünse ışıltılı bir far,sürmek sizi genç ve büyük gözlü gösterecektir.Kirpik diplerinize siyah kalem çekip hafifçe dağıtırsanız çok doğal görünümlü büyük gözleriniz olur.Üst göz kapağınıza da kalın uçlu bir fırça ile sağa sola yayarak göz kemiğinizin hattını izleyecek şekilde doğal tonlarda bir far sürdünüzmü makyajınız tamamdır.Yine Begüm'e yazdığım gibi eyeliner sürmenin en kolay yolu iki kat rimel sürdükten sonra rimelin kurumasını bekleyip kirpik diplerinizi takip ederek eyeliner çekmek bence.Bir deneyin ve bana dua edin kızlar.
            Kremler ayrı bir dünya,ben son keşfim M.Asam markasını kullanıyorum.İçinde resveratrol denilen hücre yenileyici bir madde var.Ayrıca sıklıkla doğal yağlar kullanıyorum serum niyetine,bu konuyu da daha sonra ayrıntılı yazacağım.
             Bugünlük bu kadar sağlıkla kalın.