19 Aralık 2015 Cumartesi

ESEREKLENDİM

                 
   


                  Bak şimdi şu paspasa,az daha yakından bak,

     

   zannedersin ki sabahın köründe ben dürtelemişim de kaldırmışım onu yataktan.Öyle dertli ve küskün bakıyor.


Al bak uyudu bile,her sabah bu minvalde akıyor bizim ömrümüz.Sabah ezanından az önce kalkıyor,beni de zorla kaldırıyor,hıı yok canım öyle yalayarak falan değil,bildiğin suya çömlek atlayışı yapar gibi üstüme  atlıyor.Sıkıysa kalkma,doğum sancısı gibi üç beş dakika aralarla yeni atlayışlara maruz bırakıyor beni.Sonra da gelip böyle yatıyor.Hayır,madem kılmayacaksın niye namaza kalkıyorsun be kedi???
                   Yok yok,yanlış anladın,şikayetçi değilim asla,oldum olası uykuyu sevmem ben,ihtiyaç duyarım ama uyumak istemem.Uykuya zaman kaptırmayı sevmem,o zamanı kullanmak isterim.Bir de sabahın körünün yalnızlığını severim.Tüm dünya bana kalmış gibidir ama tüm sevdiklerim de oradadır,yani yalın boğucu bir yalnızlık değildir o yalnızlık;beni sarıp sarmalayan,ninnileyen,prensesleyen,güven dolu bir yanlızlıktır.Çünkü bilirim,yanlızlıktan sıkıldığım anda içerideki odalardan birinde somut olarak beni sarmalayacak biri de vardır.Yani zengin sosyalistliği gibidir benim sabah yanlızlığını sevmem.Gerçekten yalnız olan birisi ben böyle havalı havalı ,' sabah yalnızlığını severim,ırt ederim pırt ederim' diye konuşmamdan alınıp bana diş bilemesin diye tarif ediyorum sevdiğim yanlızlığı.Tuzum kuru ya şimdilik o yüzden sevmesi kolay o yalnızlığı.Biliyorum,kızmayın bana ,gerçek yanlızlığın insanı nasıl tükettiğini gözlemledim uzun yıllar.Hele de son görev yerimdeki hastalarımın çoğu yalnız yaşayan yaşlı insanlardı,e benim yaşım da kemale doğru pupa yelken gidiyordu,epey abarttımdı o dönem gene empatiyi.
                      Eskiden Çapi yokken,buralar heeepp tarlaydı,ay yok hatlar karıştı,kitaplardı bana eşlik eden,o zamanlar da çok güzeldi ama kedi başka bir şey.Hani mutluluğun resmini istemişler ya Abidin'den,kedi de karşılıksız sevmenin,güvenmenin,adanmanın,mutluluğun üç boyutlu resmi gibi.


Bak şimdi bu sevilmez mi?Az sonra gözlerini açacak,mıırrkk diye söylenecek,kucağıma atlayacak,burnunu ve yanaklarını suratıma sürtecek,sürtecek sonrasında da parmak emecek.Hı hı,annesiz bir yetim o,iki günlük falanmış çöpün yanında bulduklarında,hiç emmediği için parmak emiyor hala,hemde öyle şapırdata şapırdata.Gezi zamanlarıydı,güzel insanlar vardı,çapulcu muymuş neymiş türleri,hah biz bu insanları çok sevdiydik te,Çapi'nin adı da oradan geliyor işte,babası "bu çapulcu türü insanları pek sevdim,oğlumuzun adı da onlara itafen Çapi olsun "dediydi de öyle koymuştuk  adını.Adıyla müsemmaa bir hayvandır Çapikun ( evde kendisi bilimum eklemeler ve kısaltmalarla çağrılır,hepsine de cevap verir,Çapçap,Çapiçip,Kunkun,Çapikun gibi ),ete yüz vermez ama domates için üstünüze tırmanır,balığı koklar kaçar ama kayısı için tişört parçalar,süt içmez kefir içer,yani tam bir çapulcudur.
             Dün yıllar sonra yılbaşı ağacı kuralım hadi dedik Beliz'le.Biz öyle yılbaşı falan kutlamayız yani karşı olduğumuzdan falan değil,günlere özel anlamlar yüklemeyi sevmeyiz.Çerez çombalak alıp filim seyrettiğimiz gecelerimiz olur bizim,yılbaşının da bir farkı yok,aynısını yapıyoruz zaten.Yani bize her gece yılbaşı,o bakımdan.Çapi gelmeden  önce de bırakmıştık ağaç işini.Zaten çocuklar arkadaşlarından duyup özendikleri için almıştık,iki sene yapıp bırakmışlardı.Yani Çapi'nin hiç bir suçu günahı yok bu ağaç işinde.Neyse nereden esereklendik bilmiyorum,dün ağacımızı kurduk.Ayol sihirli bir şey bu,nasıl havaya girdik birden,valla güzel de oldu,evin havası değişti.Biz ağacı kurarken yavrum bir sevinçleniyor ki,zaten ne zaman iş yapsak dört döner etrafımızda,aslında biz ağacı kurmaktan çok Çapi'nin neşelenmesinden ,sevincinden mutlu olduk.Allaam yaa,küçük çocuk gibi aynen.Kedi anneleri ve babaları şu anda gülümsüyordur eminim,aynı böyle ama değil mi???Neyse korktuğumuz başımıza gelmedi,ağacı devirmedi,bozmadı.Ama tombul patileriyle ara ara ağaçtan süs aşırdı.Biz başka odada mutfakta falan olduğumuzda,koridordan tıkırtılar geldiği her seferinde yaptığımız tespitlerde bir parlak top,bir kozalak,bir Nail baba bulup yerlerine astık tekrar.Sonunda Çapi süslemelerin kendi istediği şekilde asıldığına kanaat getirince bıraktı işin peşini.Demek ki ağaç süsleyebilirmişiz kedimiz olsa da,öğrenmiş olduk.Artık seneye üşenmezsek gene süsleriz.


Şimdi nostalcik pazartesi yapacakmışız ya,ben daha yeni ayıktım duruma,orada da paylaşacağım pazartesi,tebiii unutmazsam,nirvanaya çeyrek kala diye bir yazım vardı,okuyanlar hatırlayacak,kişisel hırslarla pek işim yok benim.Biz kendimizi ailecek Ferrarisini satan bilge moduna ayarlayalı çok oldu.Bir de ne kadar şanslı bir insanım ben yahu,sankim seçilerek bir araya getirilmiş gibiyiz,kedi bile bize benzedi.Hadi kocanı seçebiliyorsun da,çocuklar rastgele bir genetik karışım sonuçta.Hayır yetiştirmek de çok önemli de,nice harika insanların pek de öyle harika olmayan çocukları olabiliyor yani.Tamam biz elimizden geleni yaptık,yapıyoruz ama bize çok büyük hediye bağışlanmış bunun da farkındayız.Düşünsenize,gıcık olduğunuz her şeyi seven evladınız olsa ne hissederdiniz?Bizim üç çocuğumuz da (ikizler ve kedi) üzünçlü çocuklar değil çok şükür,darısı herkesin başına.




Hayat ilginç bir zaman dilimi.Bazen yav neyin telaşı,neyin koşuşturmacası bu diyoruz hepimiz.Diyorum ki,bu kadar kumaşı,boyayı ne yapacaksın,hayır yapacaksın da ne olacak?Bu kadar kitabı niye aldım ki şimdi ben,bakalım okumaya vaktim olacak mı,teker teker alsam ya....Yaparken fark etmiyoruz da,hep yaşama umut adıyoruz işte.Süremiz belirli değil ya,hayatla pazarlık halindeyiz hep.Dur şunu da okuyayım,dur bunu da dikeyim,daha gelme ölüm diyoruz.Varoluşumuz bu kadar anlamsız değildir diye düşünüyorum ben,sırrını çözemediğimiz bir gizem söz konusu olmalı.Diyor ki bir yazar,ağlayarak doğarız,bilmeyiz çünkü daha güzel bir yere gittiğimizi,en güzel yer anne karnı sanırız.Doğduktan sonra da ölümden korkarız,çünkü bu sefer de ölünce nereye gideceğimizi bilmeyiz.Demem o ki,öldüğümüzde doğumu yaşayabiliriz belki de yeniden.Aaa,ayol konu nereden ölüme geldi anlamadım,esereklendim işte ,idare edin.
          Şimdi Çapi kucağımda,mırıl,gırıl,ha gayret sesleniyor,sazlanıyor.Anladı zaar ondan bahsettiğimi.Şu an yaşamak değil mi işte,bundan büyük zenginlik ve mutluluk mu var,bak tam şu anda ölsem mesela,cennet denilen o yere giderim eminim,öylesine nirvanaya yanaşmış durumdayım.Derken omzuma bir şaplak iniyor,Beliz'in başı omuzumda,okuyor yazdıklarımı,otobüste gazete okur misali,"ne diyon kadın sen,doğru dur bakiim ",ya işte cennet bu olmalı.İki kilo doğmuştu Beliz,prematüreydi,emme reflexi bile yoktu,ölecek diye korkmuştum,o kadar minikti ki Baha ile aralarında bir yaş var zannediyorlardı ( Baha aylar içinde hızla gelişti toparlandı ama Beliz o hızı yakalayamadı,ikiz olmalarına rağmen farklı yaşlarda duruyorlardı o zamanlar) ,şimdi bu günkü kocaman genç kıza bakıyorum,ben cennet denilen o şeyi yaşıyorum ki burada diyorum.
          Yine bir yazar diyor ki,cennet de cehennem de bu dünyada yaşanıyor.Yeniden ve yeniden doğuyoruz hayata.Kimi toprağa karıştıktan sonra solucan olup geri dönüyor bu ömrünü sürünerek geçiriyor geçmiş hayatının bedelini ödüyor.Kimi de kuş olup geri dönüyor,özgürce uçuyor gök yüzünde.Ne kadar doğru,ne kadar mantıklı.Hepimiz çeşitli inançlarla,felsefik yaklaşımlarla büyütüldük,sonrasında da sırtımızdaki heybeye kendimiz bir şeyler ekledik.Ben yukarıda yazdıklarımı işte o sırtımdaki heybenin içindekilerle harmanlayıp,ruhumu aydınlatmaya ve huzuru bulmaya çalışıyorum.Bizim gibi karışık kültür yaşayan insanların huzura ermesi ne zor değil mi??? Alt beynimize işlenmiş doğrular,yaşamın bize öğretip gösterdikleri,bizim başka yaşamlardan öğrenip gördüklerimiz,hepsinden bir senteze varıp sağlıklı bir akla erişmek ne kadar zor....
           Sıkılmayıp buraya kadar gelebildiysen,bendensin ,bizimlasın......








21 yorum:

Handan dedi ki...

Şu an oğluşu okula yolcu ettim, babamız içerde uyuyor ben de salonda sabah sessizliği keyfi yapıyorum. Dediğin gibi kimse olmasa sıkardı bu sessizlik belki ama bana sürekli devinim halindeki günden önce harika geliyor :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ya ,işte çok güzel geliyor ama zenginin sosyalistliği misali seviyoruz bu yanlızlığı,tuzumuz kuru.Bakalım sürekli yalnız kaldığımızda sevecek miyiz??Kalmayız biz öyle değil mi yaaa???

Handan dedi ki...

Kalmayız bence :)

Ayselce örgüler dedi ki...

Samimiyetle söylüyorum ki sıkılmadan hatta okurken bitmesin anlatmaların diye beğenerek okudum,duygulandım ,güldüm nerdeyse her bir satıra kendimden anlam yükledim :) çapinin hikayesine bayıldım o ne güzel ne şeker bir minnak onu verene kurban olurum güzell yuvanız gibi bir yerde yaşadığı için şanslı keşke herkes bir pisiyi sahiplense .
Sabah muhabbetiniz bir alem beninkisi de yerinde yatmıyor ayakucumda sabahlıyor evet erken kalkıyorlar :) uyanınca geliyor alnımı tırtıklı diliyle yalıyor yalıyor tmm. dediğimde bırakıyor:) geçen sabahsa saçımın dibini yaladı ondan sonrada bir tutam saçımı ağzıyla çekmeye başladı tövbe yarabbim ölürmüsün öldürürmüsün :))) gülmekten uykum kaçtı kalktım o ayağımın dibinde artık birlikte kahvaltı hazırladık:)
Çapinin domates kayısı yemesi çok komik eşşekk yiyen ağzını tutacan yumuşturuverecen :)
Değerli doktorum bende gece sessizliğini çok severim sabahları o işi bitireyim şunu yapayım diye rahat keyif yapamam ama senin yaptığın daha mantıklı çünkü geç yatınca en az 10 dan önce kalkılmıyor yani gün bitiyor yazık değilmi ? :)
Evlatlarımızı allah başımızdan eksik etmesin hayatın zorlukları onlara vız gelsin seninkileride allah bağışlasın daha önceki resimlerinizde görmüştüm maşallah onlara .
Konuşmayı sevdiğimden yorumlarımda böyle uzunnn oluveriyor inş. sıkılmazsınız ve sizdenim :)sevgi ,selamlar güzel haftasonları.

Nuray dedi ki...

Ayyy biraz mola vereyim bakayım ,sanal alemde ne var ne yok dedim baktım can arkadaşım paylaşım yapmış ,hemmen atlarsın ,oh oh çok mutlu oldum ne yapmış bakayım benim eserekli arkadaşım :)) Ah kadın nasıl da güzel anlatmışsın sanki ben konuşuyorum,çünkü erken kalkma aşkımı anlayan pek kimse yok arkadaş çevremde, öğlene kadar uyuyarak geçirilen zamanlara nasıl acırım biliyor musun,sabahın muhteşem havasını bir kez solursan vazgeçemezsin zaten..Yürüyüşe çıkarız biz de çoğu zaman...Sevda aslında çocukları da eşimizi de kendimize benzetiyoruz aslında,kahvaltısız çıkmayız evden,üşenmem krep bile yaparım oğullarıma,hatta ileri gidiyorum,kahvaltı alışkanlığı olmayan gelin almayacağım diye büyük konuşmuşluğum da var :))))) Her durumda mutlu olan çocuklar olsun istedik,kaprissiz,mızmızlanmayan ,uyumlu,çözüm üretici ...sanırım başardık (Allaha emanet olsunlar) Ayyy ben yoğurt mayalayacaktım lafa tutuldum bak sen :)) Ah ahh küçükken hayvanlardan uzak büyüdüm ve onlardan çok korkuyorum,asla dokunamıyorum onlara uzaktan seviyorum, bunu aşmak istiyorum ama ....Fotoğraf köşesi de ,ağaç da çok güzel olmuş,sevgiler bu güzel aileye(elbise dikiyorum bu arada)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ya gece bizde yalnız kalmak mümkün değil ki,bir de etrafta da uyumayanlar oluyor,karşı evlerin ışığı açık oluyor falan ya,geceyi paylaşmak gerekiyor birileriyle ama sabah öyle değil,yalnız bizim sabahlar 4-5 gibi başlıyor.O satte kimse olmuyor ortalıklarda,öyle huzurlu bir sessizlik oluyor ki,bir de o saatte kimse bir şey istemiyor benden :))) Kedi candır,ben diyorum keşke yıllar önce alsaydım ama belki o zaman bu kadar iyi bakamazdım,bizimki de gece boyunca hepimizi dolaşır,hepimizle bir süre yatar.Kendince bizi bekliyorlar gece boyunca bence :))Sağol okuduğun için,duygularımı paylaştığın için

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Eyooo,yaşasın yaaa,biz yan yana gelsek ezandan namaza bir elbise dikeriz valla.Ekosemi dün saat altıda biçmiştim mesela.Bu gün teyelleyeceğim,hele yaz sabahlerı daha da güzel de mi Nurayım??Ya öğretmenler hep söyler ya,çocuklar ailelerini yansıtırlar,biz onlara bakarak nasıl bir aileleri olduğunu aşağı yukarı tahmin ederiz diye.En iyi tespiti sen yaparsın bu konuda.Ama yine de,kendi karakterleri güzel olmasa bizim de yapacak çok şeyimiz olmazdı aslında.Çook şanslı insanlarız bence.Benim eşim tüm hayvanlardan iğrenirdi,kedilerden korkardı.Annesi öyle büyütmüş.Eve kesi alma fikrime ölesiye karşı çıkmıştı başta.Şimdi Çapi ayak ucunda yatmayınca uyuyamıyor.Kim bilir bekli :))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Mevlüdem,yok gelmemiş yorumun,Sema'nın maili de gelmesi.Sana da her yere yazdım görmedin.Ben de seni arayamıyorum hattım kapalı yurtdışına,Murat dışarıda.Ay kafayı yedim,Sema'yı geysten bulayım desim,bulamadım.

oytunla hayat dedi ki...

Çapinin ismi hakikaten çok güzel olmuş :) Çok manidar ve dediğin gibi şahsına münhasır...
Hep böyle huzur içinde güzelliklerimiz olsun etrafımızda... Sakinliği sevsem de yamacımda sevdiklerim olduğunda daha bi huzurlu oluyorum...
Sabah uyandırılma şeklin şahaneymiş yalnız :)))) Ben kesin yataktan falan düşerdim o sıçramayla...
Mutlu hafta sonların olsun

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Sağol Şebnem ya,sana bir şey siyeyim mi,başlarda eşim güneşim aynı dediğin gibi oluyordu,hıaaa,nooluyo beee,kim o,kim saldırdı falanla fırlıyordu,alıştı şimdi,hahahahaaa

Yelek dedi ki...

Kitap yazmanı istiyorum Sevdacım. Senin bu akıcı, duru anlatımına, giriş, gelişme, sonuçlarına bayılıyorum. Özellikle mesleğinle ilgili yaşanmışlıklarını okumayı çok isterdim. Kim bilir kumaşı değişik ne kadar çok insan görmüş, tanımışsındır. Ne deneyimler edinmişsindir. Birçok yer görmüş, farklı kültürlere şahit olmuşsundur.Kız valla yaz yaz yaz yaz. Zevkle okurum billahi.

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Bak şimdi yaaa,eski tutkum benim kitap yazma hayali,çook eski bir yazımda da bahsetmiştim bundan.Sağol ya,nasıl iyi geliyor beğenilmek insana.Ne kadar törpülesek de ruhumuzu yaradılış ilte.Kız yazayım gştsin bee,eyvallah aplaaaa :))

Mevlude Turk Topal dedi ki...

Bugunler yastigimla cok hasir nesiriz, aramizdaki ask cok buyudu 9'lara kadar:))
(Hep troidin sucu, ilacim bitmisti iki haftadir icmiyorum yorgunluktan pestil oldum:)
Neyseki iki gundur 7'de kalkmaya basladim:)) (arada 5lerde kalkmisligimda oluyor ama insanlari krize sokmaya gerek yok degilmi?:))
Ben hayvani disarda severim, uzaktan uzaga askimiz cok buyuktur, yanina gelince korkudan butun tuyler ayaklanir:)
Hayir benim anlamadigim o capi kisisinin, o duvarda neden fotografi yok, neden uvey evlat muamelesini yapiliyor? (Fitneci geldi haniiiimmm)
Bu arada ne felsefik felsefik yazmisin be bacimmmm, erken kalkmak yaramamis sana.
Hem capi kisisi namazini kilip gelmistir yanina, kedi kisilerine az daha erken oluyor sabah namazi:)) ( yersen!!!)
Sabahki mesajim daha ilimliydi haa, simdi pek bi yorulmusum, bide kedi askim depresmis caktirmadan:)
Semadan aldim haberleri cok sagol. Opuldunuz tum aile bireyleri, ama en cok sen guzel kadin...

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Ya aynen,Çapi'nin fotoğrafı yok duvarda çünkü basılı fotosu yok,duvardakiler önceden kalmaya,çocuklarınki de mezuniyetten kalma,yani teknolocinin gözü kör olsun bacım,basılı foto tarih oldu.Bir daha duymayayım öyle ilaçsız onbeş gün,mahvetmişsin kendini,valla ciddili kızdım,doktorlu kızdım.Haa,ben de diyorum hem kılmıyo hem kalkıyo,hiç bilmiyodum bunu beeennn ;)))Semoşun kuzusunu takibe aldım,o iş bende merak etme halası,evelallah halladeriiizzz

Bi Poşet Kitap dedi ki...

"Hayır,madem kılmayacaksın niye namaza kalkıyorsun be kedi???" ahahah bayıldım buna :D Çapi'ye bak sen alarm gibi mübarek :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

He yav,yalnız şöyle de bir durum var ki,onun uyuyakaldığı sabahlarda da ben erken kalkıyorum :)))

deeptone dedi ki...

hah haa en tatlısı çapi yaa :) bi de kötü kedi şerafettin var ama. sen uykusuz penguen leman gırgır fırt fırat biliyon belli zaten :)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Şerafettin candır,ama yaşlandı o da,ooo biz Gırgır'la büyüdük,dünyanın en büyük üçüncü mizah dergisiydi tee 90'lımyıllarda.Sonra nazara geldi dağıldı,o saydıkların hep Gırgır'ın yavruları işte.Tabi ki hepsini okudum,ama Uykusuz sürekli albüm şeklinde giriyor eve.Benim kuzucuklar pek meraklılar,bir de benimle paylaşıp aynı şeye gülmeyi,irdelemeyi seviyorlar.Çok şanslıyım ben.Ama Fırat evimizin üyesi gibi,seviyoz çok.

bücürükveben dedi ki...

Esereklendim dikiş sevdam yazıp google a tıkladım, çünkü çok eski bir yazın sandım, aa baktım bu ay...nasıl gözümden kaçmış hiç anlayamadım ben iyice bunadım ayol..şöyle paneli bir kontrol edeyim belki başka kaçırdığım yazılar da olmuştur..demek temizlik yaparken filan bakmadığın anda yazı altlara iniyor ve ben göremiyorum bir daha..:(

Ya kıyamam 12 günlük çok minikmiş, ben Bücürük'ü sokakta buldum bir aylıktı biberonla filan çok şükür 6 yıl oldu...ama 12 günlük büyük başarı onu yaşatmak, annesiz..:(( Allah sana iyilik olarak geri döndürsün....domates, kayısı konusuna şaştım:)
gerçekten huzur en önemli şey dünyada ve şu aralar ne kadar huzursuzuz...:( yaşadığın ülkede huzur yoksa iç huzur da kolay kolay sağlanmıyor..huzurlu hissetmek için temel ihtiyaçlarımız var ki, sadece karnımızı doyurmak, başımızı sokacak evimizin olması yetmiyor, sokağa güvenle korkmadan çıkabilmek..korkmadan bir sinemaya gidebilmek...:( inşallah gelecek günler daha iyi olur:)

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

On iki de değil,iki günlükmüş,ben aldığımda iki aylıktı,o vakte kadar veteriner olan hastam yaşatmış onu,esas Allah ondan razı olsun.Ben aslında başka bir kedi evlat edinecektim internetten,mantarları varmış,veteriner olan bir hastam vardı arayıp sordum.İyileşir dedi,isterseniz bende de iki tane yetim var bir bakın dedi.Dayanamadım gittim,aslında kız kesi istiyordum,bu bizim Çapi kucağıma tırmandı başladı parmağımı emmeye,bir de mırıl mırıl.Katdeşi de çok tatlıydı üstelik de kızdı ama Çapi'ye aşık oldum o anda.Her yeri de mantar olmuştu ama gözüm görmedi valla.Üç yıl oldu bizim de,idrar yolu tıkanıklığı atlattık bir kez aklımız alındı ama ondan sonra turp gibi maşallah.Yabi bu arada yarı veteriner oldum ben de her anne gibi :)))

Dikiş Sevda’ sı dedi ki...

Yazmayı unuttum,kardeşi de çok iyi bir aileye evletlık verildi.